DHA
Konya'da, husumetli olduğu Dedeoğulları ailesinden 7 kişiyi tabancayla öldürüp, evi ateşe veren, Bozkır ilçesinde saklandığı mezarlıkta yakalanan Mehmet Altun, ifadesinde, tabancayı korkutmak için yanında getirdiğini öne sürdü.
DHA'da yer alan habere göre; olay, geçen hafta cuma günü saat 19.00 sıralarında, Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Özşahin Sokak'ta meydana geldi. Yaşar Dedeoğulları'nın evine gelen, 2010 yılından beri 'kedi' meselesinden husumetli olduğu yan komşusu Lütfi Keleş'in yakındaki başka mahallede oturan kayınbiraderi Mehmet Altun, bahçede aile fertleriyle bir süre konuştuktan sonra poşetten çıkardığı tabancayla ateş etti. Saldırıda Yaşar Dedeoğulları ile eşi İpek, çocukları Serap, Serpil, Sibel, Metin ve Barış Dedeoğulları yaşamını yitirdi.
İhbar üzerine adrese çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Polis, yaptığı incelemede, Mehmet Altun'un yerde yatan yaralılara tekrar ateş açtığını ve saldırının ardından aracından aldığı bidondaki benzinle evin birkaç noktasını ateşe vermek istediğini saptadı. Olay anı güvenlik kamerasına yansıdı.
Geldiği kiralık araçla Bozkır ilçesindeki ailesinin de evinin olduğu Tepelice Mahallesi'ne kaçan ve burada aracı terk eden Mehmet Altun, çarşamba günü akşam saatlerinde arazi taraması yapan Özel Harekat ekipleri tarafından Üçpınar Mahallesi mezarlığında yakalandı. Altun'un üzerinde suç aleti tabanca ile 18 mermi ele geçirildi.
Mehmet Altun, dün çıkarıldığı mahkemece, 'Tasarlayarak canavarca hisle 7 kişiyi öldürme', 'Yakarak mala zarar verme', '6136 sayılı kanuna muhalefet', 'Konut dokunulmazlığını ihlal' suçlarından tutuklandı. Sabıka kaydı bulunmayan Altun'un, olayda kullandığı tabancanın da bulundurma ruhsatlı olduğu belirlendi.
Mehmet Altun, ilk ifadesinde geçen mayıs ayında eniştesi Lütfi Keleş'in, Dedeoğulları ailesiyle yaptıkları kavgada tutuklanmasının ardından evde erkek olmadığından ablası Ayşe Keleş'i yalnız bırakmamak için sürekli eve gittiğini söylediği öğrenildi. Olay günü de uzlaşma sağlamak için kiraladığı araçla, Dedeoğulları ailesinin evine gittiğini ve kendisini 'belediye yetkilisi' olarak tanıtıp aile fertlerini bahçeye davet ettiğini söyleyen Altun, konuşma sırasında yüzündeki cerrahi maskeyi indirmesi üzerine ailenin kendisini tanıyıp tepki gösterdiğini belirtti. Daha sonra poşetteki tabancayla, geçen mayıs ayındaki kavganın ardından tutuklanıp tahliye olan ablası Ayşe Keleş ve halen tutuklu olan eniştesi Lütfi Keleş ile diğer kişiler hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmeleri için hazırladığı dilekçeyi çıkarttığını söyledi.
Altun ifadesinde, ''Öncesinde beni yönlendiren kimse olmadı. Kendi kararım. Bu uzun zamandır süren bir davaydı. Kendimce sulh etmek, çözmek, uzlaştırmak istedim. Kırtasiyeden 4 adet boş kağıt aldım ve dilekçe yazdım. Amacım, şikayetlerinden vazgeçirmekti. Onlarla konuşurken elime tabancayı aldım, bir elime de dilekçeyi aldım. Tabancayı ise korkutmak için yanımda getirmiştim ve korkutmak için çıkarmıştım. Şikayetten vazgeçmeleri için kendi hazırladığım evrakı imzalamalarını istedim. Tepki gösterip üzerime yürümeleri nedeniyle ateş edip hepsini öldürdüm. Arkamda iz bırakmamak için yerde yattıkları sırada tekrar ateş edip, güvenlik kamera kayıtlarının silinmesi için de evi ateşe vermek istedim'' dedi.
Olayın ardından Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında hamile eşi Zehra Altun, annesi İsmihan Altun, babası İbrahim Altun ve ablası Ayşe Keleş'in de aralarında bulunduğu 10 kişi 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı, 4 kişi de adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.