Diyarbakır bayram namazı saat kaçta? Diyarbakır bayram ve duha namazı vakti 2020!

Diyarbakır bayram namazı saati 2020 kaç? sorusu yoğun olarak araştırılıyor. Diyarbakır'da yaşayan vatandaşlar detaylı bilgi almak istiyor. Bayramlar, kimsesizlerin sahiplenildiği, yetimlerin başlarının okşandığı, öksüzlerin hallerine ortak olunduğu, hasta ziyaretleriyle dert ve ızdırapların hafifletildiği istisnai günlerdir. Corona virüs salgını nedeni ile camilerde bayram namazı kılınmayacak. Diyanet yaptığı açıklamada bayram namazı yerine duha namazı kılınabileceğini açıkladı. Detaylar haberimizde.

Diyanet Diyarbakır bayram duha namazı vakti hakkında detaylı bilgi almak isteyen kişiler arama motorlarında yoğun olarak araştırma yapmaya başladı. Bayramlar, kimsesizlerin sahiplenildiği, yetimlerin başlarının okşandığı, öksüzlerin hallerine ortak olunduğu, hasta ziyaretleriyle dert ve ızdırapların hafifletildiği istisnai günlerdir. Diyarbakır bayram namazı saati 2020 kaç? 24 Mayıs Pazar günü bayramın ilk günü kutlanacak. Toplamda 3 gün sürecek. Diyanet Corona virüs salgını nedeni ile camilerde bayram namazı kılınmayacak. Yapılan açıklamada bayram namazı yerine duha namazı kılınabileceğini duyurdu. Bayram namazı saatinden sonra kılınacak olan duha namazı merak ediliyor.

DİYARBAKIR BAYRAM NAMAZI SAATİ 2020 KAÇ?

Diyarbakır bayram namazı saati 05:35’de kılınacak.

DİYANET BAYRAM NAMAZI VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ.

İL İL RAMAZAN VAKİTLERİ

Ramazan Bayramı vakitleri Ankara’da 06:00, İstanbul’da 06:13, İzmir’de 06:26’da kılınacak.

DİYANET'İN BAYRAM NAMAZI AÇIKLAMASI

"Hanefi mezhebine göre bayram namazının sahih olması için hutbe dışında cuma namazında aranan şartların yerine gelmesi gerektiğinden, bayram namazının cemaatle kılınması şarttır. Herhangi bir sebepten dolayı bayram namazını cemaatle kılamayan kimsenin bunu kaza etmesi gerekmediği gibi bu kişinin tek başına bayram namazını kılması da gerekmez. Bayram namazını camide cemaatle kılamayanların, evlerinde iki veya dört rekat olarak duha/işrak (kuşluk) namazı niyetiyle nafile namaz kılmaları müstehaptır.

Şafii mezhebine göre de bayram namazının bir yerde ve topluca kılınması esastır. Bununla birlikte değişik sebeplerle cemaate katılamayanların münferit olarak kılması da caizdir. Buna göre cemaate katılmayan kişiler, kadınlar, çocuklar ve yolcular evlerinde münferiden bayram namazını kılabilirler. Bayram namazlarını sünnet olarak gören Şafiilere göre yalnız başına kılacak kimsenin hutbe okuması şart değildir."

DUHA (KUŞLUK) NAMAZI KILINIŞI (İLK REKAT)

-"Niyet ettim Allah rızası için iki rekat Duha namazı kılmaya" diye niyet edilir.

-"Allahu Ekber" diyerek İftitah Tekbiri alınır ve namaza başlanır.

-Sübhaneke'yi okunur.

-Euzü-besmele çekilir.

-Fatiha Suresini okunur.

-Kur'an'dan bir sure okunur.

-Rüku'ya gidilir.

-Secdeye gidilir. Doğrulunur, ardında tekrar secdeye gidilir.

DUHA (KUŞLUK) NAMAZI KILINIŞI (İKİNCİ REKAT)

-Ayağa kalkarak kıyama durulur.

-Besmele çekilir.

-Fatiha Suresi okunur.

-Kur'an'dan bir sure okunur.

-Rükuya gidilir.

-Secdeye gidilir. Doğrulunur ve ardından tekrar secdeye gidilir.

-Oturarak Ettahiyyatu ve Allâhumme Salli, Allâhumme Bârik ve Rabbenâ duaları okunur.

-"Es selâmu aleyküm ve rahmet'ullah" diye sağa ve sola selam vererek namaz tekrarlanır.

BAYRAMIN ÖNEMİ NEDİR?

Bayram; Allah'ı bir, Peygamberi bir, Kitabı bir, aynı kıbleye yönelen, aynı heyecanı taşıyan Müslümanların sevinçlerini paylaştığı mukaddes bir gündür. Müminler; Allah'ın emrini yerine getirmek maksadıyla, bir ay boyunca imsak vaktinden aksama kadar en tabii hakları olan yemeyi, içmeyi terk ederek insani adeta melekleştiren oruç ibadetinin manevi zevkini duyarlar."Düşmanla savaşın küçük cihat, nefisle savasın büyük cihat" olarak kabul edildiği bu mücadelede mü'minler büyük bir zafer kazanarak kulluk imtihanında gösterdikleri basarının sevincini taşırlar. Çok mübarek bir gün olan bayramda, kutsal mekânlar olan camilerde topluca ibadet etmenin suruna eren Müslümanların arsa yükselen tekbir sesleri, kalbilerimizdeki imanın açık bir delili, yan yana gelerek. Omuz omuza vererek cemaat halinde kılınan bayram namazları Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğin en güzel göstergesidir.

BAYRAMIN DİNİ HÜKMÜ

İslâm dininde ramazan ve kurban olmak üzere iki bayram vardır. Arapça’da îdü’l-fıtr ve îdü’l-adhâ şeklinde adlandırılan her iki bayram da hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Esasen ramazan orucu ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren müminler sonraki ayın (şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama ramazan bayramı veya bayramdan önce fitre (fıtır sadakası) verildiği için fıtır bayramı denilmiştir.

Türkiye’de bazı çevrelerde muhtemelen bayramda şeker, lokum ve tatlı ikramı şeklinde öteden beri var olan gelenekten dolayı buna şeker bayramı da denilmektedir. Ancak Hz. Peygamber’in uygun olmayan bazı isimleri değiştirmesi ve özellikle dinî terim ve kavramların muhafazası konusunda hassasiyet göstermesi, bu şekilde bir adlandırmanın doğru olmayacağını göstermektedir.

Hicrî takvimin son ayı olan zilhiccenin onunda başlayan ve dört gün devam eden kurban bayramı ise bu günlerde kurban kesildiği için bu adla anılmıştır. Hac ibadeti hicretin 9. yılında farz kılınmakla birlikte kurban kesilmesi ve kurban bayramı namazı, oruç ibadeti ve ramazan bayramı gibi hicretin 2. yılında teşrî‘ kılınmıştır. Ramazan bayramında müminler bir önceki ayı ibadetle geçirmenin ve Allah’ın rahmetine nâil olma ümidinin sevincini taşırlar.

Kurban bayramı ise Hz. İbrâhim’in oğlu İsmâil’i kurban etmek istemesi ve İsmâil’in de buna razı olması, nihayet Allah’a karşı gösterilen büyük sadakatin karşılığı olarak hayvan kurban edilmesinin hâtırasını taşımakta ve müminler bu günlerde kurban kesmek suretiyle bu iki peygamberin Allah’a karşı verdikleri başarılı imtihanın sevincini yaşamaktadırlar.

Özellikle hacca gidenler ifa ettikleri hac ibadeti sırasında bu hâtıraları diğerleriyle de takviye ederek kurban bayramının sevincini daha büyük bir heyecanla tadarlar. Ayrıca bu iki bayramın, İslâm toplumunun eski dönemlerin izlerinden arınması ve müstakil bir kimliğe bürünmesinde de rol oynadığını söylemek gerekir.

Nitekim Medine’ye hicret ettikten sonra, bura sakinlerinin İran’dan alınma Nevruz ve Mihricân bayramlarını kutladıklarını gören Hz. Peygamber, “Allah sizin için o iki günü daha hayırlı iki günle, kurban ve ramazan bayramlarıyla değiştirmiştir” (Müsned, III, 103, 235, 250; Ebû Dâvûd, “?alât”, 245; Nesâî, “?alâtü’l-?îdeyn”, 1) meâlindeki hadisiyle İran menşeli bu iki bayramın kutlanmasını yasaklamıştır.