O astsubayı görmek istiyorum!

Darbe girişimi gecesinde İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde yaralanan Şahin, ''Tankın üstündeki astsubayın yüzüne baktığımda insanlar eline tek tek verilse hepsini öldüreceğine inanırım. Gözü kararmıştı hepsinin, direkt ateş ettiler. Gidip onu görmek istiyorum sadece. Davacı da olmayacağım, o astsubaya bir çift lafım var'' dedi.

1

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine tepki göstermek için gittiği Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nde (FSM) yaralanan 38 yaşındaki Ahmet Şahin, o gece yaşananları Anadolu Ajansı'na anlattı.

Saat 12.30 sıralarında evinin bulunduğu Ümraniye'ye gelmek üzere motosikleti olan bir arkadaşıyla Taksim'den yola çıktığını aktaran Şahin, eve gitmek için önce Boğaziçi Köprüsü'ne yöneldiklerini ve oraya gelene kadar yolda sadece polis gördüklerini söyledi.

Bir askere rastlamadıklarını dile getiren Şahin, "Ancak Taksim'e, Beşiktaş'a yığılma olmuş, Dolmabahçe'ye, yavaş yavaş Taksim'e çıkıyorlar' diye haber geldi" dedi.

Bu nedenle Boğaziçi Köprüsü'nden geçemediklerini, daha sonra Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün açıldığına yönelik haberler aldıklarını ve oraya yöneldiklerini belirten Şahin, şöyle devam etti:

"FSM Körpüsü'nden geçiyorduk. Kavacık'a geldiğimizde ya dört ya da beş tank vardı. Tankın üstünde astsubay, başçavuş, iki uzman vardı. Diğer tarafta da siyah bir araba vardı. Halk onun üstüne gitti zaten, onun içindekileri gördü. İçinde yüzbaşı, üsteğmen, albay vardı. Onlar olayın büyüyeceğini anladı, geri geri kaçtılar. Bu arada herkes halkı gördü, ben de olayın içine dahil oldum.

Vatandaşlar askerlere 'Siz Türk vatandaşlarına nasıl böyle bir şey yapıyorsunuz, ekmeğini yiyorsunuz?' gibi sözler söyledi.

ORADA BAYAĞI BİR ER VARDI AMA HİÇBİRİ MÜDAHALE ETMEDİ

Sadece o tankın üzerindeki astsubayın bir bakışı vardı ki, elinden gelse herkesi öldürürdü. Öyle bir bakış vardı. Oradan birisi astsubayın arkasındaki uzmanın üzerine gitti, diğer uzman da ateş etmeye başladı. O arada ne oldu ne olmadı bilmiyorum ama şu dikkatimi çekmişti özellikle, orada bayağı bir er vardı ama hiçbiri müdahale etmedi, benim vurulma anım yaşanana kadar. Aşağı yukarı o an dediğim de 30 dakika.

Ondan sonra mermi nereden geldiğini veya parçamı geldiğini bilmiyorum, çünkü sürekli ateş ediliyordu. Merminin saplanması sonucu kasıklarımdan bayağı bir kan geldi. Yere düştüm diğer arkadaşıma seslendim. O denk geldi motorun önüne oturup sonra en Beykoz Devlet Hastanesine geçtik.

Şunu söylemek isterim, o halkın önünde bir tank değil, bin tank olsa duramaz. Ben de askerliğimi Şırnak'ta yaptım ama o askerin yüzüne baktığımda insanlar eline tek tek verilse hepsini öldüreceğine inanırım. Gözü kararmıştı hepsinin. Ben bunu bir darbe olarak  görmüyorum, direkt öldürmeye yönelikti. Çünkü direkt ateş ettiler.

Hastanede yine en iyi durumda olan bendim. Ben 'Kanımı durdurmaya gerek yok, çok ağrım var, ağrı kesici vurun yeter' dedim. Kiminin topuğu gitmişti, kiminin karnı deşilmişti. Öyle böyle değildi. Allah herkese yardım etsin. 'Bunu düşünerek mi yaptın?' derseniz, seve seve yaptım. Bu halimle bile seve seve yine giderim o tankın altına. Hiç umurumda değil. Eğer ki vatanı düşünüyorsak, bunları yapmamız lazım. Allah'a şükür ki, bu halk bunu yaptı, hiç kimsenin artık önünde duracağını da zannetmiyorum.

Sadece o astsubayı merak ediyorum, gidip onu görmek istiyorum sadece. Davacı da olmayacağım sadece görmek istiyorum. O astsubaya bir çift lafım var, onun için görmek istiyorum."