Ekranların fenomen dizisi Diriliş Ertuğrul’da geçen kızıl elma ülküsü yine gündeme geldi. Kızlı elma ülküsü hakkında araştırma yapan vatandaşlar Kızlı elma ülküsü nedir diye oldukça merak ediyor ve Google üzerinden araştırma yapıyor. "Kızıl", Türk kültüründe genellikle kıymetli sayılan bir renk; "elma" ise mistik bir yanı bulunan; bolluk, bereket, şifa kaynağı olarak görülen bir meyvedir. Ancak Kızıl Elma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür.
KIZIL ELMA NE DEMEK?
Kızıl Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya düşleri simgeleyen bir ifadedir. Türk milliyetçiliğinin önemli sembollerinden birisi olan Kızıl Elma imgesi, Türk devletleri için bir hedefi ve amacı simgeler. Ulaşılması gereken bir yeri, fethedilmesi gereken bir beldeyi ifade ettiği gibi kimi zaman bir devlet kurma idealini, kimi zaman cihan hakimiyeti idealini, kimi zaman da Türk birliği idealini ifade etmiştir.
Kızıl Elma imgesinin tam olarak ne zaman, nerede ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte yaygın anlayış, cihadın bir sembolü olduğu yönündedir. Kızıl Elma ülküsü özellikle yeniçeriler arasında yaygınlaştırılmış ve onların savaşma azmini yüksek tutmak için kullanılmış; Ziya Gökalp, bu imgeyi Turan Ülküsü ile birleştirerek ona yeni bir anlam kazandırmıştır.
KIZIL ELMA ÜLKÜSÜ NEDİR?
"Kızıl", Türk kültüründe genellikle kıymetli sayılan bir renk; "elma" ise mistik bir yanı bulunan; bolluk, bereket, şifa kaynağı olarak görülen bir meyvedir. Ancak Kızıl Elma sembolleştirilmesinin elmaya değil, Eski Türklerde Güneş ve Ay’ı anlatan kızıl topa dayandığı düşünülür. Bu top, ‘muncuk’ adıyla bayrak ve tuğların tepesini süslemiş ve bazen zaferin işareti, bazen hakimiyetin sembolü, bazen de fethedilmek üzere hedef seçilen yeri ifade etmiştir.
Kızıl Elma imgesinin ilk kez Orta Asya Türkleri arasında doğduğu; Ergenekon Destanında Ergenekon’dan dışarıya çıkma ve kaybedilmiş eski yurdu geri alma idealini simgelediği kabul edilir.. Türkistan'dan Hazar Denizi'nin doğusuna gelen Oğuzların ise Hazar kağanının ipek çadırının üzerinde hakimiyetinin ifadesi olarak bulunan altın topu yani Kızıl Elma'yı ele geçirmeyi ülkü edindikleri düşünülür.