Ali Göktuğ Özduman, henüz 14 aylıkken ağabeyinin okulda yakalandığı grip virüsünün bulaşması sonucu ağır bir hastalık geçirdi. Kalbinde tahribata yol açan virüs önce kalp, ardından böbrek yetmezliğine neden oldu. 3 yıllık tedavi sürecinin ardından Ali Göktuğ'a Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde trafik kazasında hayatını kaybeden 7 yaşındaki bir çocuğun kalbi nakledildi. Şu an 4 yaşında olan Ali Göktuğ'un en büyük hayali, bir an önce taburcu olup evine dönerek çok sevdiği ağabeyine ve kedilerine kavuşmak. Oğlunun 3 yıl süren zorlu tedavi sürecinde yaşadıklarını anne Tuğçe Özduman şöyle anlattı:
EN KÖTÜYE HAZIRLANDIK
"Kalp kası hasar aldığı için kasılmayı bıraktı. Kalp çalışmadığı için diğer organlar da etkilendi. Göktuğ, ölümün ucundaydı, eşimle birbirimizi en kötü sonuca hazırlıyorduk. Kalp yetmezliğinde organlara yeteri kadar kan gitmediği için tüm vücut ağrıyordu. Ben çocuğuma ne sarılabiliyor ne de onu öpüp koklayabiliyordum. Doktorlar, nakil haberi gelmeden birkaç gün önce Ali Göktuğ'un makineye bağlanacağını söyledi. Bir gece yarısı odaya geldiklerinde ben yine bir şey oldu, kan değerleri kötü çıkacak diye düşünürken, telefonu uzattılar. Telefondaki doktor, 'Çok heyecan yapmayın ama Göktuğ'a kalp çıktı' dedi. O anda şok oldum, doktorlara, önüme gelene herkese sarıldım. Bu, insanın eline uzatılan bir hayat şansı. Bu şans, herkesin önüne çıkmıyor. 7 yaşındaki bağışçı ailenin, organ nakline 'evet' demesiyle 6 çocuğun hayatı kurtuldu."
LÜTFEN ORGANLARINIZI BAĞIŞLAYIN
Nakil bekleyen hastalara her gün bir yenisinin eklendiğini ifade eden Anne Özduman, şunları söyledi: "Ülkemizde, beyin ölümü konusu çok yanlış biliniyor. İnsanlar, beyin ölümünü bitkisel hayat ve komayla karıştırıyor. Beyin ölümünden sonra insanlar, lütfen hastanın organlarını bağışlasın. Çocuklar, acıya dayanmaya çalışıyorlar ama maalesef bir süre sonra vücutları dayanamıyor. İnsanların empati yapması lazım, 'bu bizim başımıza gelmez' diye düşünmemeliler. Daha düne kadar karanlık görünen yarınlarımız artık aydınlık, oğlumun geleceğine dair hayaller kuruyoruz."