Sinem Kobal ALEM'e konuştu!

2025'e, 25 yıldır ekranlarda parıldayan bir isimle, Sinem Kobal ile ışıltı dolu bir giriş yaparken; hayalci tarafının ağır bastığı noktadan yola çıkıyor, süper gücü olan olaylara pozitif yaklaşımından ilham alarak yeni umutların izini sürüyoruz.

İHA

Çocuk yaşlarda başladığı ekran macerası ile hayatımızın yıllardır bir parçası olmayı sürdüren Sinem Kobal'ı ünlüler dünyasında farklı bir yerde konumlandırmamız sadece neşesi, doğallığı, içtenliği, başarıları, Türkiye'nin hayran olduğu bir erkekle mutlu bir evliliği olması ya da genç bir kız olduğu yıllardan beri tanıyor olmamız kaynaklı değil aslında. Yılbaşı çekimimizde onu başrole koyan detaylar gibi; bize yansıyan farklı ışıltısının altında ona özel süper güçleri yatıyor. Kendisi süper gücü olarak pozitif bakış açısını söyleyerek bize her türlü ilham olmayı başarsa da, onu parlatan özellikleri arasında kesinlikle "Hiçbirimiz mükemmel değiliz; önemli olan güzel bakmak, güzeli görebilmek" diyen gönül gözü, "Değişim severim ve konfor alanımdan çıkmayı önemserim" diyen cesareti ve hiç vazgeçmediği hayalleri var! Annelik gibi şahane bir nedenle setlere mini bir ara veren Sinem'in muhteşem dönüşü ile gülmenin tadına doyasıya varırken, 2025'e ALEM olarak onun renkli enerjisi eşliğinde girmenin de keyfini çıkarıyoruz.

Çok tatlı bir heyecanın var şu sıralar. Yeni filmin vizyona girmek üzere. Oldukça renkli bir karakteri canlandırıyor, genç bir kadının kendini gerçekleştirme yolculuğuna ortak oluyorsun. Biraz bize filmi, rolünü, daha da ötesi uzun zaman sonra setlere dönmenin neler hissettirdiğini anlatır mısın?

"Her Şeyin Başı Merkür" filmiyle izleyiciyle kavuşmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşıyorum. Filmimiz dergi çıktığında vizyona girmiş olacak. Tabii ki çok özlemişim sette olmayı ve işimi yapmayı; bu sebeple bu set benim için ayrı keyifliydi. Yapımcılığını Skyfilms'in yaptığı, yönetmen koltuğunda Ali Balcı'nın olduğu, senaryomuzu Ayşe Balıbey'in yazdığı filmimizde, Elif Akay karakterini canlandırdım. Elif, okuldan dereceyle mezun olmuş ancak iş bulamamanın verdiği süreçte de hiç pes etmemiş, hayatını idame ettirmek için çeşitli işler deneyen bir kız. Bu süreçte yolu birileriyle kesişiyor ve bir gazetede astroloji köşesi yazmaya başlıyor. Hep birlikte onun bu eğlenceli ve macera dolu hikayesini izleyeceğiz. Genç bir kadının kendini gerçekleştirme hikâyesine tanıklık edeceğiz. Eğlenceli bir anlatım diliyle iş hayatını, aşkı, yaşamı maceracı bir ruhla ve astroloji dünyasıyla da birleştiren keyifli bir hikâye. Set sürecinden de çok keyif aldığım bir proje oldu. Hem kamera arkası ekibimiz hem de oyuncu arkadaşlarımızla tüm ekip çok güzel bir enerji yakaladık. Hiçbirimiz set bitsin istemedik, öyle söyleyeyim.

Astroloji ve astronomi ne derece ilgi alanın? Merkür, dolunay, retro... Bu kelimeler günümüzde çoğu insanın hayat yolunu çizebiliyor. Peki sen hayata gökyüzünden bir açıyla mı bakıyorsun, yoksa hep ayakları yere sağlam basan biri misin?

Astrolojiye ilgim var. Bu kadar gezegenin hareketinin enerjisel bir karşılığı mutlaka vardır diye hissediyorum. Zaman zaman da hayatımdaki etkilerini gözlemliyorum ve bu duruma şaşırıyorum. Genellikle ayaklarım yere sağlam basar diyebilirim ama hayalci tarafım da güçlüdür. Değişim severim ve konfor alanımdan çıkmayı önemserim. Çünkü aksi durumda hayatta mesafe kaydetmek, yeni bir şey deneyimlemek ya da yeni bir bilgiye ulaşmak çok da mümkün olmuyor bence.

Her şeyin başı sağlığı bir kenara koyarsak, sence nedir?

Sevgi... Bence her şeyin başı sevgi.

Günümüzde pek çok kişinin mutlu olmak ve iyileşmek adına tutunduğu farklı inanışlar, ritüeller ya da yaklaşımlar var. Peki senin terapisel mutluluk kaynakların arasında neler bulunuyor?

Her ritüelin kıymetli olduğuna inanıyorum çünkü niyet önemlidir benim için ve bu yolu, duyguyu neyin getirdiğidir. Çok kişisel, benim içinse en önemli ritüel şükretmektir.

"Bu kadar da olmaz" dedirten "Karşılaşmalar" yaşatan dizide, projenin bir parçası olmaya seni iten ana güç ne oldu?

Giray (Altınok) bence bu ülkedeki önemli mizah kalemlerinden biri. Yaptığı işleri zaten çok beğeniyordum. Bize bu teklifle geldiklerinde de çok mutlu oldum açıkçası. Yedi farklı karşılaşma hikayesini farklı oyuncular ve hikayelerle anlatması, tek mekanda tek bir günde çekilmesi, hikayesi, mizahı ile çok keyifli bir proje oldu. Bu kadar sevilmesine de çok mutluyum.

Hayatının en unutulmaz karşılaşması, desek?

Açıkçası kızlarımı ilk kucağıma aldığım anlar... Her ikisiyle de ilk karşılaşmam hayatımın en unutulmaz anları oldu.

Çocuklardan sonra, setlerden önce... Bu yoğun tempo öncesinde sen kızlarla nasıl bir dönemden geçiyordun?

Anneliği tattığım, keşfettiğim ailemle güzel bir dönemdeydim. Tüm bu yoğunlukları kenara koyduğumda hala bu keyifli vakitlerimi geçirdiğimi söyleyebilirim.

Hep anne olmayı isteyen bir kız çocuğu muydun?

Bir ailem olmasını, çocuklarım olmasını hayal ediyordum tabii...

Hayatta pek çok önemli dönüm noktası olsa da bence bir insanın gerçek miladı çocuk oluyor. Peki çocuk sahibi olmak, dünyaya ve insanlara bakış açında nasıl farklılıklar yarattı?

Çok değiştirdi diyebilirim. Artık herkesin içindeki küçük çocuğu daha iyi hissedebiliyorum. Hayata karşı toleransımı, umudumu ve sevgimi arttırdı.

İdeal bir mutluluk tablosu içine sizi yerleştireli çok oldu. Kenan İmirzalıoğlu ile sessiz bir şekilde ilişkinizi yaşıyorsunuz. Farklı kutuplar olduğunuzu düşündüğünüz noktada nasıl hareket ediyorsunuz?

Benzer yönlerimiz olduğu kadar hiç benzemeyen yönlerimiz de var. Bu yüzden birbirimize alan açmayı öğrendik ve bu farkındalık aramızda eğlenceli bir iletişim yaratıyor.

Günümüzde evlilikleri sürdürmek bu kadar zorken, kendi tecrübenden yola çıkarak bir ilişkiyi ayakta tutmanın en temel formülünün ne olduğunu söyleyebilirsin?

Başta tabii ki sevgi, saygı ve emek.

25 yıldır sektörde olmanın, oyunculuğun, sana, hayatına yansımaları neler oldu?

Çok gururlu ve mutluyum, genç yaşta meslek hayatımda bu kadar yıl emek vermek ve karşılığını almak çok kıymetli benim için. Bundan sonrası için de motivasyonumu, heyecanımı hep o hayalleri kuran küçük kız çocuğunu unutmayarak sağlıyorum, hep oradan güç alıyorum... İlk yıllarımda en çok "Çocuk oyuncuların yıllar içinde kaybolmasından tedirgin oluyor musun? Başarabilecek misin?" soruları sorulurdu. Dönüp baktığımda bu yolda hem kendime hem çocuk oyunculara güzel bir motivasyon verebildiğim için, bu kadar emeğe değer diye hissediyorum.

Ünlü olmanın çerçevesi ve dinamikleri günümüzde epey değişiyor. Instagram'da altı milyonu aşan bir takipçin var mesela. Sen sosyal medya olmadan da ünlü olmanın ne demek olduğunu bilen biri olarak, çağa uyum sağlamaya mı çalışıyorsun, gerçekten sosyal medyada var olmayı seviyor musun?

Tabii ki değişim her zaman oluyor ve olacaktır. Ben tek taraflı değerlendiremiyorum bu alanı, bir bütün olarak bakmak gerek, kendini ifade edebileceğin farklı bir alan sosyal medya. Bunu nasıl gördüğün, nereye konumlandırdığın önemli. Ben sevdiğim şekilde sosyal medyada varlık göstermeyi tercih edenlerdenim. Annelik sürecimde daha uzak kalmayı seçmem de bu yüzden. İş olarak aktif olduğum dönemlerde kullanmaktan keyif alıyorum. Tabii ki sosyal medya hayatımızda yokken her şey çok farklıydı. Pek çok artısı ve eksisi var.

Kendini olduğu gibi yansıtma, yansıtamama, anlatma, ifade edebilme konusunda endişelerin oldu mu hiç? Sonuçta "ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anladığı kadar" oluyor ve sen ünlü biri olunca bu durum daha da zorlayabiliyor...

Tabii ki bu anlaşılma telaşı insanı çok yorabilen bir durum. Olgunlaştıkça bunun boş bir telaş olduğunu anlıyorsun. Hiçbirimiz mükemmel değiliz önemli olan güzel bakmak, güzeli görebilmek.

Hepimiz zaman zaman zorlandığımız durumlarla karşılaşıyoruz. Zihinsel ya da duygusal olarak iyileşmek için başvurduğun yöntemler neler oluyor?

Kabuğuma çekilmek, ailem ve dostlarıma kırılganlığımı açmak ve sevgiyle kendimi sarmaya odaklanarak aşıyorum diyebilirim.

Modanın dünyayı ele geçirdiği bir evrende olduğumuz aşikar. Senin moda algın zamanla farklı bir yöne evrildi mi?

Ben yenilik severim, bu sebeple modadaki trend değişimlerini takip etmeyi de seviyorum. Tabii benim tarzım da yıllar içinde dönüştü diyebiliriz; ancak yine de günlük hayatımda spor ve rahat kıyafet seçimlerim değişmedi. Ama çekimdeki gibi şık ve günün modasını yakalayan look'ları taşımak da ayrıca keyifli.

Kontrolü ele almayı sever misin yoksa hayatın akışına güvenir misin?

Akışa güvenmeyi öğreniyorum ve inanıyorum.

"Kendinin en iyisi olmak" günümüzün sloganı oldu sanki. Sen bu motto'ya yönelik adımlar atıyor musun?

Çok kıymetli buluyorum insanın kendi içine yaptığı yolculukları. En cesur olanı kendimizle yaptığımız çalışmalar bence. Ben de kendi odağımda, başta iyi bir insan olabilmek olarak aldığım dengeyle çalışıyorum.

İşin sanatsal bir bakış açısı gerektiriyor. Sanatın hangi dallarıyla kendini beslemeyi seviyorsun?

Birçok yönünden beslenmeyi seviyorum. Müzik, resim, dans, sanat tarihi gibi alanlarla ilgilenmek beni besliyor diyebilirim.

Sence senin süper gücün ne?

Olaylara pozitif yanlarından bakma dürtüm.

Yılbaşı heyecanı bizi çoktan sardı. Çok da güzel bir çekim gerçekleştirdik birlikte. Yeni yıla dair nasıl hisler içindesin?

Yeni bir yıla başlamak bana hep iyi hissettirir. Yeni şanslar, yeni umutlar, yeni heyecanlar çağrıştırır. Bu seneye ALEM ailesiyle girmek de çok keyifli bir başlangıç oldu.

Hayatının 2024 yılına dair bir almanak tutarsak, bu yılın en önemli olayları olarak neleri hatırlarsın? 2024 yılında Sinem Kobal'ın hayatında iz bırakanlar neler oldu?

Kızlarımın büyüdüğünü ve her gün yeni bir şey öğrendiklerini görmek. Bir yandan da sanırım uzun bir aranın ardından çektiğim "Her Şeyin Başı Merkür!"

Yeni yıla nasıl bir başlangıç yapmayı seversin?

Yeni yıla ailemle ve çok yakın arkadaşlarımla bir arada girmeyi çok severim. Birlikte güzel umutlar içinde yeni yıla girmek bana çok iyi hissettiriyor.

Röportaj: Filiz ŞEREF KULU

Fotoğraflar: Fırat MERİÇ

Styling: Bengisu GÜREL

Saç: Ali YILANCI

Makyaj: Ece KARAGÜLLE

Prodüksiyon: Yasemin TÜRK

Video: Kaan KARAASLAN

Fotoğraf asistanı: Burhan CANLI

Styling asistanı: Damlasu TUĞTEKİN

Makyaj asistanı: Betül DEVECİ

Tuvanam ve A46'ya teşekkür ederiz