Alzheimer (alzaymır) hastalığı belirtileri Alzheimer nedir tedavisi ilacı var mı korunma yolları. Çağımızın en korkulan hastalıklarından biri olan Alzheimer'ın insan beynine 25 yıl öncesinde yerleştiğini belirten Nöroloji Uzmanları Alzheimer hakkında bilinmesi gerekenleri anlatıyor. Türkiye’de 600.000’e yakın kişide görülen alzheimer hastalığı beyindeki hücrelerin ölmesiyle birlikte, unutkanlık, konuşmada zorlanma gibi belirtilere neden olur. Bu sebeple alzheimer neden olur ve nasıl tedavi edilir sorularının yanıtını bilmek hem hasta, hem de yakınları için hayati önem taşır. Alzheimer, beyin hücrelerinin giderek hızlanan bir süratte ölmesi sebebiyle olur. Yapılan araştırmalar buna neyin sebep olduğuna kesin bir yanıt bulamamış olsa da hastanın bir noktadan sonra motor eylemleri bile gerçekleştiremeyecek hale geldiği bilinmektedir. Hastanın özellikle en yakınındakileri bile tanıyamadığı, yaşını ve kim olduğunu unuttuğu son evre, hem hasta hem de yakınları için oldukça zor bir süreçtir. Günlük problemler karşısında ne yapacağını bilemez hale gelen alzheimer hastaları, unutkanlıkla birlikte karar vermede ve zorluk yaşamaya başlarlar. Musluğu açık bırakabilir ya da ocakta yemeği unutup dışarı çıkabilirler. Üstelik bunu sonradan hatırlamazlar. Araba kullanmak gibi eylemler de alzheimer hastaları için giderek zor hale gelir. Alzheimer hastalığında fark edilen ilk belirtiler kişide unutkanlık ve hafif şaşkınlık halinin baş göstermesidir. Kişi, basit tanımlamaları yaparken zorlanabilir ya da nerede olduğunu unutabilir. Ancak zaman geçtikçe hastalık, kişiyi git gide anılarından koparır. Hasta, en güncel anılarından başlayarak tüm geçmişini yitirmeye başlar. Semptomların şiddeti ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık gösterir. Alzheimer için kesin bir tedavi yöntemi yoktur ancak hastalığın ilerleyişini yavaşlatacak belli ilaçlar ve yöntemler mevcuttur. Alzheimer tedavisine başlanabilmesi için öncelikle kişide alzheimer olup olmadığı kesin olarak tespit edilmelidir. Her unutkanlık yaşayan alzheimer hastası olamayacağı için uygulanacak alzheimer testi ile kesin sonuç alınmalıdır.
Alzheimer Nedir?
Alzheimer hastalığı, önemli zihinsel yetilerin ve hafızanın yitirildiği progresif bir hastalıktır. İlk başta, alzheimer hastalığı bulunan kişi, ufak kafa karışıklıkları ve bazı konuları hatırlamada zorluklar yaşar. İlerleyen safhalarda ise çevresindeki kişileri hatırlamamaya başlar ve dramatik kişilik değişiklikleri geçirir. Alzheimer hastalığının en yaygın sebebi, zihinsel ve sosyal yeteneklerin kademeli olarak kaybına yol açan bir tür beyin rahatsızlığı olan demanstır. Alzheimer hastalığında beyin hücreleri bozularak ölmeye başlar. Bu da hafızada ve zihinsel aktivitelerde belirgin bir azalmaya yol açar.
Alzheimer hastalığında günümüzde kullanılan ilaçlarla etkisi yavaşlatılabilmektedir. Bu da, Alzheimer hastalarının zihinsel fonksiyonlarının kullanımını artırarak birine bağımlı halde yaşayacak evreye gelmelerini geciktirir. Ancak alzheimer hastalığının kesin bir tedavisi olmadığından dolayı, alzheimer hastası olan kişiler ve yakınlarının destek hizmet almaları son derece önemlidir.
Alzheimer Neden Olur?
Alzheimer hastalığına neden olan net bir faktör bulunmamaktadır. Ancak yapılan araştırmalar bazı etkenlerin alzheimerı tetiklediğini ya da risk seviyesini artırdığını göstermektedir.
l 65 yaş ve üzeri kişilerde alzheimer görülme oranı daha yüksektir.
l Ailenin hastalık geçmişinde alzheimer olan biri varsa, bu kişiyle kan bağı bulunan kişilerde alzheimer görülme ihtimali yüksektir.
l Bazı genlerin, soy içerisinde aktarılarak alzheimer hastalığına sebep olduğu bilinmektedir.
Bu etkenlerin sizde de görülmesi alzheimer hastalığına kesin olarak yakalanacağınız anlamı taşımaz, yalnızca risk faktörünün diğer kişilere oranla daha yüksek olduğu anlamına gelir.
Alzheimer Nasıl Anlaşılır?
Alzheimer hastalığında fark edilen ilk belirtiler kişide unutkanlık ve hafif şaşkınlık halinin baş göstermesidir. Kişi, basit tanımlamaları yaparken zorlanabilir ya da nerede olduğunu unutabilir. Ancak zaman geçtikçe hastalık, kişiyi git gide anılarından koparır. Hasta, en güncel anılarından başlayarak tüm geçmişini yitirmeye başlar. Semptomların şiddeti ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık gösterir.
l Hafıza kaybı ve unutkanlık,
Alzheimer Evreleri Nelerdir?
Alzheimer, beyin hücrelerinin giderek hızlanan bir süratte ölmesi sebebiyle olur. Yapılan araştırmalar buna neyin sebep olduğuna kesin bir yanıt bulamamış olsa da hastanın bir noktadan sonra motor eylemleri bile gerçekleştiremeyecek hale geldiği bilinmektedir. Hastanın özellikle en yakınındakileri bile tanıyamadığı, yaşını ve kim olduğunu unuttuğu son evre, hem hasta hem de yakınları için oldukça zor bir süreçtir.
1. Hafıza
Herkes dönem dönem unutkanlık yaşayabilir. Anahtarlarınızı nereye koyduğunuzu unutmanız kadar normal bir şey olamaz. Fakat alzheimer hastalığına bağlı hafıza kaybında bu durum geçici değil, kalıcıdır. Ayrıca ev ve iş hayatınızı olumsuz etkileyecek kadar her geçen gün kötüye gider. Alzheimer hastaları;
l Sordukları soruyu ya da anlattıkları konuyu unutarak tekrar tekrar sorup anlatırlar.
l Görüşmeleri, randevuları ve etkinlikleri unutabilir ve sonradan hatırlamazlar.
l Sıklıkla eşyaları alakasız yerlere koyup, koydukları yeri unuturlar.
l Önceleri avuçlarının içi gibi bildikleri yerlerde kaybolmaya başlarlar.
l Aile fertlerinin ya da her gün kullandıkları objelerin (örneğin televizyon kumandası) isimlerini unuturlar.
l Cisimleri tarif etmek için doğru kelimeleri bulmakta zorlanır ve düşüncelerini ifade edemedikleri için diyaloğa girmekten kaçınırlar.
2. Düşünme ve muhakeme
Alzheimer hastalığı konstrantre olmayı zorlaştırarak, sayılar gibi özellikle abstrakt konseptlerle ilgili düşünmeyi zor hale getirir. Hasta için aynı anda birden fazla şeyle ilgilenmek neredeyse imkansız hale gelir. İş yerinde daha önce rahatlıkla yaptığı hesaplamalar hiçbir anlam ifade etmemeye başlar. Bu durum, rakamsal değerlerin herhangi bir anlam ifade etmediği bir noktaya kadar ilerler. Bir sayı değerinin, alzheimer hastasının zihninde herhangi bir karşılığı bulunmamaya başlar.
3. Değerlendirme ve karar verme
Günlük problemler karşısında ne yapacağını bilemez hale gelen alzheimer hastaları, unutkanlıkla birlikte karar vermede ve zorluk yaşamaya başlarlar. Musluğu açık bırakabilir ya da ocakta yemeği unutup dışarı çıkabilirler. Üstelik bunu sonradan hatırlamazlar. Araba kullanmak gibi eylemler de alzheimer hastaları için giderek zor hale gelir.
4. Kişilikte ve tavırda değişiklik
Beyin hücrelerinin ölmesiyle birlikte yaşanan değişiklikten dolayı alzheimer hastalarının tavırlarında, karakterlerinde değişiklikler gözlemlenir. Hastalık ilerledikçe şiddetlenmekle birlikte;
l Depresyon
l Kayıtsızlık
l İçe kapanıklık
l Değişken ruh hali
l Güvensizlik
l Sinirlilik
l Uygu düzeninde değişiklik
l Başıboş gezinme
l Otokontrol kaybı
l Sanrılar görme
gibi belirtiler, alzheimer hastalarının yaşadığı değişikliklere bağlı olarak gerçekleşir.
Alzheimer Nasıl Tedavi Edilir?
Alzheimer için kesin bir tedavi yöntemi yoktur ancak hastalığın ilerleyişini yavaşlatacak belli ilaçlar ve yöntemler mevcuttur. Alzheimer tedavisine başlanabilmesi için öncelikle kişide alzheimer olup olmadığı kesin olarak tespit edilmelidir. Her unutkanlık yaşayan alzheimer hastası olamayacağı için uygulanacak alzheimer testi ile kesin sonuç alınmalıdır. Fiziksel ve nörolojik olarak gerçekleştirilen bu testlerde kişinin,
l Reflekslerine
l Kasların yapısı ve gücüne
l Sandalyeden kalkıp odada yürüyebilme yetisine
l Görüş ve işitme kabiliyetine
l Vücut koordinasyonuna
l Dengesine
bakılarak bir sonuca varılır. Ayrıca kan testleriyle kişinin hafıza kayıplarının altındaki sebep kesin olarak belirlenerek tedavi için adımlar atılır.
1. İlaçla tedavi
Günümüzde alzheimer tedavisi için kullanılan ilaçlar, hafıza kaybı ve zihinsel aktivitelerin yavaşlaması gibi belirtilerin ilerleyişini geciktiriyor. Bu ilaçlar hastalığın ilerleyişini durduramasa bile yavaşlatarak hastanın normal yaşantısını bir süre daha devam ettirebilmesine olanak sağlıyor.
2. Güvenli ve destekleyici ortam
Alzheimer hastalarının unutkanlık hali onların günlük yaşantısını etkilediğinden giderek içe kapanık bir hale gelirler. Bu durum, onlar için günlük rutinler hazırlayarak ve yoğun zihinsel aktivite gerektiren işlerden uzak tutarak ekarte edilebilir. Özellikle sinirlilik hallerinde aynı şekilde karşılık vermemek, güvensizlik durumlarında alınganlık göstermemek hastanın bulunduğu ortamda rahat hissetmesini sağlar.
3. Günlük egzersizler
Alzheimer hastaları için günlük yürüyüşler ya da bedenlerini fazla zorlamayacak hareketler organize etmek, eklem ve kas yapılarının güçlü kalmasını sağlar. Egzersiz sırasında yorulan alzheimer hastasının yeniden rutin uyku düzenine dönmesini sağlar.
4. Dengeli beslenme
Hastalığın özellikle ileri safhalarında hastalar yemek yemeyi unutabilir ya da düzgün ve sağlıklı bir öğün hazırlamaya üşenebilirler. Yeterli seviyede protein alamayan hastalarda hastalık süreci hızlanır. Uyku kaçıran, kafein barındıran içecekler hastaya verilmemelidir.
Alzheimer Hastaları Neden Ölür?
Hastalığın en ileri safhasında kişi, çiğneme, yutkunma ve nefes alma gibi basit reflekslerini kaybeder. Alzheimer hastalarında görülen en yaygın ölüm sebebi aspriasyon pnömonisidir. Bu durum, alzheimer hastasının yemek yerken soluk alması ve gıdanın akciğerlere kaçması neticesinde meydana gelir. Normalde öksürme refleksiyle kişi bu girdiyi dışarı atar ancak alzheimer hastaları bu refleksi yitirdiğinden akciğere kaçan maddeler soluk almayı giderek imkansız hale getirerek hastanın ölümüne sebep olur.
"BEYİNDE 25 YIL ÖNCESİNDE BAŞLIYOR"
Alzheimer’ın unutkanlıkla farkedilmeye başlayor "70 yaşında bir hasta, hastaneye geldiğinde unutkanlığı başlamış oluyor. Biz hastaya 70 yaşında Alzheimer teşhisi koyarsak, aslında bu demektir ki hastalığı, 40-45 yaşında başlamıştır. Yani beyinde oluşan problem aslında 20-25 yıl önce başlamıştır. Sonunda her şey bittiği zaman unutkanlık başlıyor. O yüzden tedavi olarak o aşamada yapılacak tek şey hastayı biraz rahatlatmak, elimizdeki ilaçlarla hastalığı çok az da olsa yavaşlatabilmek.
“EMEKLİLİK BEYNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Japon kültüründe örneğin emeklilik yoktur. Bir iş biter, başka bir iş başlar. Bu meşguliyet de Uzak Doğu’nun bu çalışkan kültüründen etkilenmiş bölgelerinde yaşlanan bireylerin çok sağlıklı bir biçimde yaş aldığı ve Alzheimer gibi nörodejenerasyona neden olan hastalıklara yakalanmadan uzun bir ömre sahip olduklarını göstermiştir."
"Yüksek entellektüel düzeye sahip olan insanlardaki kayıp, çok çabuk belli olmuyor. İki insan düşünün. Birinin eğitim yılı daha düşük, daha içine kapanık, erken yaşta emekli olmuş, bir de üstüne herhangi bir nedenle tetiklenmiş bir depresyon yaşadığını varsayalım. Diğeri üniversite mezunu, çalışmayı bırakmamış, daha sosyal, daha huzurlu bir hayatı olan biri. Bu noktada ikisinin de beyinlerinde Alzheimer hastalığının alt yapısını oluşturan beta amiloid ve nörofibriler yumak dediğimiz iki tane istenmeyen protein birikiminin başladığını düşünelim. Eğitim düzeyi daha düşük olan, daha az insanla iletişim halinde olan, daha depresif olan kişinin beynindeki o protein yapılanması hemen unutkanlığa sebep olurken, eğitim seviyesi yüksek daha sosyal, daha neşeli, beynine sürekli yeni girdiler olan kişinin unutkanlığının başlaması, diğerine göre daha çok sonra oluyor. Birinin 65 yaşında başlarken, diğerinin 80 yaşında başlayabiliyor” diye konuştu.
“NEGATİF İNSANLAR BEYNİN DÜŞMANI”
Dünyada ve ülkemizde her 10 kişiden 1’inin Alzheimer hastalığına yakalandığını ve toplumda görülme sıklığının artmasının ise yaşam süresinin uzamış olmasıyla ilişkili olduğu belirtiliyor. Bunun yanı sıra insan beyninin sosyalleşmek üzerine kurulmuş bir yapı olduğunu belirten Özmen, etrafımızdaki insanların da beynimizin sağlığını etkilediğini vurguladı. Özmen, “İnsan beyni sosyal iletişime muhtaç. Konuşmak, anlatmak, paylaşmak, dinlemek, deneyimlerden bilgi aktarımı.
İnsanlar bu tarz iletişimleri sayesinde yeni şeyler öğrenirler, hayatlarında değişiklik yapmaya karar verebilir, yeni planlara başlarlar. Bütün bunlar beynin gelişimi ve aktif kalmasını sağlayan özellikler. Güzel dostlukların beyne tek başına kitap okumaktan bile çok daha fazla katkı sağlayabileceğini unutmamalıyız. Bütün bunlar beyni çok aktif tuttuğu için Alzheimer gibi, beyni sosyal iletişime kapalı hale getiren hastalıklardan da korunmak açısından çok önemli şeyler. Kasvetli ve etrafımızda bize negatif enerji veren insanların çok olduğu ortamlardan sakınmalıyız zira bu istenmeyen sosyal ortamlar beyin hastalıklarını da tetikleyen faktörler.”
“BİTTER ÇİKOLATA TÜKETİN”
“Hastalık başladıktan sonra şu anda elimizde bir tedavi yöntemi olmadığına göre Alzheimer’a yakalanmamak için bilinen tüm önlemleri almamız gerekiyor. Akdeniz tipi beslenmenin koruyucu olduğunu söyleyebiliriz. Haftada en az bir kere omega-3’den zengin yağlı balık, her gün bol yeşil yapraklı sebze, zeytinyağı ile yapılan yemeklerin tüketilmesi ve kahvenin günde bir bardak ile sınırlandırmanın koruyucu önlemler olduğunu söyleyebiliriz.
Antioksidan içeriği olan kakaonun da koruyucu olduğu düşünülüyor. Burada yüksek kakao içeren yiyeceklerden bahsediyoruz. Artık bitter çikolataların üzerlerinde yazıyor. Kakao oranı ne kadar yüksekse beyne yardımı o kadar çok oluyor. Nöron yapısında antioksidan bir etkisi var kakaonun. Beyin hastalıklarından koruyucu bir etkisi de olduğu düşünüyor” dedi.
Alzheimer'dan korunmanın yolu Puzzle ve bulmaca
Bir çeşit bunama hastalığı olarak tanımlanan Alzheimer beyinde sinir hücrelerinin çalışmasını bozan protein birikiminin (plakların) neden olduğu bir hastalık olarak tanımlanıyor ve giderek de artıyor. Gerçek nedeni hâlâ bilinmiyor. Alzheimer birçok açıdan beynin kendine ait özel şeker hastalığı olarak tanımlanıyor. Hastalığın erken dönemlerinde dahi, beynin şekeri kullanma kabiliyetinde zayıflama olduğu biliniyor. İnsülin, şekeri beynin kandan alması için gerekli bir hormon. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü, Dr. Özgür Şamilgil Alzheimer’da İnsülinin beyindeki etkisi yeterli olmadığında İnsülin direncinin geliştiğini ve aç kalan beyin hücrelerinin ölüme doğru gittiğini belirtiyor.
DİYABET İLE ALZHEİMER İLİŞKİSİ
Tip 2 diyabet hastaların Alzheimer riskinin yüzde 65 arttığı biliniyor. Obezitenin de beyin bilişsel fonksiyonları zayıflattığı, algılama bozukluğuna yol açtığı saptanmış durumda. Diyabet ile Alzheimer'ın birlikte görülmesinin aslında İnsülin direnci gelişmesine bağlı olduğunu düşündüren araştırma sonuçları giderek artıyor. Bu duruma yol açan en önemli etkenin saf şekerli, beyaz unlu, hazır katkılı gıdaların aşırı tüketilmesi ve hareketsiz yaşamın olduğu düşünülüyor. Son zamanlarda et, peynir ve balık gibi gıdaların bayatlamasını engellemek ve çekici renk kazandırmak için içlerine eklenen nitritlerin vücudumuzda kanserojen nitrozamin maddelerine dönüşmesi, bunun pankreas ve beyin hücrelerinin bozulmasına neden olarak Alzheimer, diyabet, şişmanlık ve karaciğer yağlanmasına yol açtığı iddia ediliyor. Salam, sosis, sucuk gibi nitrit içeren gıdalarla beraber fazla yağ tüketiminin nitrozaminlerin hastalık yapıcı etkilerini daha da artırdığı söyleniyor.
İNSÜLİN DİRENCİ
3 temel gıdamız var; proteinler, yağlar ve karbonhidratlar. Karbonhidratlar sindirim yoluyla emilip kana geçip karaciğerde glikoza yani şekere dönüşür. Oradan kana salınıp ancak ortamda ‘İnsülin’ denen hormon varsa hücrelere girebilir. Çeşitli nedenlerle metabolizma bozulduğu zaman, hücreler şekerle beraber gelen insülini içeri almazlar. Şekerin içeri alınabilmesi için daha fazla insülinin gerektiği bir durum oluşur; buna ‘insülin direnci’ denir. Pankreas bu durumda kanda şeker yükselmesin ve hücreler enerji için şekeri içlerine alabilsin diye üretimi artırır. Fakat artan insülin üretimi, damar sertliği ve daha birçok hastalığın ortaya çıkmasına neden olur çünkü insülin yağ depolatan bir hormondur. Bu durum ilk yıllarda karbonhidrat fazla tüketildiğinde fazla insülin salgılanımına bağlı yemek sonrası ani şeker düşmelerine neden olur. Bu da açlık hormonunun fazla salgılanmasına yol açarak kişiyi daha çok yemeye sevk eder. Artan kilolarla aslında vücut hücre sayısı da arttığından pankreas bu nüfusa yetecek insülin üretemez hale gelir. Ayrıca erken yaşlanmış olduğundan insülin üretimi azalmaya başlar ve şeker hastalığı yani diyabet ortaya çıkar. Aslında bu noktaya kadar geçen zamanda çoğu kişide damar sertliği çoktan oluşmuştur.
ANILAR İÇİN İNSÜLİNE İHTİYAÇ VAR
Birçok organ gibi şekeri enerjiye çevirmek için kullanıyor fakat ayrıca sinir hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan kimyasal maddelerin üretimi için kullanıyor. Yeni anıların kaydedilmesi, eskilerin hatırlanması ve öğrenme için insüline ihtiyaç duyuyor. Son yıllarda yapılan çalışmalar beyindeki insülinin sadece pankreas kaynaklı olmadığı, bizzat beyin sinir hücrelerinde de üretildiğini gösteriyor.
YENİ BİR DİL ÖĞRENİN
Dr. Sevda Sarıkaya:
Zihnimizi ve bedenimizi ne kadar çok çalıştırırsak ileride Alzheimer hastalığı olma olasılığımızı o kadar azaltırız. Bazen genetik gibi engellenemeyen sebepler olsa bile en azından bu hastalığın ortaya çıkışını geciktiririz. Zihin egzersizleri her bireye göre değişkenlik gösterir. Çünkü herkesin eğitim düzeyi ve zihinsel kapasitesi aynı değildir. Herkes kendisi için en ağır olan zihinsel aktivite için kendini zorlamalı. Sudoku tarzı bulmacalar çözmek, briç oynamak, satranç, bilgisayarda strateji oyunları oynamak gibi aktiviteleri sayabiliriz. Ancak benim en çok sevdiğim ve beynin tüm alanlarını çalıştıran aktivite her zaman için yeni bir dil öğrenmektir. Beyin hücreleri arasındaki bağlantıları da gayet iyi çalıştıran bir zihin egzersizidir bu. Bedensel aktivite olarak en basiti ve en etkilisi yürüyüştür. Ancak her türlü spor aktivitesi bunun için geçerli sayılabilir.
HAYAT TARZINIZI DEĞİŞTİRİN!
Çevre kirliliğinden etkilenmiş ve yapay katkılı gıdalar yerine, doğal ve mümkünse organik gıdayla beslenilmeli.
Mevsiminde taze meyve sebze, zeytinyağı, kuruyemiş tüketimine ağırlık verilmeli, daha az miktarda tam tahıl ürünleri yenmeli, saf şeker yerine bal tercih edilmeli.
Katkılı, işlenmiş et ürünleri yerine, serbest otlayan (yeşillik yiyen) hayvan yağı, eti, tavuk, açık deniz balığı tüketilmeli.
Yüksek ısıda, is ve duman altında pişirme ve kızartma yerine, daha düşük ısıda buğulama, haşlama ve ızgara tercih edilmeli.
Yoğurt, sirke, turşu gibi faydalı bakterilerden zengin gıdalar tüketilmeli.
Tüm bu yediklerinizin miktarı az tutularak düşük kalorili beslenilmeli.
Çelik, cam, porselen kaplar tercih edilmeli.
İdeal kilonun fazlasına çıkmamalı.
Düzenli ve değişken tipte haftada 5 gün 30-60 dakika egzersiz yapılmalı.
Sağlıklı güneşlenme ihmal edilmemeli.
Kan basıncı ve hekim kontrolü olmalı.
Düzenli ve ortalama 7 saat uyumalı.Sosyal strese karşı, dostluklar kurulmalı, hobiler bulmalı.
Depresyon maskeler
- Depresyon Alzheimer’ı maskeler ve ilk belirtisi olabilir. Sık depresyon geçirenlerin Alzheimer’a yakalanma oranı yüksek.
- Bazı sakinleştirici ilaçların alınması Alzheimer gelişme riskini artırabilir (yüksek doz diazem ve türevlerini içeren ilaçlar)
- İdrar kaçırmayı önleyen, prostat büyümesinde verilen bazı ilaçlar ilerletebilir.
- Fazla miktarda anestezi almak Alzheimer’ın açığa çıkmasını kolaylaştırabilir ve var olan hastalığı da hızlandırabilir.
YAKIN TARİHİ Mİ UNUTUYORSUNUZ?
Kişi kendinde henüz başkası fark etmeden, günlük hayatını etkileyecek şekilde unutkanlıklar fark ettiğinde başvurmalıdır. Özellikle ailede Alzheimer hastalığı varsa, bu bulgular daha da ciddiye alınmalıdır. Unutkanlıklar daha çok yakın tarihe ait olduğunda önemsenmelidir. Çok eski zamanları unutuyor olması Alzheimer'den ziyade başka psikiyatrik hastalıkları düşündürebilir. Çevremizden gelen geri bildirimler bizim için birer test niteliğindedir. Örneğin bir arkadaşınıza söz verdiniz ve bunu yapmayı unuttunuz. Arkadaşınızın size bunu hatırlatması, yakın bellekle ilgili ufak da olsa bir sorun olduğunun belirtisidir. Ya da ailenizden “Sana daha önce bunu demiştim ya” cümlesini sık duymanız artık doktora gitmeniz gerektiğiyle ilgili ufak bir uyarı niteliğindedir.