Kara delik nedir, nasıl oluşur? En büyük Kara delik hangisi?

Kara deliğin bugün yıldız parçaladığı görüntülen sosyal medyada bir hayli merak konusu oldu. Evrende birbirinden farklı birçok kara delik bulunmakla beraber en büyüğü süper ağır kara delik olarak adlandırılır. Kara delikler bilinmezliği korurken araştırmalar devam ediyor.

Bugün Avrupalı gökbilimciler, bir kara deliğin yıldızı parçaladığı anları paylaşması sonrası kara delik hakkında araştırmalar yapılmaya başlandı. Evrende gizemini koruyan kara delikler, çekim alanı yüksek maddesel oluşumlardır. Uzmanlar tarafından en büyük kara delik, süper ağır kara delik olarak açıklanmıştır.

KARA DELİK NEDİR?

Karadelikler, evrenin bilinmezliğini koruyan oluşumları arasında yer alıyor. Tüm karadeliklerin boyutları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla bilimsel sınıflandırma, hem boyutları hem de oluşum şekilleri gözetilerek yapılıyor.

Bilinen en büyük kara delikler “süper ağır karadelik” kategorisinde. Bunlar galaksi merkezlerinde bulunuyor. Süper ağır karadeliklerin nasıl oluştukları konusunda birbirinden farklı teoriler var ama kabul gören açıklama, bunların galaksi oluşumları sırasında şekillendiklerini söylemekte.

Yıldızsal karadeliklerse büyük bir yıldızın ölümüyle ortaya çıkıyor. Bu yıldızlar Güneş’ten 20 kat daha ağır. Son olarak bir de minyatür karadelikler var. Bunların Büyük Patlama sonrasındaki şişme evresinde oluştukları tahmin edilmekte. Bu evre, günümüzdeki genişlemeye oranla çok daha büyük bir hızla yaşanmış ve evren kısa süre içinde inanılmaz boyutlara ulaşmıştı. Küçük karadeliklerin kütleleri Güneş’in kütlesinden biraz daha az.

KARA DELİK NASIL OLUŞUR?

Kara delikler, daha önce de belirtildiği gibi aslında bir yıldızın ölümü yani yıldız patlaması ile birlikte başlamaktadır.

Öncelikle bir yıldız patlaması meydana gelir. Bu süreçte yıldızın kendi çekirdeği de içine çökmüş olur. Bu çekirdeğin çöküşünün ardından herhangi bir bağ kurulabilecek madde kalmaz. Patlama ile birlikte gazlar ve tozlar da ciddi anlamda sıkışmış olur. Patlama ile birlikte oluşan şok dalgaları da kara delik oluşumuna ek olarak yeni yıldızların oluşumu için evrende yayılmaya başlar.

Kara delik kavramı ilk olarak 18. yüzyıl sonunda, Newton'un evrensel çekim kanunu kapsamında doğmuştur denebilir. Fakat o dönemde mesele yalnızca “kaçış hızı” ışık hızından daha büyük olmasını sağlayacak derecede kütleli cisimlerin var olup olmadığını bilmekti. Dolayısıyla kara delik kavramı ancak 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Albert Einstein'ın genel görelilik kuramının ortaya atılmasıyla fantastik bir kavram olmaktan çıkmıştır. Einstein'ın çalışmalarının yayımlanmasından kısa süre sonra, Karl Schwarzschild tarafından, “Einstein alan denklemleri”nin merkezî bir kara deliğin varlığını içeren bir çözümü yayımlanmıştı.

Bununla birlikte kara delikler üzerine ilk temel çalışmalar, varlıkları hakkındaki ilk sağlam belirtilerin gözlemlerini izleyen 1960'lı yıllara dayanır. Kara delik içeren bir cismin ilk gözlemi, 1971'de Uhuru uydusu tarafından yapıldı. Uydu Kuğu takımyıldızının en parlak yıldızı olan Cygnus X-1 çift yıldızında bir X ışınları kaynağı olduğunu saptamıştı. Fakat "kara delik" terimi daha önceden, 1960'lı yıllarda Amerikalı fizikçi Kip Thorne vasıtasıyla ortaya atılmıştı. Bu terimin terminolojiye yerleşmesinden önce ise kara delikler için “Schwarzschild cismi” ve “kapalı yıldız” terimleri kullanıldı.