Orucun farzları fazileti neler?

Orucun ve Ramazan ayının faziletleri nelerdir? Orucun farzları hakkında tüm detaylı bilgileri haberimizi takip ederek öğrenebilirsiniz. Orucun farzları nelerdir? Mübarek Ramazan ayı yaz mevsimine denk geldi. Hal böyle olunca oruç ibadetini yerine getireceklerin dikkat etmesi gereken sağlık sorunları da artacak tabii. Peki, bu dönemi sağlıklı bir şekilde yönetebilmek için 17,5 saat tutulacak oruç dışında kalan 6,5 saatlik sürede neler yemeliyiz?

Orucun farzları nelerdir? Orucun farzlarını öğrenmek için haberimizi takip edebilirsiniz. İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yemek, içmek ve cinsî münasebetten uzak durmak demektir. İmsak vakti, başka bir deyişle oruç yasaklarının başlama vakti, fecr-i sâdik, yani tan yerinin ağarmasıdır. Bununla yatsı namazının vakti çıkmış, Sabah namazının vakti girmiş olur. Bu vakit ayni zamanda sahurun sona erip, orucun başladığı vakittir. İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği, günesin batma vaktidir. 

İL İL İMSAK VE İFTAR SAATLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

SAHURA KALKMADAN ORUÇ TUTULUR MU?

İL İL ORUÇ SAATLERİ

Orucun farzları nelerdir?

Sual: Orucun farzları nelerdir?

CEVAP

Orucun farzı üçtür: 1- Niyet etmek, 2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak, 3- İmsak vaktinden Güneş batana kadar orucu bozan her şeyden sakınmak.

Sual: Oruca niyetin vakti ne zaman başlar?

CEVAP

Ramazanda ve nafile oruçlarda niyetin vakti, Güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü dahve-i kübra vaktine kadardır. Dahve-i kübra vakti, şer’î gündüzün yani imsak vaktiyle akşam vakti arasındaki zamanın yarısıdır. Bu vakit, Türkiye’de öğleye 60-70 dakika kadar kalan zamandır.

Kaza ve kefaret oruçlarında ise, akşamdan imsak vaktine kadar niyet edilebilir. Ramazanda oruca niyet ederken, akşamdan imsak vaktine kadar (Yarın oruç tutmaya), imsak vaktinden sonraysa (Bugün oruç tutmaya) denir. Yanılıp yanlış söylense de, oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazanda bir aylık oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır.

Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Sahura kalkınca da, daha önce niyet edilmiş olsa da, imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.

Ramazanda, (Yarın dişim ağrımazsa oruç tutarım, ağrırsa tutmam) diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyetle oruç tutmak sahih olmaz. Niyetin son vaktinden önce, kesin karar vermek gerekir.

Oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.

Sual: Bozulursa kefaret olmasın diye, Ramazan orucuna imsak vaktinden sonra niyet etmek caiz mi? 

CEVAP

Caizdir, fakat böyle bir şeye lüzum yoktur. 

Sual: Ramazanda gece niyet etmeyi unutan ne yapmalı? 

CEVAP

Öğleye bir saat kalıncaya kadar niyet edilir. Sahura kalkmak niyettir, oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da oruca niyet edilmiş olur.

Beyaz iplik, siyah iplik

Sual: Babam oruç tutarken, takvime göre değil, Kur’ana göre hareket ediyor. Siyah iplikle beyaz iplik birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip içiyor. Ortalık ağardığı için şüpheleniyorum. Doğru mu?

CEVAP

Bekara suresindeki, (Beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye kadar yiyip için) mealindeki 187. âyetindeki iplikler, gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığıdır. Âyet-i kerimenin anlamı, (Gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığı, iplik gibi birbirinden ayrılıncaya kadar yiyip için) demektir. Bu âyet-i kerimeyi duyan bir zat, (Ya Resulallah, ben gündüzün geceden ayrıldığını öğrenmek için yastığımın altına bir beyaz iplik ile bir siyah iplik koydum. Fakat gecenin bitişini yine de tespit edemedim) dedi. Bunun üzerine, Peygamber efendimiz, (O iplikler, gündüzün aydınlığı ile gecenin karanlığıdır) buyurdu. Eğer Peygamber efendimiz açıklamasa idi, beyaz ipliğin aydınlık, siyah ipliğin karanlık olduğunu nereden bilecektik? Kur’an-ı kerimden anladığımıza uyarak, gencin babası gibi, bilhassa bulutlu havalarda, daha ortalık karanlık diye, güneş doğana kadar yiyip içerdik.

Şâfiî’de niyeti unutmak

Sual: Bir Şâfiî, gece yatarken ertesi gün için oruç tutmaya niyet etmeyi unutsa, sahura da kalkamasa, güneş doğunca uyansa, niyet edip oruç tutsa sahih olur mu?

CEVAP

Şâfiî’de niyet imsak vaktine kadardır. Unutunca, Hanefî mezhebine uyarak niyet edip orucunu tutar. Böyle oruç tutmaya mani bir özür olunca, kurtaran hangi mezhep varsa, o mezhep taklit edilerek, oruç kurtarılır.

Kaza orucuna niyet

Sual: Kaza orucuna nasıl niyet edilir?

CEVAP

(Niyet ettim ilk kazaya kalan Ramazan orucumu tutmaya) diye niyet edilir. (Son kazaya kalan) da denebilir. Kaza orucunda, akşam namazından imsak vaktine kadar niyet etmek şarttır. İmsak vaktinden önce niyet etmeyi unutan, kaza orucu tutamam diye oruçtan vazgeçmemeli, nâfile oruç tutunca, boşa gidecek diye düşünmemeli. Yani nâfile de olsa oruç tutmalıdır.

Bir de, niyetten sonra yemek yenilmez sanılıyor. Bu da yanlıştır. Akşam, oruca niyet edip, Türkiye Takvimi'ndeki imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.

Oruca gündüz niyet ederken

Sual: Ramazan ayında ve nafile oruçlarda, dahve vaktinden önce niyet edilebiliyor. Bu vakitten önce niyet ederken, imsak vaktinden itibaren mi oruçlu olmaya niyet etmek gerekiyor?

CEVAP

Evet, öyle niyet etmek gerekiyor. Tabii o vakte kadar orucu bozacak şeylerden kaçınmış olması da şarttır. İmsak vaktinden itibaren değil de, niyet ettiği andan itibaren oruç tutmaya niyet edilirse oruç sahih olmaz. (Redd-ül-muhtar)

Dahve-i kübra vakti: Buna kaba kuşluk da denir. Oruç müddetinin yarısıdır, bu da öğleden bir saat kadar önceki vakittir. Mesela bir şehirde, imsak 05.00’de, akşam vakti de 17.00’de oluyorsa, oruç müddeti 12 saat eder. Bunun yarısı 6 saattir. İmsak vaktinden 6 saat sonraya kadar, yani saat 11.00’e kadar niyet edilebilir. İmsak 04.00’de, akşam vakti de 19.00’da olursa, 15 saat eder yarısı 7,5 saat eder. İmsak vaktine eklenince, dahve vakti saat 11.30 olur. Yani mevsimlere ve şehirlere göre değişir.

Oruçta niyet

Sual: Dört mezhebe göre Ramazan orucunda niyetin son vakti nedir?

CEVAP

Ramazan orucunda niyetin son vakti, Hanefî’de dahve-i kübra denilen, şer’i gündüzün yarısı, yani Türkiye için, öğle vaktinden, yaklaşık 70 dakika kadar önceki zamandır. Mesela, İstanbul’da 5 Ramazan 1431 Pazar günü, şer’i gün, 20:13 – 4:11 = 16 saat 2 dakikadır. Bunun yarısı 8 saat 1 dakika eder. 4:11 + 8:01 = 12:13’e kadar niyet edilebilir. Öğle ise 13:20'de oluyor. Yani 5 Ramazan tarihinde, öğleye 67 dakika kala niyet edilebiliyor.

Diğer üç mezhepte ise, imsak vaktinden önce niyet etmek şarttır. Bu bakımdan, bu üç mezhepte olan ile bu üç mezhepten birini oruçta taklit edenin, imsak vaktinden önce niyet etmesi şarttır.

Unutursa veya oruca başladıktan sonra mezhep taklidini gerektiren bir durum olur da, imsak vaktinden önce niyet etmemiş olursa, artık geriye dönme imkânı olmadığı için, orucunu kurtarabilmek maksadıyla, zaruretten dolayı Hanefi mezhebini taklit eder. Çünkü Hanefî mezhebinde imsak vaktinden sonra da niyet caizdir.

Oruçta niyeti unutmak

Sual: Ramazanda, sahura kalkılıp yemek yendiği hâlde, oruca niyeti unutan ne yapar?

CEVAP

Niyet, yarın veya o gün oruç tutacağına karar vermek demektir. Sahura kalkan kimse, ne için kalkmıştır? Oruç tutabilmek için yemek yemeye kalkmıştır. (İmsak vaktine ne kadar var?) demek, (Vakit çıkmadan bir bardak su içeyim) demek gibi şeyler, oruç için niyet sayılır. Yahut akşamleyin veya yatarken yarın oruç tutacağına karar veren de niyet etmiş olur.

Bunların hiçbiri olmasa da, sabaha kadar uyuyakalsa da, sabahleyin de niyet edebilir. Güneş doğduktan sonra da niyet edebilir. Hattâ Dahve vaktine kadar da niyet edebilir. [Dahve vakti, her şehir için internet sitemizde vardır.] Öğleye kadar uyuyakalsa veya unutarak niyet etmese, Hanefî’de orucu sahih olmaz, ama böyle istisnai durumda İmam-ı Züfer’in kavline uyarak öğleden sonra niyet etse veya hiç niyet etmeden oruç tutsa, tuttuğu oruç sahih olur. Bunun gibi hususlar, müctehidlerin ve hak mezheplerin rahmet olduğunu göstermektedir. Mâlikî mezhebinde de niyetsiz oruç sahihtir. Mezhep taklidi ancak böyle ihtiyaç durumunda olur. Hiçbir sebep yokken taklit edilmesi haram olur.

Orucun ve Ramazan ayının fazileti

Sual: Ramazan ayının önemi nedir?

CEVAP

Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 

Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir. 

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır. 

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: 

(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Resulullah efendimizin rüyası

(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi. 

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı. 

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]

Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?

CEVAP

Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)

Oruçluyken ölmek

Sual: Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?

CEVAP

Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer) buyuruldu. (Bezzar)

Sevab zorluğa göredir

Sual: Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin sevabı aynı mıdır?

CEVAP

Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir meşakkate göredir) buyuruluyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:

Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. (3/35)

Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:

(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]

(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]

Şehr-i Ramazan

Sual: Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?

CEVAP

Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır. Yâ diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir. Yâ ile başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ Resulallah) olur. Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.

Oruç tutarken

Sual: Oruçluya şeytanın vesvese veremeyeceği, ona yaklaşamayacağı doğru mudur?

CEVAP

Evet, doğrudur. İmam-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki: Orucun birçok faydasından biri, bedenimize şeytanın gireceği bütün yolları tıkamasıdır. (Uhud-ül-kübra)

ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Sıcak yaz günlerinde artan su ve mineral ihtiyacını karşılamak herkesin dikkat etmesi gereken önemli bir konu... Özellikle oruç tutan kişilerin bu konuya daha fazla özen göstermesi gerekiyor.

Bu yıl Ramazan ayının sıcak ve uzun günlere rastlaması sebebiyle oruç tutacak kişilerin beslenmelerine ve sağlıklarına ayrı bir ehemmiyet göstermesi gerekiyor. Bu konuların başında ilk dikkat çekmek istediğimiz  başlık “Su Tüketimi” ... 

Su tüketimine dikkat!

Elbette artan sıcaklık ve nemle birlikte vücut ısısı da artar, metabolizma da bu duruma uyum sağlamaya çalışır. Artan vücut ısısını dengelemek için terleme başlar ve terle birlikte su ve mineral kaybı gerçekleşir. Bu kaybı karşılamazsak da vücutta dengesizlik ve arazlar ortaya çıkar. Dolayısıyla sıcak yaz günlerinde artan su ve mineral ihtiyacını karşılamak herkesin dikkat etmesi gereken önemli bir konudur. Ancak özellikle oruç tutan kişilerin daha da çok dikkat etmesi gerekir. Zira gün içinde vücut eksik olan su ihtiyacını susama hissi ile dile getirir. İftara kadar su içilemeyeceğine göre bu eksikliği önceden hesap ederek iftardan sahura kadar olan süre içinde gidermek gerekir. Bu miktar kişiye kiloya göre değişmekle birlikte günde yaklaşık 2-2,5 litredir. Sahura kadar olan sürenin bir kısmını uyuyarak geçirdiğimizi düşünürsek bu miktar suyu birkaç saatte tüketmek özellikle çok sık su içmeye alışkın olmayanlar için zor gelebilir.  Diğer yandan sıvı ihtiyacını mümkün olduğunca su olarak karşılamak gerekir. Zira çay, kahve, kolalı içecekler, meşrubatlar, gazlı içecekler de su ihtiyacını giderir gibi görünse de özellikle çay ve kahve idrar söktürücü (diüretik) özelliği dolayısıyla daha da su ve elektrolit kaybına yol açar. 

Bu meşrubatlar beraberinde şekerle tüketiliyorsa gereksiz kalori alımına da yol açar. Çay, kahve ve kolalı içecekler içerdiği kafein nedeniyle sinir sistemini uyararak uykusuzluk, sinirlilik artışına sebep olabilir. Kişi açlıkla beraber kan şekerindeki düşmeye ek olarak  kafeinin uyarıcı etkisi ile daha da sinirli hale gelebilir. Yemekle beraber içilen siyah çayın demir emilimini azaltarak demir eksikliği anemisini yani kansızlığı arttırdığı bilinir. Bu nedenle içilecekse yemekten bir saat kadar sonra içilmesi önerilir. Meşrubat, kola, gazoz gibi şekerli içecekler kan şekerinde ani yükselme ile beraber insülin salınımını da ani arttırıp daha sonra kan şekerinde çabuk düşüşü tetikleyerek çabuk acıkmaya sebep olmakta karaciğer yağlanması, insülin direnci  gibi patolojilere de sebep olmaktadır. Su haricindeki içecekler arasında ayran tercih edilebilir. İçeriğindeki tuz ile terle eksilen elektrolit dengesini sağlamak mümkündür tabii sağlık sebebiyle tuz kısıtlaması yapılan hastalar bu konuda dikkkatli olmalıdır. Yoğurt içerdiği protein, sindirime faydalı bakterilerle ayranı çok faydalı ve besleyici bir içecek haline getirmektedir.

Özetle “Su çok önemli” diyoruz. Zira vücudumuzun yüzde 65’i sudur. Organlarımızın doğru  çalışması için suya ihtiyacı bulunur. Metabolizmanın işleyebilmesi, sindirim ve böbreklerin iyi çalışması, vücuttaki atıkların atılması ve tüm hücrelerin hayati fonksiyonunu sürdürebilmesi için su en temel elementtir. Suyu sade olarak içmekte zorlanıyorsak sürahimize fesleğen, nane veya limon koyarak içimini daha kolay hale getirebiliriz. Hepsini bir defada içmek yerine sahura kadar daha doğrusu orucumuz başlayana kadarki süre içinde tüketmeyi tercih etmek sağlıklı olacaktır. 

Öğünlerinizi tekrar düzenleyin 

Hayatımızın her evresinde olduğu gibi Ramazan süresince de dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen göstermeliyiz. Öncelikle gün boyunca ihtiyacımızı karşılayacak yeterli besin miktarını almamız gerekir. Öğünler iftar, sahur ve ara öğünler olarak düzenlenmeli mutlaka sahur yapılmalıdır. Zira her durumda iftarda yenilen yiyecekler ya da geç saatte yenilen yiyecekler sahurda yenilenden daha önce sindirilecek ve içilen su daha önce vücuttan atılacaktır.

İftara hurma, peynir, domates, salatalık, zeytin  gibi kahvaltılıklarla ve hafif bir çorba ile başlamak gerekir. Sofraya çok aç oturulduğu için mideyi çok hızlı bir şekilde doldurmamak küçük porsiyonlar halinde yavaş yemek yenmelidir. Ağır yağlı kızartma ile hazırlanmış yiyeceklerden yerine sağlıklı şekilde pişirilmiş (haşlama, ızgara,buharda veya fırında az yağlı olarak pişmiş ) daha hafif sindirimi kolay yiyecekler tüketilmelidir. Değişik sebze yemekleri, salatalar, zeytinyağlı yemek çeşitleri mümkün olduğunca balık içeren bir menü hazırlanmalıdır. Tok tutucu olmasının yan ısıra daha sağlıklı olan glisemik indeksi düşük gıdalar tercih edilmelidir. Örneğin beyaz ekmek pirinç pilavı gibi glisemik indeksi yüksek gıdalar yerine; bulgur pilavı, kepekli ekmek,  kepekli makarna gibi posası bol besinler yenebilir. 
İftar sonrasına dikkat edin

Yemek sonrası yağlı, bol şerbetli tatlılar yerine bol vitamin içeren lif yönünden zengin olan meyveyi tüketmeleri daha faydalı olacaktır. Tatlı tercih edilecekse de daha çok sütlü hafif tatlılar örneğin güllaç ya da yine meyve tatlıları  tercih edilebilir. Yemek sonrası sindirimi de kolaylaştıracak rezene, anason, yeşil çay, ıhlamur, adaçayı gibi bitki çaylarını tüketebilirsiniz. Bu çayların içine kan şekerini düzenleyici olması sebebiyle çubuk tarçın konulabilir ve aromasından yararlanılabilir. 

İftardan sonraki ara öğünlerde ceviz, fındık, badem gibi çerezler içerdikleri lif oranı ve düşük glisemik indeksiyle tok tutmaya yardımcı olur. Örneğin fındık demir, kalsiyum, potasyum, magnezyum ve çinko gibi minerallerin yanı sıra  protein, E vitamini, B grubu vitaminler ve omega3 açısından oldukça zengindir. Bademde de aynı şekilde coenzim, Q10, omega3, A, E vitaminleri, kalsiyum, çinko, demir, magnesyum potasyum içerir. Ceviz de aynı şekilde omega3, A, E vitamini, demir, kalsiyum, niasin, melatonin bulunur. Aynı zamanda ceviz badem fındık vücutta nitrik oksit (No)  üretiminde kullanılan önemli bir aminoasit olan L-Arginin içerir. Nitrik oksit özellikle damar yapısı için çok önemlidir. Arter, dediğimiz atardamarların elastikiyeti ve spazmdan korunması için gereklidir. Antioksidan oranı yüksek bu besinler kavrulmamış olmalıdır; çünkü kavrulunca oksitlenerek bu faydalarını yitirirler. No, vücutta damar cidarını döşeyen endotel hücreleri ve immün sistem hücreleri tarafından üretilir. Damar gevşetici etkiye sahiptir. Aynı zamanda kan sulandırıcı (antiagregan) etkisi de olabilir. Aynı zamanda bronkodilatör yani nefes açıcı özelliği vardır. Avokado, muz, kuru fasulye, siyah erik, böğürtlen, yaban mersini, badem, ceviz, fındık, siyah çikolata, kavun, kırmızı et (ölçülü), balık yağı, keten tohumu, tavuğun göğsü, greyfurt, üzüm, marul, ıspanak, çilek, balık  No üretimini artırmaya yardımcıdır.

Kısa süreli de olsa yürüyüş önerilebilir

İftar sonrası hazımı kolaylaştırmak için özellikle yürüyüş önerilir yer yemez yatmamak sağlık açısından sindirimin daha rahat olması için önemlidir zaten ibadetimizde namaz ile bu hereketlilik yapılır ama buna ek olarak kısa süreli de olsa yürüyüş önerilebilir.  Spordan bahsetmişken Ramazan süresince hangi sporları yapabileceğimizi konuşursak mümkün olduğunca hafif sporları daha çok yürüyüşü tercih etmeli özellikle yorucu spor türlerinden kaçınmalıdır. Buna ilaveten güneşin kuvvetli olduğu saatlerde dışarıda vakit geçirmemeye dikkat etmelidir.

Sahuru atlamayın!

Sahur muhakkak yapılmalıdır. Sahurdaki öğün hafif sindirimi kolay ve tok tutan yiyeceklerden oluşmalıdır. Besin değeri yüksek tok tutan yumurta haftada 2-3 kez olacak şekilde bunun yanı sıra protein oranı yüksek yoğurt, peynir, tüketilebilir. Yine tok tutan glisemik indeksi düşük nohut, mercimek, bulgur pilavı, kepekli pirinç pilavı, kepekli makarna gibi yiyecekler sahurda tüketilebilir. Sonrasında sindirimi kolaylaştıran rezene, anason çayı da unutulmamalıdır.
Unutulmamalı ki oruç tutmak aslında aynı zamanda bir nevi zihinsel arınmadır. Bu ibadeti yapan kişi zihnini de kötü düşüncelerden arındırır, iyi insan olmaya ait özellikleri ön plana çıkar. Oruç tutmak, vücudumuzu, zihnimizi, bize zararlı ne varsa ondan arındırmamıza yardım eder. 

KİMLER ORUÇ TUTMAMALI:

Sürekli ilaç kullanması gereken hastalara oruç tutmaları önerilmez muhakkak doktorlarına danışmaları gerekir.

İnsülin kullanan şeker hastaları

Hipoglisemi atağı geçiren hastalar

Kalp hastaları

Yüksek tansiyon hastaları

Kalp ritmi bozukluğu sorunu olan hastalar

Mide ülseri olan hastalar

Böbrek yetersizliği olan hastalar

Çok yaşlı ve çocuklar

Dikkat gerektiren işte çalışanlar (cerrahlar, finans, açık havada güneş altında ağır işlerde çalışanlar, hamileler)

Sağlıklıysan Oruç Tut

Kronik bir hastalığın yoksa, gün içi düzenli ilaç alman gerekmiyorsa, ani atak geçirebileceğin bir rahatsızlığın yoksa, doktoruna danışmalı ve uygun gördüyse oruç tutmalısın. 

Bu kimseler oruç tutmamalı

- Hamileler, 
- Gebeler,
- Emziren anneler,
- Yaşlılar,
- Kronik (diyabet, tansiyon, kalp …vb) rahatsızlığı 
- Düzenli ilaç tedavisi görenler
- İlaç düzenini ayarla
- Oruç tutacağın günler için, doktorundan ilaç düzenini, iftar ve sahura göre ayarlamasını istemelisin.  
- Günlük aktivitene ve kilo kaybına göre ilaç dozlarının değişmesi gerekebilir.

Sahursuz oruç olmaz

Yaradanın emaneti vücuduna iyi bakmak senin görevin. Bedenine eziyet ederek, başka bir ibadet etmemelisin. Bunun için sahur öğünü çok önemlidir. Bedenini, zihnini ve ruhunu açlığa hazırlayacak yegane öğündür. Bu öğünde yediklerin kadar, sıvı ihtiyacını gidermende önemlidir. Bu yıl ortalama 17,5 saat oruç tutulacak. Oldukça uzun bu süreyi, vücudun için en sağlık geçirebilmek adına doğru beslenmen çok önemli. Bunun için mutlaka ama mutlaka sahura kalkmalısın.

Hem sahurda hem iftarda su iç

Gün içi uzun süre susuz kalacak bedenin, temel işlevlerini yerine getirebilmesi, hayati tehlikeye girmemesi için, su içmek çok önemlidir. Bu yüzden, hem iftarda hem sahurda su içmelisin. Günlük minimum 2 litre su içmen gerekir. Bunun 1 litresini iftarını açarken, iftarda ve iftar sonrası, kalan 1 litresini de sahur öncesi, sahurda ve sonrası olarak içebilirsin.

En az 1 şişe maden suyu

Gün içi oluşacak elektrolit ve mineral kayıplarını yerine koyabilmek için, günde en az bir şişe şekersiz maden suyu içmelisin. 

İftara kahvaltılıklarla başla

İftar saat geldiğinde, uzun süredir boş olan midene, besinleri yavaş yavaş vermelisin. Kahvaltılıklarla 
yapacağın girizgâh, gelecek diğer yemeklerin habercisi olacaktır. 
Böylece mide sindirecek elemanları üretmeye başlayacak. Yemek sonrası rahatsızlık hissetmeyeceksin.

İftara başlangıcı bu besinlerle yapabilirsin; 

- Su 
- Çorba 
- Peynir 
- Zeytin 
- Pide 
- Hurma 
- Maden Suyu

1 Dilim Pide 2 Dilim Ekmeğe Eşdeğer

Avuç içi kadar pide, ortalama 2 dilim ekmeğe eşdeğer. 
Bu yüzden bir oturuşta en fazla 2 üçgen dilim pide yiyebilirsiniz.

İftarda hafif geçin

Saatler sürecek açlık sonrası yapılan iftar öğününde, kahvaltılıklarla başladıktan sonra hafif yemeklerle devam etmek en doğrusu olacaktır. Ağır ve yağlı yemekler, sakatatlar, kızartmalar bu öğün için uygun değildir.

İftara bu yemeklerde devam edebilirsin; 
- Su 
- Zeytinyağlılar 
- Sebze yemekleri 
- Salatalar 
- Izgara et çeşitleri 
- Maden Suyu

Ramazanın tadı çayla çıkar

İftardan 30 dakika sonra çay içebilirsiniz. İftarla birlikte veya hemen sonrasında içilecek çay, yediklerinizin içindeki besinlerin emilimini azaltır. İftar sonrası demleme suyunu koysanız, demlenmesi, servisi tam denk gelir.
Ara öğün iftardan 2 saat sonra İftarda yediklerinizi sindirmeniz en az 2 saat zaman alır. Bu yüzden vücudunuza dinlenme fırsatı tanıyın. 2 saat sonra aşağıdaki ara öğün seçeneklerinden birini, yarım porsiyon gibi alabilirsiniz.

İftar sonrası ara öğünde seçenekleri alabilirsin; 
- Su 
- Taze veya kuru meyve 
- Dondurma 
- Sütlü tatlı 
- Maden Suyu

Sahur hayat kurtarır

Sahur öğününü geniş bir kahvaltı gibi yapabilirsiniz. Bu öğünde kahvaltıya, meyve, süt, komposto, su, maden suyu gibi sıvı ihtiyacınızı karşılayacak besinleri de ilave edin. İftardan kalan besinleri tercih edebileceğiniz gibi, sadece 
tost veya omlet de yiyebilirsiniz. 

- Su 
- Çorba 
- Peynir 
- Yumurta 
- Zeytin 
- Pide 
- Kuruyemiş 
- Taze veya kuru meyve 
- Süt 
- Maden Suyu