Mehmet Akif Ersoy şiirleri sözleri hayatı, Mehmet Akif Ersoy ölüm yıldönümünde anılıyor

Mehmet Akif Ersoy sözleri, hayatı ve şiirleri araştırılıyor. Mehmet Akif Ersoy ölüm yıldönümü mesajları paylaşılmaya başlandı. İstiklal Marşı’nın yazarı, hayatı ile milyonları etkileyen usta şair ve yazar Mehmet Akif Ersoy, ölüm yıldönümü nedeni ile anılıyor. Ersoy, Türk tarihinin önemli şairlerinden biridir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, ''Ülkemizin bekasını sürdürmenin, İslam coğrafyasındaki haksızlıkları, hukuksuzlukları, zulmü sona erdirmenin yolu, İstiklal Marşı'mızdaki o ruhu daima canlı tutmayı başarmaktan geçiyor'' dedi. Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli'nin Leyla ve Mecnu'nu, Victor Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif Ersoy'un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. ''Sanat sanat içindir'' görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir. Resimli Mehmet Akif Ersoy sözlerine haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz.

Mehmet Akif Ersoy’un ölüm yıldönümünde sözleri, hayatı ve şiirleri araştırılıyor. Resimli Mehmet Akif Ersoy sözlerine haberimiz içerisinden ulaşabilirsiniz. İstiklal Marşı’nın yazarı, hayatı ile milyonları etkileyen usta şair ve yazar Mehmet Akif Ersoy, ölüm yıldönümü sebebi ile anılıyor. Ersoy, Türk tarihinin önemli şairlerinden biridir. Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 1290'a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağırıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu. Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli'nin Leyla ve Mecnu'nu, Victor Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif Ersoy'un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. "Sanat sanat içindir" görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un ölüm yıldönümü nedeniyle yayılmadığı mesajda, "Ülkemizin bekasını sürdürmenin, İslam coğrafyasındaki haksızlıkları, hukuksuzlukları, zulmü sona erdirmenin yolu, İstiklal Marşı'mızdaki o ruhu daima canlı tutmayı başarmaktan geçiyor" dedi.

MEHMET AKİF ERSOY ŞİİRLERİ

Korkma!

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.

Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,

Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,

Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar

Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;

Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,

Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

Tek Hakikat

Tek hakikat var, evet, bellediğim dünyada,

Elli, altmış sene gezdimse de, şaşkın şaşkın;

Hepimiz kendimizin, bağrı yanık, aşıkıyız

Sade ilanı çekilmez bu acayip aşkın!

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN MESAJ

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un vefatının 81'inci yılı nedeniyle mesaj yayımladı.

Ersoy'un milli değerleri ve idealleri yansıtan eserleriyle, şiirleriyle ve mücadeleci kişiliğiyle bugünü aydınlatmaya, yol göstermeye devam ettiğinin belirtildiği mesajda, "İstiklal ve istikbal mücadelemizin en çetin geçtiği dönemlerinde bağımsızlık fikrini İslam coğrafyasına taşıyan Mehmet Akif Ersoy, dünyadaki tüm Müslümanların kalplerinin bir ve beraber atması için mücadele vermiştir. Mehmet Akif Balkanlardan Kafkasya'ya, Afrika'dan Ortadoğu ve Hint alt kıtasına kadar tüm Müslümanların; kendine Mekke'yi, Kudüs'ü kıble bilen tüm kardeşlerimizin ittihadını savunuyor, zalimlere karşı hep birlikte mücadele idealini taşıyordu. Coşkulu, heyecanlı ve daima umutlu kişiliğiyle milletimize öncülük eden istiklal şairimiz, çıkardığı dergiler, yazıları, kürsü konuşmalarıyla bir düşüncenin, inancın, idealin taşıyıcısı olmuş; şiirleri ve İstiklal Marşı ile bu misyonu en veciz ifadelerle dile getirmiştir" denildi.

Mesajda, aldığı geleneksel ve modern eğitim ile son derece donanımlı bir alim, idrak kabiliyetiyle arif, savaşta cepheye atılacak kadar vatansever biri olan Mehmet Akif Ersoy'un hakiki bir düşünür olduğu ifade edildi.

Açıklamada, "Ülkemizin bekasını sürdürmenin, İslam coğrafyasındaki haksızlıkları, hukuksuzlukları, zulmü sona erdirmenin yolu, İstiklal Marşı'mızdaki o ruhu daima canlı tutmayı başarmaktan geçiyor.

Samimi, sahici kişiliği, tertemiz ahlakı, mütevazılığı, ahde vefası ve dinine, milletine sadakati İstiklal Marşı'nda tecessüm eden Akif'in bu mirasını gelecek nesillere aktarmak, onun düşünce ve ideallerini yaşatmak en büyük vazifemizdir. Ebedi aleme irtihalinin yıl dönümünde Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u hürmet, rahmet ve minnetle yad ediyor, vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selamlıyorum" denildi.

MEHMET AKİF ERSOY SÖZLERİ

MEHMET AKİF ERSOY’UN HAYATI

Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı'nın güftekarı, şair ve yazar.

Mehmet Akif Ersoy, 20 Aralık 1873'te İstanbul'da doğdu. Babası Fatih Medresesi müderrislerinden Mehmet Tahir Efendi, Osmanlı Devleti'ne bağlı Arnavutluk'un İpek kazasına bağlı Şuşise Köyü'nden İstanbul'a gelmiş, annesi Emine Cemile Hanım ise Buharalı Mehmet Efendi'nin kızı olarak Samsun'da doğmuştu. Mehmet Tahir Efendi, ona ebced hesabıyla doğduğu yıl olan 1290'a karşılık gelen Rağıf ismini vermişse de çevresi tarafından Akif olarak çağırıldı. Akif dışında bir de Nuriye adında bir kızları bulunuyordu.

Mehmet Akif, İstanbul'da Fatih'in Sarıgüzel semtinin Nasuh Mahallesi'nde doğdu. Çocukluğu Osmanlı Devleti'nin "hasta adam" olarak nitelendirildiği döneme denk geldi. 1878 yılında, Akif 4 yaşındayken Fatih'de Emir Buhari Mahalle Mektebi'ne başladı. Burada iki yıl eğitim gördükten sonra Fatih İbtidaisi'ne geçti. Aynı yıl babası ona Arapça dersleri vermeye başladı.

Babasının yazın Emin Paşa'nın çocuklarına ders vermesi sebebiyle Emin Paşa'nın çocukları ile arkadaşlık kurdu. Mehmet Akif, 1882 yılında ilköğretimini tamamlayarak Fatih Merkez Rüştiyesi'ne başladı. Ayrıca Fatih Camii'nde Esad Dede'nin İran Edebiyatı derslerine katılıyordu. Lise eğitiminde Mülkiye'nin İdadi bölümünde başladıktan sonra yüksek kısmına geçti. Kısa bir süre sonra evlerinin yanması ve babasının vefatı sebebiyle okula devam edemeyip sivil veterinerlik okulu olan Baytar Mektebi'ne geçti. Şiirle ilgisi bu dönemde başlayan Mehmet Akif, ilk şiirlerini bu dönemde yazmaya başladı.

22 Aralık 1893 tarihinde birincilik ile mezun olmasından sonra Orman ve Ma'adin ve Ziraat Nezare'Baytar Müfettiş Muavini olarak tayin edildi. 1895 yılında ilk eseri olan 7 beyitlik gazeli "Kur'an'a Hitab", Servet-i Fünun Gazetesi'nde yayınlandı. 4 yıl boyunca Rumeli, Anadolu ve Arabistan'da görev yaptı. Bu seyahatler Mehmet Akif'in düşünce ve yazın hayatını çok etkildi.

1 Eylül 1898'de 25 yaşında iken Tophane-i Amire veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile evlendi. Aynı yıllarda Maarif Dergisi'nde ve Resimli Gazete'de şiir yazıları ve Arapça, Farsça ve Fransızca'dan yaptığı çevirilen yayınlandı. 1906 yılında Halkalı Ziraat Mektebi'ne Kitabet-i Resmiye Muallimi ve 1907'de Çiftlik Makinist Okulu'na Türkçe öğretmeni olarak atandı. Ardından bir yıl sonra II. Meşrutiyet'in ilan edildiği dönem İstanbul'da Umur-i Baytariye Dairesi Müdür Muavinliği'ne getirildi. 1908-1910 yılları arasında "Sırat'ı Müstakim" dergisinde yazdığı dönem en ünlü şiirleri "Küfe" ve "Seyfi Baba" yayınlandı.

Kısa bir süre sonra Darülfünun Edebiyat-ı Umumiye müderrisliğine tayin edilen Mehmet Akif, uzun süre bu kadroda kaldı. 1913'te İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne girdi. I. Dünya Savaşı sırasında bu cemiyete bağlı bir örgüt olan Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla Almanya'daki Müslüman tutsakların durumunu incelemek üzere Berlin'e gönderildi. Ardından Arabistan ve Lübnan'a gitmiş ve burada batı-doğu ayrımına şahit oldu. İstanbul'a döndükten sonra Darül-Hikmet-i İslamiye'nin başkatipliğine atandı. Miili Mütareke döneminde kurtuluş hareketine destek verdi. Balıkesir'de yaptığı konuşmadan dolayı İstanbul'daki görevinden alındı. Ankara Hükümeti'nin kurulmasından sonra Burdur Milletvekili olarak meclise girdi.

O sırada Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin desteği ile İstiklal Marşı için açılan yarışmaya giren Mehmet Akif Ersoy, 724 şiir arasından yarışmayı kazandı. 18 Mart 1921'de kabul edilen şiir, 1924 yılında Osman Zeki Üngör tarafından bestelenerek "Türkiye Cumhuriyeti'nin Milli Marşı" olarak ilan edildi. Mehmet Akif Ersoy yarışmadan kazandığı 500 lirayı kabul etmeyerek Türk Ordusu'na armağan etti.

Sakarya Zaferi'nden sonra İstanbul'a geldi ancak İslami uyanışçı düşünürlerden olan Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet'in laik düzeninin oturması sebebiyle Mısır'a gitti. 1936 yılına kadar Mısır'da Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. Siroz'a yakalanması üzerine 1935'te Lübnan'a, 1936'da Antakya'ya gitti. Hastalığının ilerlemesi üzerine ülkesine döndü ve 27 Aralık 1936'da İstanbul'da vefat etti. Mezarı Edirnekapı Şehitliği'nde bulunmaktadır.

Mehmet Akif Ersoy'un en önemli eseri olan "Safahat", 7 kitabtan oluşmaktadır. 1911 yılında yazdığı birinci bölümde osmanlı toplumunun meşrutiyet dönemini; 1912 yılında yazdığı "Süleymaniye Kürsüsünde" adlı ikinci kitapta, Osmanlı aydınlarını işlemiştir. 1913'de Safahat'ın üçüncü bölümü olan "Halkın Sesleri"ni ve 1914 yılında dördüncü bölüm "Fatih Kürsüsünde"yi yazdı. Ardından 1917 tarihli "Hatıralar" ve I. Dünya Savaşı hakkında görüşlerinin yer aldığı 1924 tarihli "Asım"ı yazdı. Son ve 7. bölüm olan "Gölgeler"i 1933 yılında yazdı. Şiirlerinin toplu olarak yer aldığı 7 kitaplık eserine "İstiklal Marşı"nı koymayarak bu eserini Türk Milleti'ne armağan etmişti.

Başlangıcı 1911 olan "Safahat", 1933 yılında tamamlandı. Özmer Ziya Doğrul, Mehmet Akif Ersoy'un kitaplarına almadığı şiirlerini de ekleyerek eseri, 1943 yılında tekrar yayımladı. Ardından 1987 yılında M. Ertuğrul Düzdağ, eseri önceki baskıları arasındaki farkı gösteren yeni bir basımını yaptı. "Kur'an'dan Ayet ve Hadisler" ve "Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri" adlı çalışmaları da ölümünden sonra yayımlanmıştır.

Mesnevi, Hafız Divanı, Güllistan, Fuzuli'nin Leyla ve Mecnu'nu, Victor Hugo, Lamartine ve Emile Zola gibi eserleri okumuş olan Mehmet Akif Ersoy'un eserleri anlatıya ve övgüye dayalıdır. "Sanat sanat içindir" görüşüne karşı çıkmış dini yönü ağırlıkta bir edebiyat tarzı benimsemiştir. Edebiyat dili olarak Milli Edebiyat akımına karşı çıkmış, aruz kullanmıştır. Hatta edebiyatta batılılaşma konusunda Tevfik Fikret ile çatışmıştır.