Feride'nin öldüğü kazada sürücü epilepsi krizi geçirmemiş, cep telefonuyla görüşüyormuş!

İzmir'in Bornova ilçesinde, kontrolden çıkan servis otobüsünün önündeki servis minibüsüne çarptıktan sonra yayaların arasına dalması sonucu otobüsün altında kalarak yaşamını yitiren 27 yaşındaki Feride Melike Kürecili'nin ölümüyle ilgili yeni detaylara ulaşıldı. Feride'nin öldüğü kazaya ilişkin HTS ( telefon üzerinden sağlanan iletişim trafiği) raporları ortaya çıktı. Kazada sürücünün epilepsi krizi geçirmediği cep telefonuyla görüştüğü belirlendi.

Kaza, 19 Aralık 2018 akşamı meydana geldi. Ali S. yönetimindeki 35 S 65 194 plakalı servis otobüsü, sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu yolcu indirmek için duran M.Ö. yönetimindeki 35 S 00757 plakalı servis minibüsüne arkadan çarptı.

DHA'nın haberine göre, çarpmanın şiddetiyle otobüs, kaldırımdaki yayaların arasına daldı. Kazada otobüsün altında kalan Feride Melike Kürecili hayatını kaybetti. Kazada 3 kişi de yaralandı. Yaralılar, sağlık görevlilerince Ege Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Kürecili, Aydın'ın Kuşadası ilçesindeki Güzelçamlı Mahallesi Merkez Camii'nde tabutun üzerine serilen gelinlikle son yolculuğuna uğurlandı.

Kazada yaralanan ablası Merve Kürecili Uygun (30) ise yaklaşık bir ay boyunca hastanede tedavi görürken, 4 ay sonra ayağa kalkabildi. Olayın ardından tutuklanan servis şoförü Ali S., ise 'taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma' suçlarıyla hakim karşısına çıktı. 41 yıllık şoför olduğunu söyleyen Ali S., kaza sırasında epilepsi krizi geçirdiğini ve yaşananları hatırlamadığını ileri sürdü.

Mahkeme heyeti, Ali S.'nin tutukluluk halinin devamına karar vererek; delil, rapor ve kamera kayıtlarının incelenmesine hükmederek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

'MERVE SENİ PUZZLE GİBİ TOPLADIK'

Kazada kardeşini kaybeden ve aylar süren tedavinin ardından ayağa kalkan Merve Kürecili Uygun, olay anında yaşadıklarını anlattı.

Doktorlarının kendisine 'Seni puzzle gibi topladık' dediklerini hatırlatan Kürecili Uygun, "Melike ile işten sonra anneme gitmek için sözleşmiştik. Mesai bitiminden sonra servise her zamankinden geç bindik ve yer kalmayınca arka koltuğa oturmak zorunda kaldık. Hatta bu yüzden Melike bana, 'İnsek mi acaba' diye sordu ancak ben gerek olmadığını söyledim. Yolculuğumuz da çok eğlenceli geçmişti. Melike orada iki yıldır iniyordu. Arkada kapından önce arkadaşımız sonra ben ve Melike en son indik. Kafamı çevirdiğimde servis otobüsünün üzerimize geldiğini gördüm. Şoförün bir eli direksiyonda diğer eli de telefondaydı. Arkadaşıma seslendiğim sırada kendimi yerde buldum" dedi. 

"Belimden aşağısı otobüsün altındaydı ve ayaklarımı görünce büyük bir çığlık attım" diyen Uygun şöylşe devam etti: "Kalçam da ters dönmüştü. 'Bacaklarımı düzeltin' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Bacaklarıma bakmamam için kafamı tutuyorlardı. Ardından Melike'yi sormaya başladım ve diğer arkadaşların baktığını söylediler. Ambulansla hastaneye kaldırıldım ve birer hafta arayla üç ameliyat oldum. Kalçam, kuyruk sokumum ve leğen kemiğim kırıktı. Belime ve femur kemiğime bir plak takıldı. 27 gün hastanede kaldım ve 5 Mart'a kadar ayağa kalkamadım. 25 Mart'ta fizik tedaviye başladım. Sol tarafımda felç var. Kalçam normal anatomisinde değil. Doktorum bana, 'Merve seni puzzle gibi topladık' dedi. Fizik tedavi sürecim bitti ve ilaç kullanmaya devam ediyorum."

'FİZİKEN İYİLEŞİYORUM AMA RUHEN İYİLEŞEMEDİM'

Kardeşinin hayatını kaybettiğinin kendinden sakladıklarını belirten Kürecili Uygun, "Sürekli Melike'nin yoğun bakımda uyutulduğunu söylediler. Ben de hep bir an önce ayağa kalkıp kardeşimin yanında olmayı düşündüm. Bana telefon da vermiyorlardı. Bir gün Melike'nin müsait zamanı bulup sosyal medyaya girdim ve yazılan yorumları görünce kardeşimin öldüğünü öğrendim. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Aileme sorduğumda 2 gün boyunca doğru olmadığını söylediler. 2.5 ay bana hiç belli etmediler. Ailem bu konuda yeterince zorlandığı için sıkı durmak zorundaydım. Melike'nin geri gelmeyeceğini biliyordum ve tedavime odaklandım. Fiziken toparlanıyorum ama ruhen iyileşmedim" diye konuştu.

'EN AĞIR CEZAYI ALSIN'

Kazada bir kızını kaybeden, diğer kızı da ölümden dönen Gülhayat Çam (59) ise sürücünün en ağır cezayı alması gerektiğini savunarak, "Melike ve Merve arasında fazla yaş farkı olmadığı için ikiz gibi büyümüşlerdi. Çok zor şartlar altında büyüdüler ama beni hiç üzmediler. Sadece beni değil çevrelerinde de hep gıptayla bakılan çocuklardı. Geride kalan iki evladım için yaşayacağım. Melike'nin mezarına her gün giderek dua ediyorum. Şoför biraz daha dikkatli olsaydı bu durumlar meydana gelmezdi. Madem telefonla konuşacaktın, kenara çekip konuşabilirdin. 27 yaşında bir çocuk kolay büyümüyor. Evlat acısı hayatın en zor acısı. Çocuğum için kara toprağa gidiyorum. En ağır cezayı almasını istiyorum" ifadelerini kullandı.

'TELEFON KAYITLARI EPİLEPSİ SAVUNMASINI YALANLIYOR'

Ailenin avukatı Aslı Deniz Ceyhan Tokat (40),sürücü Ali S.'nin mahkemede epilepsi krizi sebebiyle kaza yaptığı savunmasının doğru olmadığını ileri sürdü.

Tokat, "Merve Küreceli'nin hatırladıklarından yola çıkarak yaptığımız araştırmalarda sanığın hızının yüksek olduğunu ve aynı zamanda cep telefonuyla konuştuğu bilgisine ulaştık. Mahkemeden telefon sinyallerini istedik ve gelen raporda Ali S.'nin olay zamanında telefonla konuştuğu ispatlanmış oldu. Bu yüzden suçun taksirle öldürmek değil, olası kastla ölüme sebep olmak suçundan yargılanmasını istiyoruz. Yapılan araştırmalarda, alkollü olarak araç kullanırken kaza riski 4 kat artıyorsa, telefonla uğraşılırsa bu risk 8 kat artıyor. Nasıl ki kırmızı ışık ihlalinde, alkol kullanımında olan kazalarda olası kast uygulanıyorsa, cep telefonu sebebiyle de olası kast olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun yanı sıra görüntülerde görüyoruz ki sürücü hızını kesmek için hiçbir şey yapmamış. Olay yerinde fren izi bile yok" diye konuştu.