Darbecilerin kurşunlarını hayatları boyunca taşıyacaklar

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Şehitler Köprüsü (Boğaziçi Köprüsü) üzerinde yaralanan İlhan ve babası İbrahim Akmanoğlu, darbecilerin kurşunlarını hayatları boyunca bedenlerinde taşıyacaklar.

Darbecilerin iki kurşunla ağır yaraladığı 18 yaşındaki Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Fakültesi öğrencisi İlhan Akmanoğlu'nun vücuduna isabet eden çekirdeklerden biri hayatı boyunca çıkmayacak.

Vücudunun sol tarafından giren, iki ciğerini delip boyun kemiğine saplanan kurşunla hayatına devam edecek olan İlhan Akmanoğlu, günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra ölüm riskini atlattı. Evinde tedavisi süren İlhan Akmanoğlu, sağ kolunu parçalayıp çıkan kurşunun yaralarının ise bir an önce iyileşmesi için direnç gösteriyor.

İlhan'in elektrik mühendisi olan babası İbrahim Akmanoğlu ise sırtından aldığı iki kurşundan kurtuldu. Omurilik kemiğine saplanan bir şarapnel parçası ise çıkartılamadı. Baba Akmanoğlu da oğlu gibi FETÖ'nün sıktığı kurşunla hayatını sürdürecek.

İlhan ve babası İbrahim Akmanoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.

"Darbeyi anlatıyordu babam bana"

Darbe girişiminin yaşandığı gece ailecek oturup haberleri izlediklerini söyleyen İlhan Akmanoğlu, önce tüm aile bireyleri olarak meydanlara çıkmayı düşündüklerini ancak babasının 'siz evde kalın' diyerek çıkıp gittiğini, kendisinin de 10 dakika sonra dayanamayıp sokağa çıktığını dile getirdi.

Sokağa çıkarken babasına telefon ettiğini ve AK Parti Üsküdar İlçe başkanlığı önünde buluştuklarını belirten İlhan Akmanoğlu, "Bağlarbaşı'ndaki ilçe başkanlığının önü kalabalıktı. Buradan Boğaziçi Köprüsü'ne gitmemiz gerektiği görüşü çıktı. Köprüye doğru yola çıktık. Yolda babam, bana darbeyi anlatıyordu. Darbenin özgürlüklerimizi elimizden alacağını, işte tam bu şekilde silah zoruyla ülke yönetimine el konulmak istendiğini anlattı." diye konuştu.

"Babam 'Kelime-i şehadet getir' oğlum' dedi"

Köprüye geldiklerinde askerlerin kendilerine ateş açtığını anlatan İlhan Akmanoğlu, şunları kaydetti:

"Köprüdeki metrobüs durağına vardığımızda vuruldum. Hiç korkmadım ama garip bir hisse kapıldım. Ben yerde vurulmuş şekilde yatarken babam beni gördü. 'Kelime-i şehadet getir oğlum' dedi. Ben de kelime-i şehadet getiriyordum. Sağ tarafım asfalta dayalıydı. Akan kanı görüyordum. Babam birden 'Oğlum ölüyor, yardım edin' diye feryat etti."

"İlhan'ın fazla vaktinin olmadığını düşündüm"

Baba İbrahim Akmanoğlu ise silah seslerini duyduktan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısından sonra darbeye karşı durmak için harekete geçtiğini söyledi.

Amacının ne olduğu bilinmeyen bir grubun, emir komuta zincirini keserek, ülkeyi nereye gideceği belli olmayan karanlık bir çukura doğru yuvarlamasını içine sindiremediğini vurgulayan baba Akmanoğlu, şunları söyledi:

"Yürürken, oğlumun 'Darbe olursa ne olacak?' şeklinde soruları oldu. Oğluma dilimin döndüğünce darbeyi anlatmaya çalıştım. Darbelerin insanları birbirine düşman, gençlerin geleceklerini yok ettiğini anlatarak, köprüye kadar geldik. Ben telefonla çekim yapıyordum. Ateş sesini duyunca oğluma 'yere yat' dedim ancak yere düştüğümüzde anda yaralanmıştık zaten. Ben sırtımdan ve belimin alt tarafından yaralandım. Oğlumun sırtında delik olduğunu gördüm. Elimi sırtındaki yaraya koyduğumda, boynundan kan geldiğini ve fazla vaktinin olmadığı düşündüm."

"Oğlumla karşılıklı helalleştik"

"Oğluma kelime-i şehadet getirmesini söyledim. Baba olarak, yapabileceğim bir şey yoktu" diyen Akmanoğlu, şöyle devam etti:

"Birlikte kelime-i şehadet getiriyorduk. Etrafımız ilk ateşin ardından boşalmıştı ve ateş devam ediyordu. ‘Oğlum ölüyor yetişin’ diye bağırıyordum. Sonra bir bayan geldi, oğlumun kollarından tuttu 'iyi olacaksın' dedi. Bir arabaya bindik, hastaneye doğru yola çıktık. Ben de yaralıydım ve sırtımdan kan akıyordu. Oğlumu kucağına yatıran küçük çocuk, sürekli telkinde bulunuyordu. Bir ara elimi arkaya uzattım. Oğlumun kolları buz gibiydi. Oğlumla helalleştik. Arabada 'oğlum hakkını helal et' dedim. O bana, ben ona helal ettim. Oğlum benim kahramanım. Onu çok seviyorum. orada çok metin davrandı. Hastaneye ulaştık çok hızlı müdahale oldu. Oradaki doktorların sayesinde oğlum sıhhatine kavuştu. Daha iyi olacak. Rabbim memleketimize böyle acılar yaşatmasın. Buna sebep olanların sorumluları da hak ettiği cezayı bulsunlar. Zor bir süreçti." 

Kaynak: AA