Ayasofya rehberleri önyargıları kırıyor

Ayasofya-i Kebir Camii'nde İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça dillerinde rehberlik yapan görevliler, Ayasofya'nın tarihini anlatıyor. Rehberler bazı turistlerin İslamofobik ön yargılarını ortadan kaldırmak için çaba sarf ettiklerini söylüyor.

BÜLENT ŞANLIKAN

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, 86 yıl sonra Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından, 24 Temmuz 2020 tarihinde resmen ibadete açıldı. Müzeden camiye dönüştükten sonra milyonlarca ziyaretçisi oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren cami rehberleri hem vatandaşlara hem de tarihi camiyi ziyarete gelen turistlere 'rehberlik' hizmeti veriyor. Cami rehberleri yabancılara yaptıkları sunum ve anlatımların ardından Ayasofya ile İslam'a yönelik önyargılarının kırıldığına şahit olduklarını ifade etti. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Ayasofya Camisi'nden sorumlu İl Müftü Yardımcısı Zekeriya Bülbül, il müftülüğü adına çalışmaları sürdürüyor. AKŞAM'a konuşan Bülbül, müzeden camiye dönüştükten sonraki süreçte Ayasofya'da neden rehberlik hizmeti verilmeye başlandığını anlattı. Amaç, Ayasofya'yı spekülatif bilgilerden ve provokasyonlardan uzak tutarak gerçek kaynaklardan yabancılara anlatmak. Bülbül şunları söyledi:

VATANDAŞ SAHİPLENDİ

"Ayasofya'nın ücretsiz bir hale gelmesiyle birlikte vatandaşlardan muazzam bir ilgi söz konusu. İlk açıldığı günlerde günlük 18 bin ile 24 bin arasında ziyaretçisi oldu. Şimdilerde ise geceli ve gündüzlü bayramlarda dahil olmak üzere bu rakam 60 bini buluyor. Bazı günler dışarıda bekleyen insan sayısı içeride ziyaret gerçekleştiren insan sayısından daha fazla oluyor."

5 PERSONEL ATANDI

"Başkan Recep Tayyip Erdoğan, caminin içerisinde halkla birebir temas noktalarında din görevlilerinin olması talimatını vermişti. Diğer kurumlardan da görevli personeller var. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği de Ayasofya ile direkt ilgili kurumlar. 7/24 esasına dayanarak devletimizin kurumları Ayasofya-ı Kebir Cami'sinde görev yapıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı İstanbul İl Müftülüğü bünyesinde 5 cami rehberi ataması gerçekleştirildi. Bu arkadaşlarımız, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça biliyor."

ARKADAŞLAR UYARIYOR

"Bazen provakatif olaylarla da karşılaşabiliyoruz. Caminin ilk açıldığı günlerde normal kıyafeti ile içeriye girip caminin içinde sahil kıyafetine yakın bir kıyafet ile dolaşmaya kalkanlar oldu. Ardından fotoğraf çekimi yapılıp sosyal medya üzerinden devlete ve diyanete saldırmaya çalışıldı. Zaman zaman ayakkabı ile camiye girenler de olabiliyor. Bu tür olayların yaşanmaması için arkadaşlarımız uyarılar yapıyor. İnsanlar, fotoğraf çekimi için uygun olmayan yerlere çıkabiliyor."

SAĞLAM, DOĞRU BİLGİ

"Kokartlı rehberler turistlere camide anlatımlarda bulunuyor. Bu rehberlerden bazıları ile olumsuzluklar karşımıza çıktı. Caminin hâlâ müze olduğundan tutun da yeniden müzeye döneceğini söyleyenler var. Olayı bir siyasi mecraya çekmek isteyenler oldu. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Ayasofya'nın anlatımını sağlam kaynaklardan verebilmek için rehberlik hizmeti vermeye karar verdi. Bu amaçla kamu personeli sınavına girerek gerekli şartlara uygun arkadaşlarımız İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça rehber olarak camide istihdam edildi. Diğer dillerde de ilerleyen zamanlarda hizmet verilecek. Çalışmalar devam ediyor."

Amaç İslam'ı doğru şekilde tanımaları

Cami Rehberi Feyza Kocagöz söyledi: "İnsanlar gelip sunumlarımızı dinliyorlar. Anlatımlarımızın içeriğe baktığınızda Bizans döneminden itibaren devam eden bir süreç var. Kurulduğu günden itibaren Ayasofya'nın genel perspektifini aktarıyoruz. Tarihi bütün şekliyle vermek istiyoruz. Hat levhalarında neler yazıldığını soruyorlar. Namazı, ezanı çok merak ediyorlar. İslam ile ilgili çok önyargıların olduğunu da gördük. Kadınların sürekli baskı altında olduğu ve çalışmadığı gibi önyargılar söz konusu. Biz kendimizden örnek veriyoruz. Bakın ben de bir kadınım ve çalışıyorum şeklinde."

Cami Rehberi Sümeyye Nur Akçay, "İnsanlarla konuştuktan sonra var olan önyargılarının kırıldığına şahit oluyoruz. Müslümanların hayatı nasıl yaşadıklarına dair pek çok önyargı söz konusu. Bu insanlar gittikleri ülkelerde de bizden duyduklarını aktarıyorlar. İnsanlarla yüz yüze geldiğimizde birebir konuştuğumuzda çok olumlu geri dönüşler alıyoruz" dedi.