Kanser toplumsal farkındalığı oldukça yüksek bir hastalık fakat kanser tanısı konan bir hastanın önünde destek alması gereken bir süreç beliriyor. Bu süreçte hem bilgilendirmenin hem de bu hastalıkla mücadele etmiş kişilerin başarıları tanı konan kişi için büyük moral ve motivasyon kaynağı oluyor.
Hastane yöneticiliğinin yanı sıra, kadına özgü kanserler alanında faaliyet gösteren Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’nin başkanlığını yapan Arzu Karataş bu alanda desteğin önemine vurgu yaparak derneğin kuruluş hikayesini şöyle özetliyor:
“Hastalık bir gün kapınızı çalıyor, şaşkına dönüyorsunuz, panikliyorsunuz, sonra yaşıyorsunuz. Hayatınız, sağlığınız med-cezir oluyor. Tutunacak, sizi anlayacak insanlar arıyorsunuz, yalnızca doktorlar, psikologlar değil. Sizinle aynı süreci yaşamış başka kadınlarla konuşmak istiyorsunuz. Bu sırada başka kadın arkadaşlarla yolum kesişti. 2014, Ekim ayında, başta meme kanseri olmak üzere, rahim, yumurtalık ve rahim ağzı gibi kadına özgü kanserler konusunda toplumda farkındalık oluşturmak ve maddi ihtiyacı olan kadınlara destek olmak için yola çıktık.
Ülkemizde yaklaşık her 8 kadından biri, hayatının bir döneminde meme kanseriyle tanışıyor. Ülkemizde her yıl 21 bin kadına meme kanseri teşhisi konuyor. Her yüz meme kanseri kadın hastaya karşılık 1 tanesi erkek. Diğer kanserlere gelince; 5 bin kadın rahim kanseri, 3 bini aşkın kadın yumurtalık kanseri ve 2 binden fazlası rahim ağzı kanseri tanısı alıyor. Oysa, kanserde erken teşhis hayat kurtarıyor! İşte biz bu yüzden Pİ Kadın Kanserleri Derneği olarak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda tanı almış kadınların da yol arkadaşı olmaya çalışıyoruz. Tedavi imkanı bulunmayan kişilere destek olmayı amaçlıyoruz.”
PEMBE ROTA İLE 10 BİN KADINA ÜCRETSİZ MUAYENE
“İki yıl önce jinekolojik kanserlerdeki toplumsal farkındalığı artırmak için başlattığımız Pembe Rota projesiyle hedefimiz kadınları bilgilendirmek ve 10 bin kadına ücretsiz muayene imkanı sağlamaktı. İstanbul, Bursa, Bodrum’da iki bin kadının ücretsiz muayene edilmesini sağladık. Kanser saptanan kadınların ameliyatlarını üstlendik. Şu sıralar, dijital olarak çalışmalarımız sürüyor. Kanser tedavisi gören ve koltuk altı lenf bezleri alınan kadınlarda görülen lenf ödem sorununa karşı, ‘bu kolumu kullanmayın’ yazılı bileklikler yaptık ve dağıttık; çünkü acil bir anda diğerleri hangi kolunuzu kullanacağını bilmeyebilir.”
KANSER BİR GÜN KRONİK HASTALIK HALİNE DÖNÜŞECEK
“Bilime inanıyoruz. Yapılan araştırmalar, geliştirilen tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde pek çok kadın yaşama şansı elde ediyor. Kanser bir gün kronik hastalık haline dönüşecek. Bugün bile erken teşhis edilen meme kanseri, kronik hastalık kategorisinde sayılabilir. Hatta gelecekte kanser oldum diyen birine, günümüzde ‘Grip mi oldu, yat birkaç gün dinlen, geçer’ dediğimiz gibi, cümleler kuracağımız günleri hayal ediyoruz…”
TÜRKİYE COVİD-19’A KARŞI SAVAŞINDA ÇOK BAŞARILI OLDU
Covid-19’a karşı verilen mücadelede ön safhalarda yer alan sağlık çalışanları, sergiledikleri özverili mücadele ile hepimizin hayatında çok değerli bir yere sahipler. Bu kahramanlardan biri de sağlık sektöründe 30 yıllık deneyimi geride bırakan Arzu Karataş. Pembe İzler (Pİ) Kadın Kanserleri Dernek Başkanı Arzu Karataş, aynı zamanda özel bir hastanenin yöneticiliğini yapıyor.
“Çok uzun yıllardır hastane yöneticiliği yapıyorum ve kendi adıma şunu söyleyebilirim ki, Türkiye bu konuda çok başarılı bir süreç yaşadı. Kamu hastaneleri, özel hastaneler, herkes ne gerekiyorsa yaptı” diyen Karataş, "Covid-19 salgını, tüm dünya için yepyeni bir deneyim oldu ve olmaya devam ediyor. Ama her ülke, her topluluk kendi deneyiminin belirleyicisi ve kahramanı oluyor aynı zamanda” yorumunu yapıyor.
“BURADAYIZ, BAŞARACAĞIZ”
Karataş şöyle devam ediyor: Ülkemizde de dünyada da sağlık çalışanları çok önemli bir süreç yaşıyorlar. Yoğun bir hasta talebi, tam tedavisi olmayan bir hastalık ve üstelik kendilerine bulaşma riski var; hastaneden eve gittiklerinde, evdeki sevdiklerinin sağlıklarını riske atma ihtimalleri var… Sağlık çalışanları gerçekten kocaman kalpli kahramandılar ve hala kahramanlık yapmaya devam ediyorlar. Aralarında hastalananlar oldu, maalesef hayatlarını kaybedenler oldu. Üzüldük, içimiz yandı ama bir dakika bile ara vermeden hastaların tedavisi için koşuşturmaya devam ettiler. Hemşiresinden sağlık teknisyenine, ambulans şoföründen doktoruna herkes canla başla, hastaların sağlığı için çalıştı. İnanın, 7x24 hastanedeydik, arkadaşlarımın gözlerinde gördüğüm ve tanık olduğum tek şey vardı; “Buradayız, başaracağız hissi”. Başardılar, başardık da… Ben bir sağlık çalışanı olmaktan bu kadar çok gurur duyduğum, bu kadar çok mutlu olduğum bir dönem yaşamadım.”
ÖNCELİĞİMİZİN SAĞLIK OLDUĞUNU HATIRLADIK
Covid-19’un, hayata bakışımızı değiştiren bir süreç yaşattığını ifade eden Karataş, bu değişimin sadece sağlık değil, eğitimden turizme, bütün alanları kapsadığını söylüyor. Karataş, şöyle devam ediyor: “Öncelikle şunu söylemek lazım ki, sağlık yine vazgeçilmez ve ilk ihtiyaç olduğunu hatırlattı tüm dünyaya. Hayatımızdaki listenin ilk sırasında, olmazsa olmazların başında geliyor. Ayrıca sağlığı, kişilere ya da toplumlara ayırmamak gerektiğini, dünyanın sağlığının bir bütün olduğunu hatırlattı yeniden. Zira virüs; ne kişi, ne toplum ne ülke ayırdı; virüs sınırları, ekonomik gücü, ırkları, ülkeleri tanımadı. Bulaştı ve bağışıklığı güçlü olmayan herkeste çoğaldı; bazılarını hasta etti, bazılarının hayatını kaybetmesine neden oldu. Bu anlamda, bütün dünyanın sağlık koşullarına dikkat etmesi, sağlığa erişimin yüksek olması gibi pek çok konu dünyanın gündemi olacak.”