SERDAR SAĞLAM
Türkiye tatilin her türlüsüne harika alternatifler sunan eşsiz bir coğrafyaya, medeniyetlere beşiklik eden çok köklü bir tarihe ve kültüre sahip bir ülke. Ziyaret ettiğiniz her bölgede, her şehirde mutlaka sizi cezbedecek bir şeyler buluyorsunuz. Başta Antalya olmak üzere Akdeniz kentlerimiz her ne kadar deniz ve kumla anılsa da aslında, buralarda çok büyük bir tarihi zenginlik ve görmeye değer onlarca antik kent ve müze yer alıyor. Bununla birlikte trekking, yamaç paraşütü ve rafting gibi doğa sporları bu bölgede her yıl daha çok turist çekiyor. Doğa sporları aslında ülkenin genelinde son yıllarda yayılmaya başladı. Tahmin etmediğiniz pek çok şehirde bu organizasyonlara katılabiliyorsunuz. Karadeniz kentleri zaten doğasıyla enerjisi tükenmeyenleri kendine çekerken, Şanlıurfa ve Mardin gibi Güneydoğu illerimiz tarihi zenginlikleriyle cazibe merkezi konumunda. İç Anadolu zaten Kapadokya gibi ender bir güzelliğe sahip ama çok daha fazlası var. Örneğin Konya'yı bir kez gezmenizi öneririz. Çok şaşıracaksınız. Bu yazıda Türkiye'nin her köşesine dokunup size tatil için ilham vermek istedik.
TARİHİ VE DOĞASIYLA MASALSI BİR DİYAR: GÖKÇEADA
Denize dalıp doğal bir akvaryumda yüzüp kıyıya çıkınca, muhteşem bir çınarın altında dinlenip kömür ateşinde demlenen çayı içtiğiniz, tarihi Rum köylerinde taş evler arasında taş sokaklarda yürüdüğünüz bir yer arıyorsanız adresiniz Gökçeada. Dolunay ışığında Tuz Gölü'nde yürürken benliğinizin sırlarına ulaşabilirsiniz belki. Gökçeada, hem tarihi hem doğası hem de şiirsel ortamıyla büyüleyici bir gezi rotası. Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış durumda. Adada masalsı anlar yaşayabileceğiniz Tuz Gölü ve Gökçeada Sualtı Parkı size harika deneyimler sunacak.
AYVACIK'TA TEMİZ HAVAYLA BİRLİKTE TARİHİ SOLUYUN
Doğa, temiz hava ve tarihi bir arada tatmak isteyenlere Çanakkale'nin Ayvacık ilçesini tanıtmak istiyoruz. Son dönemde çok sayıda turist çeken Ayvacık 78 kilometrelik sahiliyle yaz tatilleri için önemli bir seçenek. Doğal güzelliklerden başlamak isteyenlerin ilk istikameti muhakkak Kazdağları olacak ya da olmalı. Dünyanın en zengin oksijen kaynaklarından biri olarak gösterilen Kazdağları doğa severlerin gönlünü her daim çeliyor. Pek çok bitki ve hayvana ev sahipliği yapan dağlarda 30 tane akarsu çağlıyor. Bölge İlyada Destanı'nda 'Bin Pınarlı İda' olarak geçiyor. Kazdağları işte bu eşsiz güzelliğinin yanı sıra mitolojik öykülerde bolca yer alan köklü bir tarihe de sahip. Burayı gezerken zihniniz bu hikayelerle şenlenecek. Kazdağları gezinizde görmeniz gereken yerler arasında Adatepe Köyü, Ayazma ve Zeus Atları'nı sayabiliriz. Ayvacık ilçesinde yer alan Assos Antik Kenti, Kuzey Ege'nin en etkileyici gezi mekanlarından birisi. İlk yerleşimin M.Ö. 2000'lere uzandığı antik kentte surlar, nekropol, amfi tiyatro, Athena tapınağı ve agora gezilip görülebilir. Ayrıca günbatımını da şiddetle öneriyoruz.
ŞANLIURFA: BİR TARİH MÜZESİ
İnsanlık tarihinin bilinen en eski büyük yapılarına ev sahipliği yapan Şanlıurfa'nın tarihi bu anlamda on binlerce yıl geriye götürülebilir. Kutsal metinlerde ve tarihi belgelerde geçen pek çok önemli olaya da ev sahipliği yapan Şanlıurfa baştan sona bir tarih müzesi olarak anılmayı hak ediyor. Şanlıurfa "peygamberler şehri" olarak anılıyor. Üç dinin atası kabul edilen Hz. İbrahim'in Urfa'da Nemrut'a karşı direndiği söylenir. Başka peygamberlerin de yolu Urfa'dan geçmiştir. Hz. Yakup'tan Hz. İsa'nın şehri kutsadığı rivayetlerine kadar... Adeta bir inanç merkezi olan Urfa'da insanlık tarihinin en eski yapısı ve tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe de bulunuyor. Hiç kuşkusuz M.Ö. 11 bin yıllarına uzanan tarihiyle Göbeklitepe'ye özel bir yer ayırmamız gerekiyor. Göbeklitepe yapıları, insanlık tarihinde inşa edilmiş ilk büyük yapılar olarak biliniyor. Tarihi mekanları gezerken muhakkak içerisinde 73 bin eser bulunan Şanlıurfa Arkeoloji ve Mozaik Müzesi'ni görmek gerekiyor.
YERALTIYLA VE ÜSTÜYLE BENZERSİZ: KAPADOKYA
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın eşi benzeri olmayan güzelliklerinden biri Kapadokya... Herkes Kapadokya'ya ilişkin muhakkak ki birkaç fotoğraf karesi görmüştür en azından. Dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken 10 yer listelense Kapadokya o listede olacaktır. 60 milyon yıl önce yanardağların püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu katmanlar milyonlarca yıl yağmurlara ve rüzgarlara maruz kalarak Kapadokya'ya bugünkü muhteşem coğrafyasını kazandırdı. Göreme Açık Hava Müzesi size bambaşka bir dünyaya götürecek ve seyahatiniz ilk günden farklı bir anlam kazanacak. Burada kayalara oyulmuş kiliseler, şapeller ve yaşam alanları size karşılıyor. Güllüdere Vadisi boyunca 4 kilometre boyunca yürüyerek Peribacalarının harika karelerini yakalayabileceksiniz. Kapadokya'daki yer altı şehirleri ise sizi başka bir dünyaya götürecek.
OLİMPOS'UN DENİZİ BAŞKA DAĞLARI BİR BAŞKA GÜZEL
Beş yıldızlı oteller yerine hem doğayla daha iç içe hem de daha organik bir tatil arayanlar için Olimpos ilk tercihlerden biri olacaktır. Antik kent, Antalya'da tarih, doğa ve denizin birleştiği eşsiz bir nokta. M.Ö. 2. yüzyıldaki Likya kentlerinden biri olan Olimpos'ta gezilecek çok yer, yapılacak çok aktivite var. Mayıstan itibaren sezonun açıldığı Olimpos'u, normalleşme başlamışken stres atmak isteyenlere öneriyoruz. Yanınızda Müzekart olursa pek çok noktayı ücretsiz gezebilirsiniz.
SAKARYA'NIN YAYLALARINI KEŞFETMENİN TAM ZAMANI
Başta İstanbul olmak üzere büyük kentlerden doğaya kaçmak isteyenler için en ideal rotalardan birisi Sakarya. Dağları ormanları, gölleri ve yaylalarıyla doğa severleri büyüleyen bir coğrafya. Havalar da yakıcı hale bürünmüşken Sakarya'nın birbirinden güzel yaylalarını keşfetmenizi önereceğiz. Taraklı ilçe sınırlarındaki Karagöl en dikkat çekici yaylalardan birisi. Denizden 1200 metre yüksekte konumlanan yayladaki çukurlar ilkbaharda yağan yağmurlarla dolunca uzaktan göl gibi görünmekte. Bölgede kampçılar için uygun yerler de çokça mevcut. Bölgedeki Acelle, Çiğdem, Keramali, Soğucak, İnönü ve Dikmen Yaylaları da birbirinden güzel ve görmeye değer.
DOĞA TUTKUNLARININ TATİL ROTASI ARTVİN
Plajlarda güneşlenmek yerine biraz daha serinletici, yeşillikle, ormanlarla iç içe bir gezi rotası arayanlar için Artvin biçilmiş kaftan. Karadeniz'in en doğusunda Gürcistan'ın sınırında yer alan Artvin, tabiat parkları, dağları, yaylaları ve şelaleleriyle doğa tutkunlarının gönlünü fetheden bir ilimiz. Yaz ayları ise bu coğrafyayı tanımak ve festivallere katılmak için en yerinde zaman. Borçka Karagöl Tabiat Parkı sizi kendisine hayran bırakacak doğal güzelliklerin başında geliyor. Barındırdığı muhteşem kanyon ve yemyeşil manzarasıyla Hatila Vadisi Milli Parkı'na da hayran kalacaksınız. Akdeniz iklimine benzer bir iklimin hüküm sürdüğü vadide rafting gibi su sporları yapılıyor. Vadi, trekking ve fotoğrafçılık için ideal bir rota.