Yazılımcılığın yanı sıra Yiğit Kiremitçi'nin başlarda hobi olarak başladığı koleksiyonerlik, Derya Kiremitçi'nin de dahil olmasıyla büyük bir koleksiyona doğru adım adım ilerledi.
Çift, bu koleksiyonla oyuncak müzesi kurdu. Müzede, bebekler, uzay oyuncakları, teneke ve şişme plastik oyuncaklar, 1800'lerin sonlarından 1990'lı yıllara uzanan dönemde yapılan yaklaşık 130 yıllık ahşap bebek evleri, 1970 ve 1980'lerin nostaljik bakkal ve nostaljik sınıfı ile her yaş grubunda ilgi uyandırabilecek özel bir koleksiyon sergileniyor.
Müzenin üçüncü katında ise ziyaretçileri 1970'li yılların sınıf ortamı karşılıyor.
Koleksiyoner ve Bursa Oyuncak Müzesi'nin kurucusu Yiğit Kiremitçi, AA muhabirine, 1980'li yıllarda çocukluk yaşadığını ve o yıllarda pul, para ve otobüs bileti biriktirmeye başladığını dile getirdi.
Koleksiyonerlik yolculuğuna müze kurmak maksadıyla çıkmadığını anlatan Yiğit Kiremitçi, şunları kaydetti:
"Çocukluğumuzdaki Bursa'yı özlüyorum. O günler geri gelmiyor ama bizim elimizde de o güne ait güzel bir koleksiyon oluştu yani biz bugünkü çocuklara, bugünkü gençlere bunu göstermenin en güzel yolunun müze kurmak olduğunu düşündük. Birçok oyuncak müzesi var Türkiye'de. Biz müzemizde Türk ve yabancı marka oyuncakları dengeli dağıttık. Vitrinlerimiz siyah, bu özenle seçildi çünkü gelen herkes buradaki oyuncağa odaklanabilsin, sevebilsin istedik. İçeride ambiyansı hazırlarken bu oyuncaklarla ziyaretçilerin göz göze gelmesini sağlamaya çalıştık. Burada özellikle müzeyi ziyarete gelen yetişkinleri eski günler bekliyor olacak. Çocuklar heyecanlanacak ama yetişkinler de çok duygusallaşacak."
"Ne olacak bunlar peki dediğimde, hayalinin müze açmak olduğunu söyledi"
Derya Kiremitçi ise eşinin koleksiyon merakına başlarda sıcak bakmadığını belirtti.
Gün geçtikçe oyuncakların evde daha çok yer kaplamaya başladığını dile getiren Derya Kiremitçi, "İlk baştan tatlı bir hobi olarak düşündüm ama giderek artmaya başladı. Sonrasında ilerleyen dönemlerde baktığımda onun bir tutkusu halindeydi. Bir gün böyle oyuncakları çıkarttık. Bana hepsinin hikayesini anlattı. Benim de böyle içimde bir şeyler bu konuya karşı ısınmaya başladı. Ardından ne olacak bunlar peki dediğimde, hayalinin müze açmak olduğunu söyledi." diye konuştu.
Müzeyi oluştururken efemeralardan (gündelik geçici belge) da yararlandıklarını aktaran Derya Kiremitçi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Oyuncakların tarihini aslında efemeralarla kanıtlamış oluyoruz. Çeşitli dönemlerde çıkmış gazete kupürleri, haberler, o dönemdeki siyah beyaz hatıralarda kalmış resimler, aslında o oyuncağın tarihinin en güzel yansımasını bize gösteriyor. O yüzden özellikle efemeralara müzemizde daha çok yer vermeye çalıştık. Bu ayrı bir araştırma konusuydu çünkü bazen elimizde oyuncak var efemerası yok, bazen de efemerasını buluyoruz ama oyuncağı bulmamız kolay olmuyor."