Bu gece Regaip Kandili idrak ediliyor. İslam alemi için çok önemli bir gün olan Regaip Kandili, bin aydan daha hayırlı olan Ramazan'ın habercisidir. Kandil gecesi ibadetlerini yerine getirmek isteyenler salavat getirmenin faziletlerini de araştırmaya başladı. Salât ve selam kelimelerinden oluşan “salât-u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah'ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualar oluyor.
SALAVAT NEDİR?
Salât ve selam kelimelerinden oluşan “salât-u selam” terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allah’ın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir. Salavât, salât kelimesinin çoğuludur. Kur’an’da, “Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır.
Hz. Peygambere (S.A.V) Allah Teala’nın salât etmesi, rahmet etmesi; meleklerin salât etmesi, şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise, dua etmeleri anlamını ifade eder.
SALAVAT NASIL OKUNUR, NASIL GETİRİLİR?
Kur’an-ı Kerim’in, Hz. Peygambere (S.A.V) salât-u selam getirmeyi emreden bu âyetine binaen, geçmiş dönemlerde tanzim edilmiş pek çok salâtu selam örnekleri vardır.
Hz. Peygambere (S.A.V) en kısa şekilde;
“Allahümme salli alâ Muhammed” veya “Sallallahü aleyhi ve sellem” ya da “Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” diye salât-u selam getirilir.
SALAVAT GETİRMENİN FAZİLETLERİ NELERDİR?
Resûlullâh (s.a.v.) ‘e salavat getirmenin faziletini bildiren kuvvetli birçok hadis vardır.
İmam Ahmed ve başkaları Ebu Talha’nın şöyle anlattığını yazıyorlar : Bir gün Resûlullâh (s.a.v.) Hazretleri geldi.
Yüzü sevinçli olduğunu gösteriyordu. Sahabe (r.a.e.):
“Ya Resûlullâh (s.a.v.) mübarek yüzünden sevinçli olduğunu görüyoruz”. Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
“Bana melek geldi ve ya Muhammed, Rabbin (c.c.) buyurdu ki, ümmetinden bir kimse sana bir salat etse ben ona on salat ederim ve bir selam etse ben ona on selam ederim” diye buyurdu.
Yine Ahmed ve İbn Mâce Amir bin Rabia’dan Resûlullâh (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu yazıyor :
“Bana salat getiren bir kimseye melekler de salat ederler. Bir kul dilerse az, dilerse çok etsin” Bundan maksat ise, meleklerin salâvat etmesinden zevk duyan bana çok salât etsin demektir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Cuma günleri bana çok salâvat okuyun! Bunlar, bana bildirilir” buyurdu. Öldükten sonra da bildirilir mi denilince buyurdu ki: “Toprak, Peygamberlerin vücudunu çürütmez. Bir mümin salevat okuyunca, bir melek bana haber verir, “Falan oğlu filan, sana selam söyledi” der.”(İbni Mace)
Başka bir hadis-i şerifte Resûlullâh (s.a.v.) buyurdular ki:
“Kıyamet gününde Müslümanların bana en yakın olanları, benim üzerime en çok salâvat getirenleridir.”
(Tirmizi)
Allâh Te’âlâ Kuran-ı Keriminde şöyle buyurur :
“Gerçekten Allâh ve Melekleri, Peygambere salât ederler. (şeref ve şanını yüceltirler) Ey iman edenler ! Sizde ona salât edin. (Allâhümme salli alâ Muhammed) deyin ve gönülden teslim olun.” (Ahzab s.56)
(İmam-ı Kastalanî, İlahi Rahmet, s.184-185)
DUANIN ÖNEMİ NEDİR VE DUA NASIL YAPILMALIDIR?
Sözlük anlamı ile dua “çağırmak, seslenmek, istemek, yardım talep etmek” demektir. Dinî bir terim olarak ise, insanın bütün benliğiyle Allah’a yönelerek maddî ve manevî isteklerini O’na arz etmesidir. Temeli, insanın Allah’a hâlini arz etmesi ve O’na niyazda bulunması olduğuna göre dua, Allah ile kul arasında bir irtibattır.
Duada daima tâzim (Allah’ı yüceleme) ve tâzimle birlikte istekte bulunma anlamı vardır. Dua aynı zamanda zikir ve ibadettir. Böylece duada biri zikir ve saygı, diğeri de dilek olmak üzere iki unsur hep yan yana bulunur. Bu sebeple Hz. Peygamber (S.A.V), “Dua, ibadetin özüdür.” (Tirmizî, Deavât, 2) buyurmuştur. Aynı sebeple en önemli ibadet olan namaz, dua (salât) kelimesiyle ifade edilmiştir (En’âm, 6/52; Kehf, 18/28). Diğer bir âyette de, “De ki; duanız (kulluğunuz) olmasa Rabbim size ne diye değer versin.” (Furkân, 25/77) buyurulmak suretiyle insanın ancak Allah’a olan bu yönelişiyle değer kazanabileceği belirtilmiştir. Duanın sadece Allah’a yöneltilmesi; Allah’tan başkasına, putlara veya kendilerine üstün nitelikler izafe edilen başka yaratıklara dua ve ibadet edilmemesi Kur’an’da ısrarla vurgulanmıştır (Şuarâ, 26/213; Kasas, 28/88).