Medcezir yıllar sonra gündemde! Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy'lu dizinin sırrı ortaya çıktı!

Medcezir 2013-2015 yılları arasında yayınlanmış bir uyarlama diziydi. Serenay Sarıkaya ve Çağatay Ulusoy'un kariyerlerinde sıçrama yaşamalarını sağlayan ve özellikle ilk sezonuyla büyük beğeni toplayan Medcezir, şimdilerde yeniden gündemde. Nasıl oluyor da Medcezir, halen bu kadar popüler olabiliyor? Projeyi diğer işlerden ayrı kılan temel fark neydi?

Medcezir yıllar sonra yeniden yayın hayatına başladı diyebiliriz. Dizi için açılan resmi YouTube kanalında, hem bölümler yayımlandı hem de part part sahneler paylaşılmaya başlandı. Ve herbirinin hem izlenmeleri yüksek ölçüde hem de internet portalında karşımıza sık sık çıkar oldu. Aradan geçen 10 yıla rağmen Medcezir'in ilk günkü kadar sevilmesi ve o zamanlar henüz yeni doğmuş ya da küçük bir çocuk olan kitlenin de ilgisini çekmeye başlaması, yakından bakmayı gerektirecek bir konu olarak duruyor.

Özellikle ilk sezonuyla büyük bir beğeni kazanan dizide; oldukça fakir bir mahallede maddi imkansızlıklar içerisinde büyümüş Yaman'ın, başına gelen talihsiz bir olay üzerinden değişen hayatı seyirciye aktarılıyordu.

Altınkoy adını taşıyan bir sitede yaşayan bir grup zengin ailenin içerisinde varlık göstermeye çalışan Yaman ve bu Altınkoy'da yaşayan insanların hikayeleri, seyirciye ilgi çekici gelmişti. Peki ekranda bu kadar zengin aile hikayesi varken, Medcezir'i aradan geçen 10 yıla rağmen bu kadar ayrıcaklı kılan sırrı ne olabilir?

Dizide kullanılan mekanları incelemek öncelikli olan. Eşyalar, dekorlar asla yapay durmuyordu ve gündelik hayatın etkileri, durağanlık hissi, sokak sesleri bile diziye birebir yansıtılıyordu.

Zengin-fakir hikayesi, insanları maddiyatları üzerinden aşağılamak gibi klişelerin hiçbirini bu dizide görmüyorduk. Altınkoy'da fakir-kenar mahalle denebilecek mahalleden gelen 3 ayrı kişi bulunuyordu; Selim, Sude ve Yaman... Dizide verilmek istenen mesajlardan biri; insanları maddiyatlarına ya da yaşam standartlarına göre değil, karakterlerine göre değerlendirilmesi gerektiğiydi. Özellikle 3. bölümde Selim ile Ender'in tartışma sahnesinde ve Beren ile Giray hikayesinde bu, belirgin bir şekilde seyirciye geçirilmişti.

Öyle ki bu bahsettiğimiz Selim ve Ender sahnesi sonrasında, özellikle Ender'in değişimi bunun en büyük örneği olmuştu.

Zengin - fakir çatışmalı hikayelerin işlendiği birçok dizide; maddi çatışma ve sınıfsal farklılıkların ön plana çıkarıldığı pek çok hikaye ve replik sunuluyor. Gençler arasındaki iletişim de bu şekilde şekilleniyor. Ancak Medcezir'de, Yaman çok çabuk kabul görmüş ve bu dışlamayı yapan Orkun, zamanla yalnızlığa itilmişti.

Günümüz zengin-fakir çatışma temalı dizilerde; annelerin ilgisini çekebilecek acılar ve dramlar ile örülü bir dizi karşımıza çıkıyor. Ancak Medcezir hem annelerin hem de gençlerin ilgisini çekebilecek hikayeler taşıyordu. Varlıklı bir ailede büyüyen Eylül'ün anne özlemiyle büründüğü kişilik, Mira ve Mert'in kalabalıklar içerisindeki yalnızlıkları, Ender'in kardeş çatışması ve Selim'in bulunduğu ortamdaki varlığını sorgulama süreçleri seyirciye, 'nasıl hayatlar yaşarsak yaşalım, hepimizin bir yarası ve çözülmez sorunları var' mesajını iyi bir şekilde geçiriyordu.