35 bin volt elektrik akımına kapıldı, sağ kaldı

Elektrik teknisyeni Ömer Duymaç yaklaşık 35 bin voltluk yüksek akıma kapıldığı iş kazasından yaralı kurtulmuştu. Duymaç'ın 6 ay süren zorlu tedavisi, evinde fizik rehabilitasyon hareketleriyle devam ediyor.

AA

Yaklaşık 35 bin voltluk yüksek akıma kapılması sonucu vücudunun çeşitli yerlerinde üçüncü derece derin yanıklar oluşan 37 yaşındaki Ömer Duymaç, 6 aylık zorlu tedavinin ardından sağlığına kavuştu.

AA'nın haberine göre, İstanbul'da elektrik teknisyeni olarak görev yapan Duymaç, çalıştığı sırada yaklaşık 35 bin voltluk yüksek akıma kapıldı.

Olay anını "Sadece vücudumun kasıldığını hissettim." ifadeleriyle aktaran genç teknisyenin o dakikadan sonra ölümle yaşam arasındaki mücadelesi de başlamış oldu.

Hastaneye kaldırılmasının ardından el, bilek, parmaklar ve ayaklar başta olmak üzere vücudunun farklı bölümlerinde ciddi doku kayıpları oluşan Duymaç'ın aynı zamanda tendon ve sinirlerinde ciddi yaralanmalar meydana geldi.

Duymaç, hayata tutunmak için büyük mücadele verdiği 6 aylık uzun süreçte, doku kayıplarının giderilmesi amacıyla birçok operasyon geçirdi.

Yaşam mücadelesini kazanmasının ardından taburcu edilen elektrik teknisyeni için artık yeni bir süreç de başlamış oldu.

Yaraların enfeksiyon kapmaması için evde yara bakım hizmeti almaya başlayan Duymaç, bir taraftan da hareket fonksiyonlarını yeniden kazanabilmek amacıyla yoğun şekilde fizik tedaviye başladı.

Bu sayede Duymaç'ın yaralarının enfeksiyon kapması önlendi, aynı zamanda hareket kabiliyetlerini kazanarak sosyal hayatına dönmesi sağlandı.

Duymaç tamamen sağlığına kavuşup, evlatlarına doyasıya sarılabileceği günlerin hayalini kuruyor.

ÖNCE HAYATA TUTUNDU, SONRA KAYIP FONKSİYONLARINI KAZANDI

Yaşadığı süreci AA muhabirine anlatan Ömer Duymaç, kazanın çok ani geliştiğini akıma kapıldığı ilk anda vücudundaki değişiklikleri hissetmediğini ancak hastane süreciyle ağrı ve acılarının başladığını anlattı.

Önce hayata tutunmak, ardından da sağlığına kavuşabilmek için uzun ve meşakkatli bir süreç geçirdiğini dile getiren genç teknisyen, duygularını "Bir anlık bir şeydi. Hani kimse kendine yakıştıramaz, kimse demez bilemez... Şükretmeye başladık, duadan başka elimizden hiçbir şey gelmedi. 10 günlük yoğun bakım sürecim geçti. Bilincim açıktı bu sürede, yaşadım birebir her gün, her saat, her dakika geçmedi. Kişisel ihtiyaçlarımı dahi söylemekten çekindim. Kendimce güçlüyüm sanıyordum ama o anda o kadar çaresiz hissediyorsunuz ki... Ben normalde hayatımda sırt üstü yatmış bir insan değilim ama orada aylarca sırt üstü yattım hiç kımıldamadan. Çaresizlik." diyerek dile getirdi.

Yoğun bakım, yanık tedavi merkezindeki süre ve ameliyatlarla yaklaşık 2,5 ay boyunca hastanede kaldığını ifade eden Duymaç, taburcu edilmesinin ardından pansumanların en az cerrahi ameliyatlar kadar önemli olduğunu fark ettiklerini, bu nedenle evde yara bakım hizmeti almaya başladıklarını anlattı.

Ömer Duymaç, şöyle devam etti:

Hızlı ve etkili bir tedaviyle kısa sürede herhangi bir enfeksiyon riskiyle karşılaşmadan tedavim tamamlandı. Dokularım birleşti, açık yaralarım kapandı. Kısa sürede ayağımdaki deri greftleri de iyileşmeye başladı ve ayağa kalktım, sosyal hayata dönmeye başladım. Fizik tedavi alıyorum. Daha da iyi olacağını düşünüyorum inşallah. İnsanın başına bir şey gelmeyince değer, kıymet bilmez derler. Ben de bunu yaşadıktan sonra insan kendini sorguluyor. İkinci bir hayat artık bir şeyleri değiştirmek isterim. Aileme, çocuğuma daha çok sarılmak isterim gibi düşüncelere giriyorsun. Yaşadığım kazadan dolayı iki yaşındaki kızımı kucaklayıp kavrayamıyorum. Ama bunu yapacağıma inanıyorum.

"KAZADAN SONRA İLK AKLIMA GELEN 'ŞU ANDA BİZDEN DAHA KÖTÜSÜ YOK"

Duymaç'ın eşi Neslihan Duymaç da mücadele dolu bu süreçte yaşadıklarını şu duygularla dile getirdi:

Bu kazada benim ilk aklıma gelen, acil servislere gittiğimiz zaman 'Bizden daha da kötüsü var.' dediğimiz an benim başıma gelmişti. Bizden daha kötüsü yok şu anda. Sonrasında yani eşimden öte orada şunu düşünüyorsunuz; çocuklarım. Bu hastalık sürecindeki psikolojik sorunlar çocukları etkileyecek mi, ev ortamını etkileyecek mi? Ben yıkılırsam eşim yıkılacak, eşim yıkılırsa ortam gerilecek ve çocuklar yıkılacak. Hani bu şekilde süreç devam etti. Ben o yüzden duygularımı yaşamak, göstermek istemedim. Bence bu süreçte eşim en büyük destek olarak beni gösterdi ama en büyük destekçileri çocuklarıydı. Kendinden çok onları düşünmesi oldu. O yüzden daha çabuk atlattık diye düşünüyorum.

Duymaç'ın "Evde Bakım Hizmetleri Sorumlusu" Nadire Karahan ve doktoru Doç. Dr. Mehmet Ağırman, evinde ziyaret ederek fizik tedavi sürecini yürütüyor.