Abdurrahim Karakoç kimdir, ne zaman vefat etti? Abdurrahim Karakoç şiirleri ve sözleri neler?

Abdurrahim Karakoç sevenleri tarafından vefatının dokuzuncu yılında anılıyor. Sayısız eser bırakan Karakoç'un en bilinen şiiri ise Mihriban'dır. Kahramanmaraş'ın Elbistan'da doğmuştur. İlk yazdığı şiirlerini beğenmeyerek yakmıştır. Abdurrahim Karakoç kimdir, ne zaman vefat etti? Abdurrahim Karakoç şiirleri ve sözleri neler?

Abdurrahim Karakoç, vefatının dokuzuncu yılında sevenleri tarafından rahmetle yad ediliyor. Türk şiirine kazandırdığı; "Mihriban", "İsyanlı Sükut", "Hak Yol İslam Yazacağız", "Gel Gayrı" en bilenen eserlerindendir. Peki, Abdurrahim Karakoç ne zaman vefat etti? Abdurrahim Karakoç şiirleri ve sözleri neler? İşte tüm merak edilenler...

ABDURRAHİM KARAKOÇ NE ZAMAN VEFAT ETTİ?

Abdurrahim Karakoç, 7 Haziran 2012 tarihinde, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesinde yoğun bakımdayken öldü. Ankara-Keçiören'deki Bağlum semt kabristanına defnedildi.

ABDURRAHİM KARAKOÇ ŞİİRLERİ VE SÖZLERİ NELER?

MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü

Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!

Ayrılıktan zor belleme ölümü

Görmeyince sezilmiyor Mihriban!

Yâr deyince kalem elden düşüyor

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor

Lâmbamda titreyen alev üşüyor

Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!

Önce naz sonra söz ve sonra hile

Sevilen seveni düşürür dile

Seneler asırlar değişse bile

Eski töre bozulmuyor Mihriban!

Tabiplerde ilaç yoktur yarama

Aşk değince ötesini arama

Her nesnenin bir bitimi var ama

Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!

Boşa bağlanmamış bülbül gülüne

Kar koysan köz olur aşkın külüne

Şaştım kara bahtın tahammülüne

Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!

Tarife sığmıyor aşkın anlamı

Ancak çeken bilir bu derdi, gamı

Bir kördüğüm baştan sona tamamı

Çözemedim çözülmüyor Mihriban!

HAK YOL İSLÂM YAZACAĞIZ

Kör dünyanın göbeğine

Hak yol İslâm yazacağız.

Kuşların göz bebeğine

Hak yol İslâm yazacağız.

Yola, ağaca, pınara

Esen yele, yağan kara

Yağmur yüklü bulutlara

Hak yol İslâm yazacağız.

Koç burcuna, yay burcuna

Bebeklerin avucuna

Minarelerin ucuna

Hak yol İslâm yazacağız.

Bucak bucak, köşe köşe

Kara taşa, kor-ateşe

Yıldıza, aya, güneşe

Hak yol İslâm yazacağız.

Her kapının eşiğine

Her sofranın kaşığına

Balaların beşiğine

Hak yol İslâm yazacağız.

Herkes duyacak, bilecek

Saklanmaz gayrı bu gerçek

Yaprak yaprak, çiçek çiçek

Hak yol İslâm yazacağız.

ABDURRAHİM KARAKOÇ KİMDİR?

1932 yılında Kahramanmaraş'ta dünyaya gelmiştir. Kendisi gibi dedesi ve babası da şairdi. Bundan dolayı küçük yaşlardan itibaren şiire merak saldı ve şiir yazmaya başladı. Küçük yaşlardan itibaren yazmış olduğu şiirleri bir kitap haline getirdi. Daha sonra bu şiirleri beğenmediğini fark edince kitabı imha etmiştir. 1958 yılında yazmış olduğu "Hasan'a Mektuplar" eseri 6 sene sonra yayınlanmıştır. Hayatı oldukça çalkantılı geçmiştir. 1958 yılında doğduğu kasabada mesul muhasibi olarak belediyede çalışmaya başlamıştır. 23 yıl burada çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Gençliğinde pek çok mücadele ile ilgili şiirler yazmıştır. Abdurrahim Karakoç 27 Mayıs darbesini görmüştür.

27 Mayıs darbesinden sonra yazmış olduğu şiirlerden dolayı mahkemeye verildi. Yaklaşık olarak 30 defa mahkemeye verilse de bütün mahkemelerden beraat etmiştir. 30 mahkemelerin de hiçbirinde avukat yani vekil tutmadı. Bütün mahkemelerde kendi kendini savunmuştur. 1985 yılında Abdurrahim Karakoç gazetecilik yapmaya başlamıştır. İlk kez siyasete Büyük Birlik Partisi ile girdi. Daha sonra ise siyasetten ayrılmıştır. Abdurrahim Karakoç'a neden siyasete girdiği sorulduğunda ise Allah rızası için girdiğini Allah rızası için çıktığını söylemiştir. Yaşadığı dönem boyunca hiçbir hükumet ve hiçbir iktidar ile iyi geçinemedi. Hiçbirini desteklememiştir. Kendini şiir yazmaya adamış ve bir müddette gazetecilik ile uğraşmıştır.

Yazmış olduğu eserler ve kitaplar defalarca yayın evleri tarafından yayınlanmıştır. Kısa sürede büyük tiraja ulaşmayı başaran şair pek çok eseri ve şiiri vardır. 2012 yılında ciğerleri enfeksiyon kapar. Konya'ya tedavi görmek için gider. Abdurrahim Karakoç 7 Haziran 2012'de Gazi üniversitesi hastanesinde yoğun bakıma alınır. Ardından vücudu enfeksiyona daha fazla dayanamaz ve Ankara'da vefat eder.