Zonguldak'ta yaşayan Mehmet Durgut, 9 yıl önce kalp kapakçığı ameliyatı oldu. Yapay kapakçıkla hayatına devam eden Durgut, 2 ay önce yüksek ateş ve titreme şikayetleriyle doktora başvurdu. Hastalığı teşhis edilemeyen Durgut, enfeksiyon tedavisi görmesine rağmen iyileşemedi. Yapılan tetkikler doktorları bile şaşırttı. Kalp kapakçığının enfeksiyon kaptığı teşhis edilen Durgut, kadavradan nakledilen kalp kapakçığıyla sağlığına kavuştu.
DHA'nın aktarmış olduğu habere göre, Zonguldak'ın Ereğli İlçesi'nde yaşayan ve inşaat işiyle ilgilenen Mehmet Durgut, 2011 yılında nefes darlığı ve çarpıntı şikayetiyle doktora başvurdu. Yapılan tetkikler sonrası Durgut'un kalbine yapay kapakçık takıldı.
2 ay öncesine kadar hiçbir şikayeti olmadan yaşamını sürdüren Durgut, aniden başlayan[M1] yüksek ateş ve titreme sonucu soluğu hastanede aldı. Yapılan tetkiklerde Durgut'un vücudunda enfeksiyon olduğu belirlendi. Antibiyotik tedavisine rağmen iyileşemeyen Durgut, İstanbul'a geldi. Burada geçmişte yaşadığı kalp ameliyatı göz önüne alınarak bazı tetkiklerden geçirilen Mehmet Durgut'un kalp kapakçığında enfeksiyon teşhis edildi.
İkinci kez ameliyat masasına yatan Durgut, bu kez kadavradan alınan kalp kapakçığı ile hayata döndü.
"ATEŞİM 40 DERECEYE KADAR ÇIKIYORDU"
Şikayetlerinin kalpten kaynaklandığını duyduğunda çok şaşırdığını ifade eden Mehmet Durgut, şunları söyledi:
"2011'de metal kalp kapağı takıldı ondan dolayı 9 yıl rahattım. Yaklaşık 2 ay önce yüksek ateş ve titreme şikayetiyle hastaneye kaldırıldım. Kalp kapakçığım ile ilgili bir sorun olduğu tespit edilemedi. İstanbul'a gönderildim ve burada yüksek ateşle titreme sonrası kalp kapakçığımın mikrop kaptığı belirlendi. Çok şaşırdım.
Ben yaşadıklarımı kimseye anlatamam. Allah o çektiğim acıları kimseye vermesin. Birden gelen titreme ve yüksek ateş beni çok zorluyordu. Üzerime 3 tane yorgan örtüyordum. Ne yaparsam yapayım o ateş ve titreme geçmiyordu. 2 ay boyunca ben bu sıkıntıları çektim. Ateşim 40 dereceye kadar çıkıyordu. Ama şimdi kendimi çok iyi hissediyorum."
Eşini her akşam acil servise kaldırdıklarını anlatan Şerife Durgut ise şu ifadelerde bulundu:
"Hastalığı titreme ile başladı. Biz ateşi olduğunu fark edemedik ama ateşi de yükselmiş. Ateşi 40 dereceye kadar yükselmiş. O yüzden doktora gittik ve vücudunda enfeksiyon olduğu söylendi. Enfeksiyon olduğu belirlenince hep enfeksiyon tedavisi gördü. Ama kalp kapakçığından kaynaklandığını bilmiyorduk. Hastanede tedavi gördükten 2 hafta sonra tekrar titremeler başladı. Acile gittik bu kez yüksek ateş nedeniyle artık İstanbul'a gelmeye karar verdik."
"ÇOK RİSKLİ BİR OPERASYONDU"
Mehmet Durgut'a ikinci ameliyatında kadavradan alınan kalp kapakçığını naklettiklerini anlatan Medicana Bahçelievler Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Başaran, "Kendisinin daha önce konmuş metalik kapağının mikrop kaptığını ve bunun değiştirilmesi gerektiğini söyledik. İlk ameliyatına göre çok riskli bir ameliyattı ama hastamız gayet cesur davrandı. Biz her ne kadar oradaki yabancı materyali çıkarsak da bütün dokuları en azından mikroskobik düzeyde temizleyemiyoruz. Bu oraya koyacağımız kapağın tekrar mikrop kapmasına neden olabiliyor. Oraya koyacağımız materyalin de enfeksiyona dirençli olması gerekiyor. Bu nedenle insandan alınan materyali kalp kapağına taktık. Çok yüksek riskli bir ameliyattı. İnsandan alınan homografik materyali koyduk" şeklinde konuştu.
"KADAVRADAN NAKLEDİLEN KAPAKÇIK ENFEKSİYONA DİRENÇLİ"
Kadavradan alınan kalp kapakçığının enfeksiyona karşı daha dirençli olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Başaran, "Bu materyal bozulmaya karşı dirençli, enfeksiyona karşı dirençli, en önemli avantajı ise metalik kapak takılan hastalarda kan sulandırıcı ilaçlar kullanıldığı için aralıklarla bu ilacın düzeyini takip etmek gerekiyor. Bu da insanların hayat kalitesi ve konforunu bozuyor. Az olursa pıhtı oluşma çok olursa ise kanama riskleri oluyor. Diş çekiminde bile bu hastalar hayat kalitesi sıkıntıları yaşıyorlar. Biz o bölgeye enfeksiyona dirençli materyal koyduk. Mehmet Bey artık kan sulandırıcı kullanmayacak" dedi.
"ORGAN BAĞIŞINI GÖZ ARDI ETMEYİN"
Ameliyatı gerçekleştiren doktorlardan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Alper Uçak, ise organ bağışının önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Mehmet Bey'in ameliyatı sonrası en çok mücadele ettiğimiz konulardan biri enfeksiyonun ortadan kaldırılmasıydı. Ameliyat sonrası yaklaşık 3 ila 6 hafta damardan çok özellikli antibiyotiklerle tedavisinin tamamlanması ve enfeksiyon bulgularının mutlaka ortadan kaldırılması gerekmekteydi. Biz bu süreci başarıyla atlattık. Laboratuvar verilerimizin hepsi enfeksiyon yönünden tamamen negatif olduğunu gösterdi.
Biz bu kalp kapacıklarını bir yerden satın almıyoruz. İnsanların organlarını bağışlaması gerekiyor ki biz bunları ihtiyacı olan kişilere nakledelim. Bunların çapları da önemli. Mehmet Bey, 1.80 boyunda ve aynı boydaki birisinin bağış yapması gerekiyor ki o kapak ona uygun bir çapta hizmet edebilsin. O nedenle organ bağışı bu tür hastalıklarda çok önemlidir."