Belgrad'da gizem üçgeni!

Belgrad Ormanı'nda kaybolan Ece Gürel, 85 saat sonra son telefon sinyalinin alındığı noktadan 6 km uzaklıkta sağ olarak bulundu. Soğuktan hipotermi geçiren kadının kalbi hastanede durdu. Yeniden hayata döndürülen mimar, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

AYŞEGÜL DİLGER

İstanbul'da 2 Mart'ta Gültepe'deki evinden çıkıp Belgrad Ormanı'na yürüyüşe giden peyzaj mimarı Ece Gürel (39), 4 gün sonra sağ bulundu. Arama-kurtarma ekiplerinin gece saat 01.15'te donmak üzereyken ulaştığı kadının uzun süre soğukta kaldığı için hipotermi geçirdiği saptandı. Tedaviye alınan Gürel'in neden montunu, kimliğini ve telefonunu ormana attığı; 4 gün boyunca nasıl hayatta kaldığını merak konusu oldu.

YÜRÜYEREK HAYATTA KALDI

Ece Gürel'i bulunduğu yer ile son telefon sinyalinin alındığı nokta arasında 6 km mesafe olduğu tespit edildi. Yine ekiplerin Gürel'in eşyalarına ulaştığı yer ile de bulunduğu nokta arasında yaklaşık 2 kilometrelik mesafe olduğu belirlendi. Dedektiflerin tahminine göre mimar yürüyerek vücut ısısını yüksek tuttu, bu şekilde hayatta kaldı.

İNİLTİ SESİNDEN BULDUK

Gürel'i bulan ekibin lideri Hüseyin Karadayı, "Bir inilti duyduk, yaklaşınca gördük. Tepkisi yoktu. Vücut ısısını yükseltince bizi duymaya ve cevap vermeye başladı. Eşiyle görüntülü konuşturmak istedik, ufak ses çıkarabildi" dedi. Gürel'in uyumaması için ekiplerin yoğun çaba sarf ettiği öğrenildi.

KIYAFETLERİ İNCELENİYOR

Gürel'in üzerindeki kıyafetler, incelenmek üzere emniyete götürüldü. Kadının vücudunda darp izine rastlanmadı. Kollarında ve bacaklarında ise diken izleri olduğu öğrenildi.

ISINDIKTAN 6 DAKİKA SONRA KONUŞABİLDİ

85 saat sonra uyurken bulunan Ece Gürel'in dudaklarının titrediği, gözlerinin açık ancak uyuşuk halde olduğu göründü. Kurtarma ekibindeki Turan Altun, "Kritik 72 saat dolduğu için vücudu artık tamamen buz kesmişti. Termal battaniyeyi üzerine serdik, montlarımızı verdik. Vücudu ısındıktan 6 dakika sonra ses vermeye ve bağırmaya başladı" diye konuştu.

ANNE: BU SOĞUĞA MONTSUZ NASIL DAYANDIN

Kızının bulunduğu öğrenince Belgrad Ormanı'na gelen anne Gülşen Koçoğlu, şöyle konuştu: "Artık umudumu yitirmiştim. Kızım orman fakültesinde okudu, başkalarına göre daha iyi biliyordu buraları. Biz montla üşüyoruz, o ne yaptı? Montsuz, üzerinde hiçbir şey yok..."

KALBİ DURDU ENTÜBE EDİLDİ

Uzun süre soğukta kaldığı için hipotermi geçiren Ece Gürel'in kalbi durdu ve yeniden hayata döndürüldü. Entübe edilen mimarın tedavisi yoğun bakımda devam ediyor.

Sezer Gürel, eşinin sağ kurtulduğunu öğrenince gözyaşlarına hakim olamadı.

3 GÜN SONRASI MUCİZE

Açlık ve soğuğa karşı hayatta kalan Ece Gürel'in yaşam mücadelesi merak konusu oldu. Medipol Sağlık Grubu'ndan Uzman Dr. Müslüm Süngü, susuz geçen 3 günden sonra halsizlik, bilinç bulanıklığı, vücutta değişiklikler, organlarda bozulmalar meydana geldiğini belirterek şöyle konuştu: "Özellikle kalp ritim bozulur. Açlık uzadıkça vücut önce glikoz depolarını; sonra protein ve yağları enerji kaynağı olarak kullanır. Gürel, yağmur birikintilerini ve bitkileri tüketmiş olabilir. Vücudun normal ısısı 37 derece; eğer 35 derecenin altına düşerse hipotermi başlar. Gürel'in üzerinde koruyucu bir mont olmaması ve uzun süre hareketsiz kalması nedeniyle vücut ısısı giderek düşmüş olabilir. Eğer birkaç gün daha bulunamasaydı, daha kötü bir tablo ile karşılaşabilirdik."

'GRABOVOİ SAYILARI'NIN ŞİFRESİ ÇÖZÜLDÜ

Sezer Gürel, sosyal medya hesabından eşiyle olan fotoğraflarını birleştirerek oluşturduğu bir video paylaşmış; 'Yeni hayatının ilk günü kutlu olsun sevgilim' yazmıştı. Paylaşımın ardından hesabını gizliye alan Sezer Güler'in profilinde yer alan '91688 419 818719 914481' şeklindeki sayılar dikkat çekti. Sayılar rastgele gibi gözükse de aslında bu sayılara "Grabovoi Sayıları" deniyor. Sezer'in kullandığı sayıların anlamları ise inanışa göre şöyle: 419 818719 914481= Saygı duyulan bir kişi olmak, 91688= Blokajları, engelleri kaldırma

Spiritüel öğretmen olarak anılan Grigori Petrovich Grabovoi, belirli sayıların bir araya gelmesiyle oluşan frekansların, evrenin enerjisiyle uyum içinde olduğunu ve insan yaşamını iyileştirebileceğini öne sürüyor.