Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı ne zaman ve nerede yazdı? İstiklal Marşı nasıl yazıldı?

İstiklal Marşı'nın, TBMM tarafından 12 Mart 1921'de milli marş olarak kabul edilmesinin üzerinden tam 100 yıl geçti. İstiklal Marşımız, 100 yıl önce bugün Meclis'te Maarif Vekili Hamdullah Suphi tarafından okundu. Milletvekilleri, Âkif'in dizelerini gözyaşları içinde ayakta dinledi. Peki, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı ne zaman ve nerede yazdı? İstiklal Marşı nasıl yazıldı? İşte tüm merak edilenler...

Bugün 12 Mart, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümü. Türk bayrağı gibi Türk milletinin önemli simgelerinden olan İstiklal Marşı, milletin güçlü aidiyet duygusuyla geleceğe karşı umut ve cesaretle bakmasını sağlayan "milli mutabakat metni" olarak kabul ediliyor. Peki, Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı ne zaman ve nerede yazdı? İstiklal Marşı nasıl yazıldı? İstiklal Marşı'nın kabulüne dair merak edilenlerin tümünü sizler için derledik...

İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN VE NEREDE YAZILDI?

1920'nin sonlarında, Batı Anadolu'daki Türk kuvvetlerinin Çerkez Ethem meselesiyle meşgul olmasından yararlanmak isteyen Yunan ordusu büyük bir taarruza hazırlanıyordu. Durum gerçekten son derece kritikti ve Türk ordusunun sadece silaha ve cephaneye değil, gelecekle ilgili ümitlerini canlı tutacak manevi desteğe de ihtiyacı vardı. Garp Cephesi kuzey kısmının kumandanı olarak bu ihtiyacı derinliğine hisseden Miralay İsmet Bey, Maarif Vekili Dr. Rıza Nur'u bu şartlarda ziyaret etmişti.

İsmet Bey'in ziyaretinden kısa bir süre sonra, devrin şairleri Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde "Türk şairlerinin nazar-ı dikkatine. Maarif Vekâleti'nden" başlıklı bir yarışma duyurusu gördüler. Bu bir millî marş yarışmasıydı; şiirlerin Maarif Vekaleti'nce teşkil edilecek bir edebi kurul tarafından değerlendirileceği ve kazanan şaire beş yüz lira ödül verileceği bildiriliyordu.

Yarışmanın tek şartı, gönderilecek şiirlerin Millî Mücadele ruhunu ifade etmesiydi. Beste yarışması daha sonra açılacak ve bu yarışmayı kazanan besteciye de beş yüz lira verilecekti.

O sıralarda Dr. Rıza Nur'un yerine Maarif Vekilliği'ne getirilen Hamdullah Suphi'nin verdiği bilgiye göre, yarışma, millî marş yazabileceği tahmin edilen şairlere ayrıca birer mektupla bildirildi. Çok sayıda şair hemen kaleme sarılarak yazdıkları şiirleri Maarif Vekâleti'ne göndermeye başladılar. Kısa sürede 724 şiir geldi. Ne var ki Hamdullah Suphi Bey sonuçtan hiç memnun değildi, çünkü devrin tanınmış şairleri yarışmaya katılmamıştı ve gelen şiirlerin hiçbiri Millî Mücadele'nin ruhunu ifade edecek güçte değildi. Bu kupkuru manzumelerin hiçbiri millî marş olamazdı!

Ve bir gün Meclis'te Âkif'in yakın dostlarından Balıkesir Mebusu Hasan Basri Bey'le karşılaşan Hamdullah Suphi, hoşbeşten sonra söz yarışmadan açılınca, gönderilen şiirlerden hiçbirinin kendisini tatmin etmediğini söyledi ve Âkif'i marş yazma konusunda ikna edip edemeyeceğini sordu.

Hasan Basri (Çantay), Âkif'in ödülden rahatsızlık duyduğunu, böyle bir millî görev için ödül konulmuş olmasını bir türlü kabul edemediğini söyleyince, Hamdullah Suphi "Bu kolayca halledilebilecek bir meseledir" dedi ve hemen orada Âkif'e hitâben kısa bir mektup yazdı. Bu mektupta, şaire istenen şiiri yazmasının 'maksadın husulü için son çare' olduğunu ve endişelerinin giderilmesi için ne gerekirse yapılacağını söylüyordu.

Hasan Basri Bey, Âkif'i İstiklal Marşı'nı yazmaya kendisinin ikna ettiğini, Hamdullah Suphi'nin mektubunu ise şaire marş yazılıp bittikten sonra gösterdiğini söyler.

Mehmed Âkif, beş yüz liralık ödül konusunda gerçekten çok duyarlıydı; en büyük korkusu para için yazdığının zannedilmesiydi. Hâlbuki İstiklal Marşı'nı yazdığı günlerde maddî bakımdan bir hayli sıkıntı çekiyordu.

Mehmed Âkif, Hasan Basri Bey tarafından ikna edildikten sonra Tâceddin Dergâhı'na kapanıp İstiklal Marşı'nı yazmaya başladı. Dostları onun evde, sokakta, camide, Meclis'te, uyurken, yürürken, yemek yerken âdeta bütün hücreleriyle İstiklal Marşı'nı düşündüğünü ve yazıp bitirinceye kadar tam bir istiğrak halini yaşadığını söylüyorlar.

Hatta bir gece Tâceddin Dergâhı'nda uyanmış, kâğıt aramış, bulamayınca kurşun kalemiyle yer yatağının sağındaki duvara marşın "Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım" mısrasını yazmıştı. Meclis'te bile, hararetli müzakereler yapılırken, o bütün dikkatini bitirmeye çalıştığı marşın mısralarına vererek çevresinde olup bitenlerden habersiz bir halde sürekli yazıyor, müzakereler bitince daldığı âlemden uyanıyordu.

Mehmed Âkif'in 'kahraman ordumuza' ithaf ettiği marş nihayet son şeklini aldı ve 7 Şubat 1921 tarihinde imzasız olarak Maarif Vekâleti'ne teslim edildi. Bu, yarışmaya katılan 725. şiirdi. Hamdullah Suphi'nin mektubundaki tarihle marşın teslim tarihinin birbirine yakınlığı, Âkif'in İstiklal Marşı'nı çoktan yazmaya başladığını ve o günlerde büyük ölçüde tamamladığını göstermektedir.

İstiklal Marşı 17 Şubat'ta Sebilürreşad ve Hâkimiyet-i Milliye'de, 21 Şubat'ta da Kastamonu'da çıkan Açık Söz gazetesinde yayımlandı. Âkif, Kastamonululara duyduğu sevgi ve saygı dolayısıyla İstiklal Marşı'nın kendi el yazısıyla bir nüshasını da oraya göndermişti.

İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN KABUL EDİLDİ?

Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'un 17 Şubat 1921'de Sırat-ı Müstakim ile Hakimiyet-i Milliye'de yayımlanan ve Hamdullah Suphi Bey'in Meclis'te okuduğu ayakta alkışlanan İstiklal Marşı'nın, TBMM tarafından 12 Mart 1921'de milli marş olarak kabul edilmesinin üzerinden 100 yıl geçti.

Mehmet Akif Ersoy kimdir, mezarı nerede? Mehmet Akif Ersoy'un hayatı ve biyografisi!

İstiklal Marşı kabulünün kaçıncı yıl dönümü? İstiklal Marşı kaç yaşında?