Kızı öldürülen baba Yakup Şahin: Kızım olduğunu kınalı tırnaklarından tanıdım

Isparta'ta kocası tarafından eşarpla boğularak öldürüldüğü iddia edilen Ümmühan Taşpınar'ın babası Yakup Şahin, ''Morga girdiğimde kızımın yüzünü tanınmayacak haldeydi. Kızım olduğunu kınalı tırnaklarından tanıdım. Tırnaklarında kına vardı.'' dedi.

Isparta'da kamyon şoförü kocası Ferhat Taşpınar (23) tarafından eşarpla boğarak öldürüldüğü ve Keçiborlu-Dinar yolu yakınında bir su kanalında çalılıkların arasında bulunduğu belirtilen Ümmühan Taşpınar'ın (22) cenazesi, memleketi Burdur'un merkeze bağlı Akyaka köyünde toprağa verildi.

Burdur Şeker Fabrikası'nda mevsimlik işçi olarak çalışan 50 yaşındaki baba Yakup Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kızı ve damadının pazar günü misafirliğe geldiklerini söyledi.

Damadı ve kızının çocuklarını anneannesine bırakarak "Markete kuruyemiş almaya gidiyoruz." diyerek evden çıktıklarını belirten Şahin, "Kızım ve damadımdan salı günü öğlen vaktine kadar haber alamadım. İkisinden de haber alamayınca damadım Ferhat'ı 7-8 defa aradım, telefonlarıma dönmedi." diye konuştu.

Haber alamayınca damadına mesaj attığını ifade eden Şahin, "Polise gideceğim, kızımın ölüsünü de dirisini de bulduracağım. Ortada iki çocuk var.' diye mesaj attım. Mesajımı okuyunca damat, beni aradı, 'Ben de bulamıyorum iki gündür, Ümmühan kayıp. Kapıyı kapattı gitti, ben de onu arıyorum.' dedi. Ferhat ile yaptığım konuşmanın ardından durumu polise bildirdim. Sonra polis, Ferhat ile olay yerine gitti. Damat, olay yerine gittiği polislere kızımı sakladığı yeri göstermiş. Sonrasında polis beni aradı ve hastaneye gittik." dedi.

Ferhat Taşpınar'ın, kızını öldürdükten sonra yüzünü tanınmaz hale getirdiğini ve Keçiborlu-Dinar yolu yakınında bir su kanalında çalılıkların arasına sakladığını iddia eden Şahin, şunları kaydetti:

"Morga girdiğimde kızımın yüzünü tanınmayacak haldeydi. Kızım olduğunu kınalı tırnaklarından tanıdım. Tırnaklarında kına vardı. Aralarında herhangi bir problem olduğunu düşünmüyordum. Pazar günü bize misafirliğe gelmişlerdi. Burada birlikte oturduk, yemek yedik, çay içtik. İki tane çocukları var, bir yaşında oğlan çocuğunun adı Ömer Halis, diğeri iki yaşında kız çocuğu Elif Su. Bu çocuklar için yetkililerden yardım istiyorum. Böyle bir olayın başımıza geleceği hiç aklıma gelmezdi. Böyle olacağını bilseydim. Kızımı onunla göndermezdim. Onu da evime almazdım."

(AA)