Ayasofya Camii'ni kim inşa etti? Ayasofya Zoe mozaiği nedir?

Cuma namazı ile birlikte 86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde tarihi bir gün yaşandı. Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli eserleri arasında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği ile sanat dünyasında önemli bir yer tutuyor. Müslümanlar için oldukça önemli olan bugünde Ayasofyai Kebir Camii hakkında araştırmalar hız kazandı. İşte tüm merak edilenler..

86 yıl sonra Ayasofya Camii'nin ibadete açılışı için hazırlıklar tamamlandı. Cuma namazıyla birlikte ibadete açılacak Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde ilk namazı kılmak isteyen vatandaşlar, sabah ezanıyla birlikte bölgeye akın ettiler. Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii hakkında araştırmalar da hız kazandı. Ayasofya Camii'ne dair tüm merak edilenleri sizler için derledik.. 

AYASOFYA CAMİİ'Nİ KİM İNŞA ETTİ?

Dünya mimarlık tarihinin günümüze kadar ayakta kalmış en önemli anıtları arasında yer alan Ayasofya-i Kebir Camii; mimarisi, ihtişamı, büyüklüğü ve işlevselliği ile sanat dünyasında önemli bir yer tutar.

En güzel Ayasofya fotoğrafları ve resimleri burada!

Bu muazzam eser Doğu Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edilmiştir. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5'inci yüzyıldan İstanbul'un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis’in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır.

Günümüz Ayasofya-i Kebir Camii, İmparator Justinianos tarafından dönemin iki önemli mimarı Tralles’li (Aydın) Anthemios ve Miletos’lu (Balat) İsidoros’a yaptırılmıştır.

Kayıtlardan, iki baş mimar ile birlikte çalışan yüz mimar ve her mimarın emrinde yüz işçinin binanın yapımını 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamladıkları anlaşılmaktadır.

916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir.

Fetihten hemen sonra yapı güçlendirilerek en iyi şekilde korunmuş ve Osmanlı Dönemi ilaveleri ile birlikte cami olarak varlığını sürdürmüştür.

Ayasofya Camii Cuma mesajları burada! Cuma ve Ayasofya ikisi bir arada resimli mesajlar

16'ncı ve 17'nci yüzyıllarda, caminin içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklenmiştir.

Yapının dışına farklı dönemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, güneş saatleri, mütevelli heyeti odası ile Ayasofya-i Kebir Camii, Osmanlı Dönemi'nde kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.

Ayasofya-i Kebir Camisi'nin mimarisindeki en önemli özelliği kubbesinin alışılmıştan daha büyük oluşu ve orta mekâna hâkim olmasıdır.

Cami inşa edilirken, mimarlar tarafından binanın yapımında mermer, taş ve tuğla kullanılmış; kubbenin depremlerde kolay yıkılmaması için de özel olarak üretilen, hafif ve sağlam tuğlalar kullanılmıştır.

Ayasofya kelime anlamı nedir? Ayasofya ne demek?

OSMANLI-CAMİİ DÖNEMİ

İstanbul'un 1453'te Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra, fethin sembolü olarak, derhal Ayasofya Kilisesi camiye dönüştürülmüştür. O sıralarda Ayasofya harap bir haldeydi. Bu durumu Kordoba soylusu Pero Tafur ve Florentine Cristoforo Buondelmonti gibi Batılı ziyaretçilerce betimlenmektedir. Ayasofya’ya özel bir önem veren Fatih Sultan Mehmet kilisenin derhal temizlenip camiye çevrilmesini emretti, fakat adını değiştirmedi. İlk minaresi onun döneminde inşa edilmiştir. Osmanlılar bu tür yapılarda taş kullanmayı tercih etmekle birlikte minarenin hızla inşa edilebilmesi amacıyla bu minare tuğladan yapılmıştır. Minarelerden biri de sultan II. Bayezid tarafından eklenmiştir. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman fethettiği Macaristan’daki bir kiliseden Ayasofya’ya iki dev kandil getirtmiştir ki, günümüzde bu kandiller mihrabın iki yanında yer alırlar.

II. Selim döneminde (1566-1574) yorgunluk ya da dayanıksızlık belirtileri gösterdiğinde, bina, dünyanın ilk deprem mühendislerinden biri sayılan Osmanlı baş mimarı Mimar Sinan tarafından eklenen dış istinat yapılarıyla (payanda) takviye edilerek, son derece sağlamlaştırılmıştır. Günümüzde binanın dört tarafındaki toplam 24 payandanın bir kısmı Osmanlı dönemine, bir kısmı Doğu Roma İmparatorluğu dönemine aittir. Bu istinat yapılarıyla birlikte, Sinan ayrıca, kubbeyi taşıyan payeler ile yan duvarlar arasındaki boşlukları kemerler ile besleyerek kubbeyi iyice sağlamlaştırmış ve binaya iki geniş minare (batı kısmına), hünkar mahfili ve II. Selim’in türbesini (güneydoğu kısmına) eklemiştir (1577). III. Murat’ın ve III. Mehmed’in türbeleri ise 1600’lerde eklenmiştir.

AYASOFYA ZOE MOZAİĞİ NEDİR?

Farklı dönemlerden figürlü ve figürsüz birçok mozaik süsleme ile bezenmiştir. Yapıldığı dönemden günümüze kalan en önemli mozaik bezeme örnekleri, norteks alanında görülebilen figürsüz mozaiklerdir.

Tasvir kırıcılık döneminde yapıda bulunan tüm figürlü mozaiklerin kaldırıldığı düşünülmektedir. 843 yılında bu dönemin sona ermesiyle birlikte yapıda yapılan ilk figürlü mozaik Apsis Mozaiği'dir.

Zoe Mozaiği, 11. yüzyıla tarihlenmektedir. Mozaik panoda, İmparator IX. Konstantinos Monomakhos (1042- 1055) ve İmparatoriçe Zoe betimi yer almaktadır. İmparatorun başının üzerinde, “Romalıların İnançlı Hükümdarı, Tanrının İsa’sının Kulu Konstantinos Monomakhos” yazılıdır.

MOZAİKLER PERDELENDİ

Ayasofya’da bulunan mozaikler için açılır-kapanır bir perde yapıldı. Kıble yönündeki ikonaların üzeri perde ile örtüldü. Meryem ve Cebrail ikonlarının üzerleri böylece kapatılmış oldu.