Bolu'daki FETÖ davasında sanıkların 15 yıldan 22 yıla kadar hapsi istendi

Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi. Bolu Ağır Ceza Mahkemesince belediyenin nikah salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanan eski AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ve eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşma, tanıkların dinlenilmesi ile devam etti. Tanık olarak dinlenilen Y. M. K, 17-25 Aralık sürecinde devlet büyüklerinin çağrısına uyarak emniyete gidip FETÖ/PDY'nin üniversite yapılanmasına ilişkin ifade verdiğini anlattı. Hayri Coşkun'un 2014 yılında yapılan rektörlük seçimlerinde malum yapı ile pazarlık yaptığını da ifadelerine ekleyen Y.M.K, "İkinci kez rektör seçilince firari sanıklardan Prof. Dr. Kenan Gümüştekin'i başhekim olarak ataması bunun göstergesidir. Rektör Coşkun, örgütün il imamı olarak isimleri geçen ve firari olan Cuma Kartal ve firari Adnan Daylan'a gri hizmet pasaportu vererek Estonya gezisine gitmesini sağladı. Bu da onlara olan yakınlığını gösterir." şeklinde konuştu. 

Tanıklardan E.K. de Hayri Coşkun'un ikinci defa rektör seçilmesinin ardından firari sanıklardan Kenan Gümüştekin'in yeniden rektör yardımcısı yapılmadığına değinerek, "Bunun üzerine tutuklu sanık Nadir Göksügür ve firari sanık Fahrettin Talay'ın odalarında saatler süren toplantılar yapıldı. Bu toplantılara dönemin rektör yardımcısı tutuksuz sanık Mehmet Bahar ile hakkında takipsizlik kararı verilen AİBÜ Genel Sekreteri Erdal Bekiroğlu da katıldı. Bu toplantılar sonucunda Kenan Gümüştekin başhekim oldu." dedi. E.K, 2014 yılında yapılan rektörlük seçiminin ardından Tıp Fakültesi Dekanı olan eşine istifa etmesi yönünde baskılar yapıldığını da sözlerine ekleyerek, "Eşim dekanlıktan istifa etmeyi kabul etmediği için bana sistematik baskılar ve mobbing uygulandı. Profesörlük kadrom gelmiş olmasına rağmen bana verilmedi. Hatta rektör Hayri Coşkun'un, 'Cumhurbaşkanı da arasa kadro vermem. Gerekirse kadroyu yırtarım yine de vermem' dediği bize iletildi. Kullanma izni verilmediği için kadrom yandı." dedi.

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in şahsi doktoru olduğu ileri sürülen firari sanık Mehmet Yazıcı'nın Klinik Araştırmalar ve Etik Kurulu'nun başkanı olduğu dönemde kendilerine yakın kişilerin dosyalarını hızla onayladığını belirten E.K, kendilerinden olmayan kişilerin dosyalarını ise 2 ya da 3 ay onaylamadığını ifade etti. Tanık H.K de Hayri Coşkun'un ilk rektörlüğü döneminde Tıp Fakültesi Dekanı olarak bir süre bu görevi yürüttüğünü anlattı. Hayri Coşkun ikinci defa dekan olduğunda kendisi ile ters düştüğünü ifade eden H.K, "17-25 Aralık sürecinde dönemin idarecilerinin çağrısı üzerine emniyette ifade verdim. Bir süre sonra bu ifadelerimin basına sızdığını gördüm. Bu nedenle rektör tarafından hakkımda soruşturma açıldı. Paralel yapıya mensup şahıslardan tehditler almaya başladım." şeklinde konuştu. H.K, rektörlük seçimlerinde malum yapıya yakın kişilerin Hayri Coşkun'u alenen destekleyerek toplu şekilde oy kullandığını dile getirerek, "Rektörlük seçimlerinde malum yapı ile Hayri Coşkun birlikte propaganda yaptı. Hatta yurt dışına gitme durumu olan akademisyenlere izin verilmesi karşılığında oy vermesi sağlandı. Mehmet Yazıcı bir defasında 'Rektöre seçim günü sabah namazı kıldırdım' demişti. Bu da ona ne kadar destek verdiklerinin bir göstergesi." ifadesini kullandı. Hayri Coşkun'un FETÖ üyesi olmadığı kanaatinde olduğunu da sözlerine ekleyen H.K, "Ben Hayri Coşkun'un örgüt mensubu olduğunu düşünmüyorum. Benim tahminim Hayri Coşkun hırsının kurbanı oldu ve FETÖ/PDY'ye makamını korumak için yardım ettiğini düşünüyorum." diye konuştu.

İddianameden Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kenan Gümüştekin'in, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu ve aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.