Adapazarı Sakarya 2016 iftar imsak vakti ve saatleri (İl il iftar vakitleri)

Ramazan bu sene 6 Haziran Pazartesi gününe denk geldi.

Ramazan ayı ve ilk oruç ne zaman sorularının yanıtını ve detaylarını haberimiz üzerinden görebilir. Müslümanlar için 11 ayın sultanı olarak kabul edilen Razaman ayı geldi.  Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:  (Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır.  Mübarek Ramazan ayını başlangıcı ile Adana sahur saatleri ve iftar vakitleri imsakiyesi merak konusu oldu. Ramazan ayı ve ilk oruç ne zaman sorularının yanıtını ve detaylarını haberimiz üzerinden görebilir

İL İL İMSAKİYE VAKİTLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Oruç, basit bir "aç kalma" olayı değildir. Onu sadece bu yönüyle değerlendirmek son derece yanlış olur. Oruç, köklü bir irade terbiyesi, insanı kötü alışkanlıklardan temizleyen, çirkin davranışlardan uzaklaştıran ve iyi huylar kazandıran bir ahlak eğitimidir.

ORUCUN MERTEBELERİ

Birincisi; imsaktan akşama kadar yemekten, içmekten ve cinsel arzulardan sakınmak suretiyle tutulan oruçtur. Bu oruç, şartları yerine getirildiği için sahihtir. Ancak orucun asıl gayesine ulaşmak için oruçlunun ikinci mertebeye yükselmesi lazımdır.

 
İkincisi; birinci maddedekilerle birlikte, kulak, göz, dil, el, ayak ve diğer organları günahlardan uzaklaştırmak suretiyle tutulan oruçtur. Çünkü bu, organlar üzerinde olumlu etkisini gösteren ve sahibine ahlakî faziletler kazandırarak gayesine ulaşan oruçtur.

SAĞLIK AÇISINDAN ORUÇ 

Sağlam insanlara orucun hiç bir zararı yoktur. Aksine "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz." hadis-i şerifinde işaret edildiği gibi vücûda faydası vardır. Sindirim sisteminin 8-16 saat dinlenmesi, kendi kendini toparlaması çok faydalıdır.

 
Oruç normal sıhhatli olan insanlar için çok faydalı bir perhiz teşkil eder. Az yemek ve itidal ile yaşamak sonucu oruç tutanlar genellikle Ramazanda bir kaç kilo zayıflarlar. Bu suretle 11 ay zarfında vücutta depo edilen zararlı yağlar erimiş olur. Bu ise asrımızda herkese tavsiye edilen en önemli sağlık kuralıdır. Çünkü şişmanlık şeker hastalığına pek yakındır. Ayrıca damar sertliği, kalb hastalığı, tansiyon yüksekliği ve buna bağlı pek çok hastalığa müsait bir zemin hazırlar. Demek oluyor ki oruç, bütün bu dertlerden insanı koruyucu bir etki yapar.
 
Bu gerçeği, sadece bizim bilim adamlarımız değil, konuyu inceleyen yabancı bilim adamları da dile getirmektedir:
 
1940 Nobel Tıp Ödülü'nü kazanan ünlü bilim adamı, Dr. Alexis Carrel "L'Hamme, Cet İnconnu" adlı eserinde: "Oruç sırasında organizmalarda depo edilmiş besin maddelerinin harcandığını, sonradan bunların yerine yenilerinin geldiğini, böylece bütün vücutta bir yenilenme olduğunu ve orucun sağlık bakımından çok yararlı olduğunu." söyler.
 
Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan kimse bunların değerini daha iyi anlar. Sahip olduğu nimetlerden bir süre uzak kalmak insana, onları daha iyi korumasını, israf etmemesini ve nimetleri kendisine veren Allah'a daha çok şükretmesini öğretir. Nimetlere şükür ise onların çoğalmasına vesile olur.
 
Allah Teala şöyle buyuruyor: "Andolsun, şükrederseniz elbette (nimetimi) artırırım." Sabır, başarıya ulaşmanın en önemli şartlarından biridir. Sahip olduğu helal şeylere oruçlu olduğu için el sürmeyen kimse; iradesine hakim olmuş, nefsini zorluklara alıştırarak terbiye etmiş ve üstün bir meziyet kazanmış olur.
 
Böyle bir insan, sıkıntılar karşısında sarsılmaz, bunlara kolaylıkla sabreder ve güçlükleri yenerek başarıya ulaşır. Acılı ve üzüntülü durumlar karşısında sabır ve tahammül göstererek soğukkanlılığını korur.

ORUÇ İLE İLGİLİ HADİSLER 
 
1) Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri,orucu açtığı zamanki sevincidir; diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (halüf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur.

2) Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!'' desin (ve ona bulaşmasın).

3) Kim Allah Teala yolunda bir gün oruç tutsa, Allah onunla ateş arasına, genişliği sema ile arz arasını tutan bir hendek kılar

4) Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez

5) Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun seyabından hiçbir eksilme olmaz

6) Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur.

7) Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (müteakip) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin

8) Ramazan ayını, hilâli görmedikçe veya sayıyı ikmal etmedikçe öne alıp başlatmayın. (Hilali görüp veya sayıyı tamamladıktan) sonra müteakip hilâli görünceye veya sayıyı tamalayıncaya kadar orucu tutun

9) (Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir. (Muteber) iftar, hep beraber) ettiğiniz gündekidir. (Muteber) kurban (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir.

10) İki bayram ayı eksilmezler: Bunlar Ramazan ve Zü'l-Hicce aylarıdır

11) Kim orucu fecirden önce niyetle (kesin kılmazsa) onun orucu yoktur

12) Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin

13) Üç şey vardır orucu bozmaz: Hacamat olmak (kan aldırmak), kusmak, ihtilam olmak

14) Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu açmıştır

15) Kim oruçlu olduğu halde unutur ve yerse veya içerse orucunu tamamlasın. Çünkü ona Allah yedirip içirmiştir

16) Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket var

17) Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'ın orucunu ayıran fark sahur yemeğidir

18) Biriniz ezanı işitince (yiyip-içtiği) kap elinde ise, ihtiyacını görünceye kadar onu bırakmasın.' 

19) Gece şu taraftan (doğudan) gelince, gündüz de şu taraftan (batıdan) gidince, güneş de batınca oruçlu orucunu açmıştır

20) Kim yalanı ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah'ın ihtiyacı yoktur

21) Biriniz yemeğe davet: edilince, oruçlu ise: "Ben oruçluyum" desin

22) Kim bir kavme misafir olursa, onlar müsaade etmedikçe (nafile) oruç tutmasın.

23) Oruçlunun yanında oruçsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler oruçluya rahmet okurlar

24) Kim, üzerinde Ramazan ayının orucu olduğu halde ölecek olursa, (ölünün velisi) her bir gün yerine, bir fakire yiyecek versin

25) Şurası muhakkak ki, oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır.

RAMAZANDA ORUÇ TUTMAK İNSANI MOTİVE EDİYOR 

Oruç tutmanın insan psikolojisi üzerindeki etkileri merak edilen konuların başında geliyor.

Özellikle bireylere manevi olarak kattıkları sebebiyle de Ramazan ayı oldukça önem taşıyor. Kişiler oruç sayesinde iç disiplini sağlayarak dürtülerini kontrol altına almayı öğreniyor. Uzman Psikolog Aycan Bulut, orucun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini anlatıyor.

Psikolojik veya fiziksel bir rahatsızlık yoksa oruç faydalıdır

Ramazan ayının sıcak yaz günlerine denk gelmesi genel vücut sağlığı dışında ruh sağlığı üzerinde de olumlu/olumsuz bazı etkiler oluşturabilir. Günlerin uzun olması, aşırı sıcaklar ve terleme nedeniyle oluşan su kaybı gibi faktörler kişilerde gerginliğe ve tahammülsüzlüğe sebep olabilir. Özellikle oruç tutan bireylerde bu durumlar daha sık gözlemlenebilir. Sıcaklarda aç ve susuz kalmak direncin zayıflamasına ve istenmeyen tepkiler verilmesine yol açabilir. Bu gayet doğal bir durumdur. Ancak oruç tutmak herhangi bir psikolojik veya fiziksel sağlık sorunu olmayan kişilerde oldukça faydalıdır. 

Oruç bireyin iç disiplinini sağlar

“Orucun vücuda yararları olduğu kadar manevi yönden bireye kattığı tatmin duygusu da fazladır. Oruç sayesinde kişi hem iç disiplinini sağlar hem de güçlü dürtülerini kontrol altına almayı öğrenir. Manevi yönden tatmin olan bireyler daha huzurlu, sakin ve sabırlı olurlar. Orucun ayrıca toplumsal açıdan birleştirici özelliği de vardır. Bireylerin yaz sıcaklarıyla mücadele ederek aynı anda oruç tutması, umutla ve sevgiyle ibadetinin karşılığını beklemesi insanları birbirine daha da yakınlaştırır.” diyor.

Aile içi iletişim kuvvetlenir

“Bilindiği gibi oruç tutmak yüzyıllardır devam eden bir ibadet şeklidir ve kültürel aktarımda yeri oldukça büyüktür. Orucun özellikle aile bağlarını güçlendirici etkisi de vardır. Anne, baba ve çocuklardan oluşan bir iftar sofrası aile içi iletişim ve etkileşimi de olumlu yönde etkiler. Ebeveynler ve çocuklar Ramazan ayı sayesinde bir arada daha fazla vakit geçirme fırsatı bularak, manevi yönden birbirlerine de destek olurlar. Şefkatli olmak, merhamet göstermek, anlayışlı olmak, insanları koşulsuz sevmek ve sabırlı olmak gibi meziyetler Ramazan ayında daha çok hissedilir.”diyor.

Daha özverili ve paylaşımcı olunuyor

Ramazan ayında aile içi ilişkiler haricinde kişilerin sosyal çevresiyle olan bağları da oldukça kuvvetlenir. İş ya da sosyal hayattaki arkadaşlıklarda daha özverili ve paylaşımcı olunur. Kişi karşısındaki bireyi anlamak için çaba gösterir. Herhangi bir tartışmada kavga etmek yerine mevcut durumu düzeltmek için karşısındaki kişiye anlayışla yaklaşır ve ona adım atar. Tüm bu özellikler göz önünde bulundurulduğunda oruç tutmanın insanları ruhsal açıdan tatmin ettiği ve daha duyarlı bir bireye dönüştürdüğü de söylenebilir.

Beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmeli

“Havanın çok sıcak olması, metabolizmada oluşan sodyum, potasyum ve kalsiyumla ilgili dengeleri değiştirdiğinden bu kişiler strese daha açık hale gelebilir. Ancak uzmanlar sıcaklardan korunup, beslenme ve uyku düzenine dikkat edildiği takdirde orucun insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirtiyor. Bu sebeple yaz döneminde orucun neden olduğu sinirli ruh halini önleyebilmek için çok dikkatli olunması gerekir. Özellikle iftar ve sahur öğünlerinin aksatılmadan yapılması vücudun alışık olduğu sistemini sarsmaması için oldukça önem taşır” dedi.

ORUÇ İLE İLGİLİ AYETLER 
 

1) Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. Bakara( 2) 183

2) Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır. Bakara( 2) 184

3) Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir. Bakara( 2) 185

4) Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah sizin kendinize kötülük ettiğinizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık (ramazan gecelerinde) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiklerini isteyin. Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde ibadete çekilmiş olduğunuz zamanlarda kadınlarla birleşmeyin. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır. Sakın bu sınırlara yaklaşmayın. İşte böylece Allah âyetlerini insanlara açıklar. Umulur ki korunurlar. Bakara( 2) 187

5) Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdırBakara( 2) 196

6) Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (Bu takdirde diyet vermez). Eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. Eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. Bunları bulamayan kimsenin, Allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. Nisa( 4) 92

7) Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da keffâreti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamıyan üç gün oruç tutmalıdır. Yemin ettiğiniz takdirde yeminlerinizin keffâreti işte budur. Yeminlerinizi koruyun (onlara riayet edin). Allah size âyetlerini açıklıyor; umulur ki şükredersiniz! Maide( 5) 89

8) Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. İçinizden kim onu kasten öldürürse öldürdüğü hayvanın dengi (ona) cezadır. (Buna) Kâbe'ye varacak bir kurban olmak üzere içinizden adalet sahibi iki kişi hükmeder (öldürülen avın dengini takdir eder). Yahut (avlanmanın cezası), fakirleri doyurmaktan ibaret bir keffârettir, yahut onun dengi oruç tutmaktır. Ta ki (yasak av yapan) işinin cezasını tatmış olsun. Allah geçmişi affetmiştir. Kim bu suçu tekrar işlerse Allah da ondan karşılığını alır. Allah daima galiptir, öç alandır. Maide( 5) 95

9) (Bu alış verişi yapanlar), tevbe edenler, ibadet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah'ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele! Tevbe( 9) 112

10) "Ye, iç. Gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen de ki: Ben, çok merhametli olan Allah'a oruç adadım; artık bugün hiçbir insanla konuşmayacağım." Meryem( 19) 26

11) Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. Ahzab( 33) 35

12) (Buna imkân) bulamayan kimse, hanımıyla temas etmeden önce ardarda iki ay oruç tutar. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu (hafifletme), Allah'a ve Resûlüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır. Mücadele( 58) 4

13) Eğer o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha iyi kendini Allah a veren, inanan, sebatla itaat eden, tevbe eden, ibadef eden, oruç tutan, dul ve bâkire eşler verebilir. Tahrim( 66) 5