NESLİHAN KESKİN
Karısının panik atak hastası olduğunu kendisinden gizlediğini, ailesiyle birlikte yaşamak istemediğini, evde nargile içilmesine izin vermediğini ve kendisinin sık sık evi terk ettiğini öne süren koca boşanma davası açtı.
'TAKILARIMI ALDILAR'
Eşinin iddialarını reddeden kadın ise karşı boşanma davası açtı. Kocası ve kayınvalidesinin kendisine karşı psikolojik baskı, hakaret ve aşağılayıcı hareketler sergilediğini belirten kadın, "Kocam annesiyle birlikte aynı evde kalmaktadır. Bizim kendi evimizde kalmamıza izin verilmemektedir. Eşim kendi ailesinin bana karşı hakaretlerine sessiz kalmaktadır. Beni boşanmayla tehdit etmektedir. Düğünde takılan takılarımı da aldılar. 100 bin lira tazminat ile nafaka talebim vardır" dedi. Kadının davasını kabul eden mahkeme, kocayı tazminat ödemeye hükmetti. Kayınvalidenin gelinine sürekli hakaret ettiğini ve erkeğin de bu duruma sessiz kaldığını kararında açıklayan mahkeme, erkeğin, kendi ailesiyle birlikte oturma konusunda ısrarcı olduğu için tam kusurlu olduğunu belirtti. Karara itiraz eden koca, dava dosyasını Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay da, yerel mahkemenin kararını onadı. Erkeğin tutumunun kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu belirtildi.
'DUYGUSAL ŞİDDET'
Avukat Dilek Yüksel: "Kayınvalidenin hakaretlerine eşin sessiz kalması duygusal şiddete yönelik bdavranıştır. Bu sebeple evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açılabilir. Toplum nazarında kadın ya da kocanın eşine yapılan hakaretlere sessiz kalması kabul edilemez. Ayrıca hakaret kişilik haklarına saldırı teşkil ederek kadının kendisini değersiz hissetmesine yol açar."
'EŞ KUSURLUDUR'
Avukat Serdar İpek: "Bu davranışlara yol açan eş, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına zarar vereceği gibi, toplumun en temel yapı taşı olan aile kavramına da zarar getirecektir. Bu yükümlülükleri ihlal eden eşin kusurlu sayılacağı ve kusuru nedeniyle hakkında birtakım yaptırımlar uygulanması mümkün olacaktır."