Müslümanların uzun süredir beklediği Ayasofya ibadete açılıyor! Danıştay tarafından 86 yıl sonra ibadete açılmasına karar verilen bu değerli yapı 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu ile ibadete kapatılmıştı. Birçok şair de Ayasofya ile ilgili sözler ve şiirler yazmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ilk namazın 24 Temmuz Cuma günü kılınacağını duyurdu. Vatandaşlar, Ayasofya camii ile ilgili şiirler ve sözler sosyal medya üzerinden paylaşılıyor.
SES Akustiği en iyi olan cami Ayasofyadır Ezan okunduğunda amerkia’dan vatikan’ londradan telaviye kadar her yerden duyulur!
Ey ulu Mabed! Niye hicrana büründün böyle, Fatih’in devrini bir nebzecik olsun söyle.
Anadolu’da Devlet olmak bedel ister. İstanbul’a sahip olmak ateşten gömlek giymektir. Unuttuk hatırlatıyorlar. Bu topraklarda gafletin bedeli ölümdür.
Biletsiz girilir, abdestsiz girilmez!
Müjdeler olsun size, doğdu batmayan güneş!
“Ayasofya’yı ibadete açacak olan partinin memlekette fevkalade itibarı yükselir. Hayrettir, bu bile kimseyi kıpırdatmamıştır. Akla aykırı bir şey. Kedinin kedilik yapmaması gibi bir şey. Ters bir şey, insan düşünürken idrak etmekte bocalıyor. Ayasofya yeniden cami olarak açılsın için her ne söylenen olursa milletin arzusuna tercüman olur.” Cahit Zarifoğlu, Mavera dergisi 1977
Sevinin Müslümanlar başlar secdede, Gözyaşları seccadede,Gönüller Kıblede.
Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem; fakat Ayasofya açılacak! Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik etmiş sanılan kötülerle, kötülük etmiş sanılan iyilerin gizli dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek / Necip Fazıl
Kilisenin çan sesiyle kapattığı Allah Yolu’nun tekbir sesleriyle açılması demek olan Ayasofya, bir daha kapanmamak üzere açılacaktır. / İhsan Şenocak
Ayasofya’nın kapatılması, Türk tarihine, mukaddesatına, ruhuna ihanetlerin en büyüğü şeklinde meydana gelmiştir. / Necip Fazıl
Ulu mabed, neye hicrana büründün sozlervadisi.com böyle, Fatih’in devrini bir nebzecik olsun söyle! Beş vakit loşluğunda saf saftık, Davetin vardı dün ezanlarda, Seni ey mabedim utansınlar, Kapayanlar da, açmayanlar da! / Arif Nihat Asya
Ayasofya’yı kapalı tutmak, Yunanlıya ben yapamıyorum; sen gel de kendi hesabına aç! demekten farksızdır / Necip Fazıl
Aziz İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya’ya çan takmak isteyenlere ateş ediniz !!! / Sultan Vahdettin
Ayasofya, Ey muhteşem mabet; Bizler, Fatih’in torunları, yakında putları devirip, Yine seni camiye çevireceğiz. / Osman Yüksel Serdengeçti
AYASOFYA İLE İLGİLİ ŞİİRLER
Ey bey-i harem hörmeti vey Mescid-i Aksa
Ya kıble-i alisin ü ya Ka'be'-i Ulya
Çak tarüm-i Çarüm gibi a'la tabakatın
Her tak-ı felek rif'ati mi'rac-ı Mesiha
Encüm adedi şem'-i kanadil ile her şeb
Gerdunun olur günbed-i hazrasını hemta
Tezyinn için tub-ı mualladur asılmış
Kındil-i zer endude-i mihr-i felek-ara
Latifi
Şahzade, Laleli, Haseki Sultan...
Hepsinin üstünde Süleymaniye...
Süleymaniyeden, Ayasofyadan
Yollar iner dal dal Yenicamiye.
Yelken yelken, seren seren geiler;
Yamaçta, kıyıda, yolda Camiler,
Bu Horasan, mermer kurşun dağları
Omuzunda taşıdığı çağları.
Taşıyacak daha çağlar boyunca
Ve yer çekmeyecek, yere koyunca.
Yolları arkada bırakan hızla;
Kanatlarımızla, atlarımızla
Aşarken toprağı, taşı, denizi
Bu kurşun memeler emzirdi bizi
Arif Nihat Asya
Dönüp bir köşeden ötede kaybolurken
Ben kayalarını denizin ahenkleştirdiği kıyılarda
Gerçeği koğaladım hayal meyal görünen kelimeler arkasında
Ve derken birden karaya sıçradım Ayasofya
Padişah türbeleriyle örtülmüş maskelenmiş şehzade mezarlarıyla
Kayboldu o deniz o kentle birlikte Rabbim bildir bana
olup biteni
O yeşil ötesi ışığı o güneşi tahlil eden su çizgisini
Ve sen ey Avrupa yerin dibine batacaksın bitmez tükenmez suçlarına karşılık
Ve derken Ayasofya yüzüme çarpan karanlık
Serin ve kilim nakışlı kızıl gözlü dev bir cam gibi
Ve kılıcımın ucunda Ayasofya küçük bir bilya gibi
Uçuyorum göklerin kubbesine bir ikram gibi
Gök sofrasında bir çeşni bir garnitür gibi...
Sezai Karkoç
İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu;
Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u!
Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi,
Türk'ün padişahı, bir gök yarılır gibi
Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde
Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde!
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın…
"Belde-i Tayyibe"yi fetheden padişahın
Hak yerine getirdi en büyük niyazını;
Kıldı Ayasofya'da ikini namazını.
İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul,
Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul.
Nâzım Hikmet
"Şehr içinde sipihr gibi bülend
Vardır bir makam-ı bîmânend
Ayasofya'dır ona nâm-ı şerif
Olmaz onun gibi makam-ı latîf
Nitekim şeyh-i pâk-i kutb-ı zamân
Ayağına akar su gibi cihân
Halk-ı âlem duasına muhtâç
Kubbeden var başında bir ulu tâç"
Taşlıcalı Yahya Bey