'Allah'tan haber geldi' deyip öldürdü

Adana'da borcunu isteyen kayınbiraderini tüfekle öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan emekli polis memuru Rifayi Tahta'nın müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Emekli polis memurunun eşi, daha önce kocasının kendisine 'Kardeşini eve çağır evde öldüreyim meşru müdafaaya girer' dediğini anlattı. Olay günü ise eşinin Allah'tan haber geldiğini söyleyerek cinayetini işlediğini söyledi.

1

Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanık Rifayi Tahta, müştekiler sanığın eşi Sultan Tahta, maktulün kardeşi Remzi Kanık ile tanıklar ve taraf avukatları katıldı.

Sanık, ifadesinde, öldürdüğü kayınbiraderi Mehmet Ali Kanık'ın biriktirdiği 122 Cumhuriyet altını ile 85 bin lirayı peyder pey eşine verdiğini anlatarak, ekonomik sıkıntılar nedeniyle de para ve altınları kullandıklarını söyledi.

"TOPLU ÖDEME İÇİN BENİ SIKIŞTIRDI"

Cinayet anını da anlatan Tahta, şöyle konuştu:

"Para ve altınları toplu olarak istedi. Veremeyeceğimi söyledim. Ayda kendisine bin 500 lira vermek üzere anlaştık. 9-10 ay bu şekilde ödeme yaptım. Sonra toplu ödemem için beni sıkıştırmaya başladı. 2017'nin ocak ayına kadar kendisinden süre istedim. Olay günü telefon açıp beni çağırdı. 

"KIZLARINI DIŞARI ÇIKARTACAĞIM" DİYE BAĞIRDI

Evin önünden geçerken 'Kızlarını dışarıya çıkartacağım' diye bağırdı. Eşime ve çocuklara kapıyı açmamalarını söyledim. Tüfeğimi alıp aşağıya indim. Asansörden iner inmez kayınbiraderimle karşılaştım.  Bana hakaret ve tehditlerde bulundu. Dışarı çıkmamızı söyledim. 

"ARAMIZ ÇOK İYİYDİ"

Önümde giderken belinden bıçak çıkartarak bana doğru döndü.  Bunun üzerine yere doğru iki el ateş ettim. Yaralandığını görünce, dışarı çıkıp etraftakilere 'Ambulansa, polise haber verin' diyerek yardım istedim. Bu olaylar öncesinde aramız çok iyiydi. Kendisini kardeşim gibi görüyordum."               Kardeşi öldürülen Sultan Tahta ise sanık eşinden şikayetçi oldu.

"ALLAH'TAN HABER GELDİ, KARDEŞİNİ ÖLDÜRECEĞİM"

Altın ve paraları kardeşinin emanet olarak verdiğini anlatan Tahta, "Eşim parayı ödeyeceğini söylüyordu. Kardeşim olay günü parasını isteyince eşim bana 'Mehmet Ali'yi öldürmem lazım, yoksa o bizi öldürecek. Allah'tan haber geldi, kardeşini öldüreceğim' dedi. Elinde şarjörle aşağıya indi. Bir kaç dakika sonra iki el silah sesi duydum. Aşağıya indiğimde kardeşim kanlar içindeydi. 

KORKUNÇ TEKLİF

Daha önce de 'Kardeşini eve çağır evde öldüreyim meşru müdafaaya girer' diye bana söyledi. Ben de çağırma teklifini kabul etmedim. Sanık sürekli kardeşimi, bizi ya da kendisini öldürmekten bahsediyordu." diye konuştu.               

Müşteki Remzi Kanık ise kardeşini öldüren eniştesinden şikayetçi olduğunu söyledi.  Tanık olarak dinlenen sanığın kızı B.T. ise olay günü balkondan aşağıya baktığında dayısı ile babasının karşılıklı durduklarını belirterek, "Babam, dayıma 'Yürü' diye bağırdı.  Dayım tam arkasını dönerken babam sağ eli ile bacağının yanında tuttuğu tüfeği havaya doğru kaldırıp dayımın baş hizasından ateş ettiğini gördüm." dedi.

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Adana Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesine sevk edilip rapor aldırılması için erteledi. 

Emekli polis memuru Rifayi Tahta, 18 Ekim'de Çukurova ilçesi Güzelyalı Mahallesi'ndeki evinin önünde taksiden inen kayınbiraderi Mehmet Ali Kanık'ı tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanmıştı.