Isparta'da 2011'de liseden mezun olan Mehmet Çilenger vasat bir öğrenciydi. "Ben kazanamam" deyip üniversite sınavına bile girmedi. Isparta'daki elma tarlasında babasına yardım etmeye başladı. Büyük şehirlerde daha çok para kazanırım diye il il dolaştı. Ancak hiçbir işte dikiş tutturamadı. Uzman erbaş olmaya karar verdi. sağlık muayenelerinde renk körü olduğu anlaşılınca bu hayali de suya düştü. Vatani görevini yapmak üzere Hakkâri'ye gitti. Komutanı, "Okumanın yaşı yok, zararın neresinden dönsen kardır" deyince ilk kez üniversite hayali kurmaya başladı.
2.5 AY SOKAKLARDA YAŞADI
Askerlik bitince memlekete döndü. Üniversite hayali devam ediyordu. Ancak ne elde vardı ne avuçta. 2016'da bir süpermarkette iş bulma umuduyla İstanbul'a geldi. İşe kabul edilmesi için hijyen eğitim belgesi alması gerekiyordu. Bu vesileyle Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı halk eğitim merkeziyle tanıştı. Belge almak için gittiği merkezde üniversite hazırlık kursları olduğunu öğrendi, hemen kayıt yaptırdı. Kendine söz verdi üniversiteye kazanacaktı. Ancak ne kalacak bir yeri ne de cebinde parası vardı. Tam 2.5 ay boyunca gecelerini kütüphanelerde, Sabahlarını parklarda geçirdi. Yoksulluğunu kimse anlamasın diye kılık kıyafetinin temizliğine hep dikkat etti. 2 pantolonu 3 gömleği vardı ama her zaman tertemiz dolaştı. Sabah namazından önce camilere gidip kirli çamaşırlarını yıkadı. Öğleden sonra kurslara katıldı. Akşamları 24 saat açık kütüphanelere gidip ders çalıştı, kafasını buradaki masalara koyup uyudu. Hiç kimseye durumunu anlatmadı. Öğretmenleri de kurs arkadaşları da Mehmet'in yaşadığı bu zor günleri çok sonra öğrendi. Kendisine yapılan hiçbir yardımı kabul etmedi.