Bilecik'in Söğüt ilçesinde Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in babası Ertuğrul Gazi'nin türbesinde askerler tarafından Alp kıyafetiyle “saygı nöbeti” tutulmaya başlandı. "Askerlerimize alp kıyafetleri hazırlattık. Tarihimizi, geçmişimizi bu sayede gençlerimize aktarmış olacağız. Bugün itibarıyla saygı nöbeti projemiz başlamış bulunmakta. Amacımız burada hem diriliş, kurtuluş ruhunun daha canlı yaşatılması hem de gelen misafirlerimizin bu ruhu, tarihi duyguyu daha fazla hissetmesi. Projemize destek olan başta İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya, Jandarma Genel Komutanımız Orgeneral Yaşar Güler'e teşekkürlerimi sunuyorum."
Bilecik Valiliği, Jandarma Genel Komutanlığı ve Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığı iş birliğiyle hazırlanan projede, Söğüt Jandarma Ulaştırma Eğitim Merkezi Komutanlığındaki 9’u uzman çavuş, 4’ü erbaş ve er olmak üzere 13 asker nöbet ve nöbet değişim töreninde görev yaptı.
Askerler, Ertuğrul Gazi Türbesi'nde “saygı nöbeti”ni yılın 365 günü tutacak.
Ertuğrul Gazi kimdir? Ertuğrul Gazi nasıl vefat etti?
Çarşamba akşamı ekrana gelen Diriliş Ertuğrul ekrana gelen son bölümleri ile izleyenleri ekrana kilitliyor. Ekrana gelen son bölümde Ertuğrul Gazi'nin öleceği iddiası herkesi korkuttu. Peki Tarih'te Ertuğrul Gazi nasıl öldü? İşte Ertuğrul Gazi hakkında merak edilenler...
Osmanlı Devletinin kurucusu olan Osman Gazinin babası. Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı boyundan Süleyman Şahın oğludur. Cengiz'in İslam memleketini talan ettiği sırada babası, Selçuklu topraklarında yaşamak üzere kabîlesiyle beraber ülkesini terk etmiş, Amu Derya'yı geçip, Oğuzların yoğun olduğu Ard havzasına gelmişti. 1220'lerde
horasan'ın kuzey sınırına, oradan Karakum Gölünün güneyine, oradan da Merv yoluyla Ahlat'a ulaşmıştı. Moğol ateşinin Doğu Anadolu'yu da sarması üzerine kabîlesine daha uygun bir yer arayan Süleyman Şah, Rakka civarında Ca'ber Kalesi yakınında Fırat Nehrinden geçerken boğuldu.
O civarlarda oturan Afşar (yahut Alişar) ve Çavdar aşîretlerinin etrafa verdikleri zararlara mani oldu. Hıristiyan tekfûrlarla da iyi geçinmeye dikkat etti. Adaleti, halka olan iyi muamele ve yardımları o kadar çoktu ki, Hıristiyan tebaa bile kendisini sevip sayıyordu. Ertuğrul Gazinin günden güne kuvvetlenmesi Karacahisar tekfûrunu kendisine cephe almaya yöneltti. Bunun üzerine Ertuğrul Gazi Konya'ya giderek Sultan Alaeddîn'i bu hisarın fethine teşvik etti ve beraberce gelerek Karacahisar'ı kuşattılar. Moğolların Konya Ereğlisi'ni kuşatması üzerine, Sultan Alaeddîn geri döndü. Ancak Ertuğrul Gazi muhasaraya devam etti. Bir müddet sonra kaleyi fetheden Ertuğrul Gazi, tekfûru ve diğer esirleri kardeşi Dündar Gazi ile birlikte Konya'ya Sultan'a gönderdi.
Ertuğrul Gazi, Selçuklu Sultanı Alaeddîn'in vefatına kadar altı sene etrafın fethi ve İslamiyetin yayılması için bütün gayreti ile çalıştı. Sultanın vefatından sonra, Selçuklu hükümdarları arasındaki taht ve taç kavgalarına karışmayarak Söğüt uç bölgesinde tekfûrlarla mücadeleye devam etti. 1281 yılında 92 veya 96 yaşındayken Söğüt'te vefat ederek oraya defnedildi.
Ertuğrul Gazi, çevresinde bulunan beyliklerden devletlerin durumlarını ve siyasî şartlarını gayet iyi değerlendirirdi. Komşuları ile daima iyi geçinerek aşîret ve tebaasını güçlü bir durumda huzûr ve rahat içinde yaşattı. Çok cömert olan Ertuğrul Gazi, fakirlere, düşkünlere daima yardım ederdi. Yarım asır adaletle idare ettiği bölgede Hıristiyanlara da İslamiyeti sevdirdi.
Ertuğrul Gazinin ölümünden sonra, küçük oğlu Osman Gazi, kavim ve kabîlesinin reisi oldu. Osman Beyin bağrından çıkarak denizleri, diyarları, kıtaları ve ülkeleri muhteşem dalları arasına alacak olan çınarın kökü toprağa yayılmaya başladı. Öyle ki, bu çınarın gölgesi altında bütün insanlık, Asr-ı Saadetten sonra, bir daha görüp hayal edemediği bir şekilde tam altı asır yaşadı
OSMAN GAZİ TÜRBESİ NEREDE
Osman Gazi Türbesi, Bursa’nın tarihi değeri olan önemli yapılarından biridir. 1258-1324 yılları arasında yaşayan, Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Osman Gazi; padişahlığı döneminde, bir Bursa kuşatması sırasında oğlu Orhan Bey’e şehir içindeki kubbeli bir yapıyı işaret ederek, öldüğünde buraya gömülmek istediğini vasiyet ettiği söylenir.
Bursa’nın fethinden sonra Osman Gazi, Gümüşlü Kümbet adıyla anılan Sainte Elie adlı Bizans manastırının şapeli üzerine yapılan türbeye gömülmüştür. Ancak Osman Gazi Türbesi, 1801 yılında çıkan bir yangın ve sonrasında 1855 depremi ile tamamen yıkılmıştır. 1863 yılında ise Sultan Abdülaziz tarafından eski yapıya sadık kalınarak yeniden inşa edilmiş ve bu yapı günümüze kadar gelmiştir. Sekizgen bir planla yapılmış olan türbenin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Osman Gazi Türbesi’ne kuzeydeki ahşap bir koridordan girilmekte olup konak salonlarına has dekorasyonlarla tasarlanan türbenin, pencerelerinde kumaş perdeler yer almaktadır. Ufak bir mihrabı da bulunan türbenin pencere parmaklıkları ise dökme demirden yapılmıştır.
Osman Gazi Türbesi’nde toplam 15 sanduka vardır. Türbenin ortasında yer alan sedef kakmalı ahşap sanduka Osman Gazi’ye aittir. Sandukanın etrafı da sedef kakmalı korkuluklarla çevrilmiştir. Sultan Abdülaziz’in bir Bursa ziyaretinde ise Osman Gazi’nin sandukasının üzerine kadife üzerine gümüş ve sim ile işlenmiş, Osman Gazi’nin doğum, saltanat senesi ve ölüm senesi gibi tarihi bilgilerinin yer aldığı bir örtü örtülmüştür. Türbenin içinde yer alan diğer sandukalar ise Osman Gazi’nin oğlu Alaaddin Bey, eşi Aspurça Hatun ve Osman Gazi’nin yakınlarına ait sandukalardır.