Mülk suresi Türkçe okunuşu! Mülk suresi (Tebareke) anlamı ve meali!

Mülk suresi Kur'an'ın 67. suresidir. İsmini birinci ayette geçen “el-Mülk” kelimesinden alan Mülk suresi Türkçe okunuşu ve anlamı, Allah'ın her şeye hakim olduğu her şeye gücünün yettiği ifadesiyle başlar. Tebareke suresi olarak da bilinir. Sureye göre Dünya seması kandiller (yıldızlar) ile donatılmıştır ve bu yıldızlar aynı zamanda hırsız şeytanları kovmak için kullanılan sapan taşlarıdır. İşte Mülk suresi anlamı ve meali...

Kur'an'ı Kerim'in 67. suresi olan Mülk suresi adını birinci ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden alır. Surenin ismi olan mülk Evreni temsil eder. Sure Kur'anın Evren tanımının özeti gibidir. Mülk suresi Türkçe okunuşu da bu duayı okumayı bilmeyenler için güzel bir rehber oluyor. Tebareke suresi olarak da bilinir. İşte Mülk suresi Türkçe anlamı ve meali...

MÜLK SURESİ (TEBAREKE) TÜRKÇE OKUNUŞU

Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir. O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır. O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve bitkin halde sana dönecektir.

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. Rablerini inkar edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası! Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler. Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın bekçileri onlara, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorarlar. Onlar da şöyle derler: "Evet, bize bir uyarıcı gelmişti.

Fakat biz onu yalanlamış ve 'Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik." Yine şöyle derler: "Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli ateştekilerden olmazdık." İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah'ın rahmetinden uzak olsun! Görmedikleri halde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.

TEBAREKE - MÜLK SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU

Tebârakellezî bi yedihil mulku ve huve alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).Ellezî halakal mevte vel hayâte li yebluvekum eyyukum ahsenu amelâ(amelen), ve huvel azî zul gafûr(gafûru). Ellezî halaka seb'a semâvâtin tibâkâ(tibâkan), mâ terâ fî halkır rahmâni min tefâvut(tefâvutin), ferciıl basara hel terâ min futûr(futûrin).

Summerciıl basara kerrateyni yenkalib ileykel basaru hâsien ve huve hasîr(hasîrun). Ve lekad zeyyennâs semâed dunyâ bi mesâbîha ve cealnâhâ rucûmen liş şeyâtîni ve a'tednâ lehum azâbes saîr(saîri). Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennem(cehenneme), ve bi'sel masîr(masîru).

İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûr(tefûru). Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye'tikum nezîr(nezîrun). Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey-in in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin). Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).

Fa'terefû bi zenbihim, fe suhkan li ashâbis saîr(saîri). İnnellezîne yahşevne rabbehum bil gaybi lehum magfiratun ve ecrun kebîr(kebîrun). Ve esirrû kavlekum evicherû bihî, innehu alîmun bi zâtis sudûr(sudûri). E lâ ya'lemu men halaka, ve huvel latîful habîr(habîru).

Huvellezî ceale lekumul arda zelûlen femşû fî menâkibihâ ve kulû min rızkıhî, ve ileyhin nuşûr(nuşûru). E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûr(temûru). Em emintum men fîs semâi en yursile aleykum hâsıbâ(hâsiben) fe se ta'lemûne keyfe nezîr(nezîri). Ve lekad kezzebellezîne min kablihim fe keyfe kâne nekîr(nekîri).

E ve lem yerav ilât tayri fevkahum sâffâtin ve yakbıdne, mâ yumsikuhunne illâr rahmân(rahmânu), innehu bi kulli şey'in basîr(basîrun). Em men hâzâllezî huve cundun lekum yansurukum min dûnir rahmân(rahmâni), inil kâfirûne illâ fî gurûr(gurûrın). Em men hâzâllezî yerzukukum in emseke rızkahu, bel leccû fî utuvvin ve nufûr(nufûrın). E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ em men yemşî seviyyen alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem'a vel ebsâra vel ef'idete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne). Kul huvellezî zeraekum fîl ardı ve ileyhi tuhşerûn(tuhşerûne). Ve yekûlûne metâ hâzâl va'du in kuntum sâdikîn(sâdikîne). Kul innemâl ilmu indallâhi ve innemâ ene nezîrun mubîn(mubînun). Fe lemmâ raevhu zulfeten sîet vucûhullezîne keferû ve kîle hâzâllezî kuntum bihî teddeûn(teddeûne).

Kul e raeytum in ehlekeniyallâhu ve men maıye ev rahımenâ fe men yucîrul kâfirîne min azâbin elîm(elîmin). Kul huver rahmânu âmennâ bihî ve aleyhi tevekkelnâ, fe se ta'lemûne men huve fî dalâlin mubîn(mubînin). Kul e raeytum in asbaha mâukum gavran fe men ye'tîkum bi mâin maîn(maînin).