AKŞAM
Hüsna Köşger
Sosyal medya platformları sundukları birbirinden farklı imkanlarla, hayatlarımıza yeni isimler kazandırmaya devam ediyor. O isimlerden birisi de Cerennzi mahlasıyla tanınan Ceren Morova Özer... Video içeriği üreticisi olarak başladığı yolculuğunda; doğallığı ön planda tutan genç isim, zamanla büyük kitlelere ulaşan reels içeriklerinin üreticisi kimliğine kavuştu. Bu yeteneğini setlere de taşıyan ve Gupse Özay'ın son filmi Lohusa'da yer alarak oyunculuğa merhaba diyen Ceren Morova Özer, kariyer yolculuğunu AKŞAM'dan Hüsna Köşger'e anlattı.
Cerennzi ismi nasıl doğdu? Sosyal medyaya nasıl merhaba dediniz?
Aslında şu anki gibi mizahi içerikler değil ancak günlük hayatımdan vloglar paylaştığım bir YouTube kanalım vardı, ancak fazla içerik üretmiyordum çünkü kendimi ait hissetmiyordum. Bir akşam, şu anda kullandığım efektime rastladım ve aslında tamamen kendi kendimize gülmek için kamerayı açıp taklitler yapmaya başladım. O sırada yanımda eşimin kardeşi vardı ve çekip ona izletiyor, birlikte gülüyorduk. Sonra o bana bu videoyu sosyal medyaya yüklemem konusunda ısrar etmeye başladı, ancak ben başta çok çekinmiştim çünkü o zaman bu şekilde mizah içerikleri yapan videolar fazla yoktu. Sonrasında onun da ısrarlarıyla videoyu yükledim ve sabah uyandığımda videom 40 bin izlenmeyi geçmişti. Tabii bu benim için inanılmazdı! Hemen kendime bir isim bulmalıyım ancak akılda kalan kısa bir isim olmalı diye düşünerek Cerennzi'yi buldum. Ve her gün istikrarla günde 3 video yüklemeye başladım. İçimde birikmiş birçok fikir olacak ki fikir bulmada hiç zorlanmadım, bu şekilde hızlıca hesabım büyümeye başladı.
Paylaşımlarınız sizce neden bu kadar ilgi görüyor?
Üç sene olmasına rağmen bunu her duyduğumda çok mutlu oluyorum. Bence paylaşımlarımın bu kadar ilgi görmesinin en büyük sebebi, aslında hepimizin yaşadığı şeyleri bulabilmem ve doğru diyaloglarla hayata geçiriyor olmam olabilir. Biri videomu izlediğinde, "Ben de bunu yaşadım, aa bana da bu söylenmişti" gibi kendine ait bir şeyler bulabiliyor. Bu sebeple de ilgi artıyor.
Günlük hayata odaklanıp gözlemlerinizden içerikler sunuyorsunuz. Peki siz en çok hangi içeriğinizi seviyorsunuz?
Bütün içeriklerimi çok seviyorum aslında, hiçbirini ayırt edemem birbirinden ancak genelde anlık gelen fikirleri daha çok seviyorum. Örneğin kuaför videoları veya karakter tiplemeleri.
'FENOMEN DEĞİL İÇERİK ÜRETİCİSİYİM'
Fenomenlik kavramını sevebildiniz mi? Bu kavramla beraber hayatınıza dahil olan ve sizi zorlayan ne oldu?
Aslında "fenomen" kelimesi yerine "içerik üreticisi" kelimesini daha çok kullanıyorum diyebilirim. Bu kavramla beraber beni zorlayan bir şey yok, bazen istek videolar geliyor, "Bugün noterde şunu yaşadım! Okulda öğrenci işlerinde bunu yaşadım!" diye, Çok seviyorum bunu da.
İşin tanınırlık boyutuna alışabildim diyor musunuz?
Başta çok garip geliyordu tabii ki... Dışarı çıktığımda bana bakıp el sallıyorlardı, "Allah Allah, bana mı yapıyor acaba" diye düşünüp arkama bakıyordum, sonra da "Nereden tanışıyoruz ki acaba" diye tereddüde düşüyordum. Sonrasında bunu sık sık yaşamaya başladığım için alıştım ve çok çok mutluyum. Birçok kişiyle selamlaşıp tanışıyoruz.
'TAKİPÇİLERİMİ ARKADAŞLARIM GİBİ GÖRÜYORUM'
Takipçilerinizle kurduğunuz etkileşimler sizin için ne anlam ifade ediyor? Geri dönüşleri önemsiyor musunuz yoksa bildiğiniz yoldan devam mı?
Benim için çok ama çok değerli. Takipçilerimi arkadaş grubum olarak görüyorum, arkadaş grubumdan bana gelen her türlü tavsiye ve eleştiriyi dikkate alıyorum. Olumsuzlara bazen üzülüyorum tabii ki ama eğer birçok kişiden aynı şeyi duyuyorsam mutlaka bir bildikleri vardır diyerek düzeltmeye çalışıyorum. Ama şükür ki çok fazla kötü yorum alan biri değilim, genellikle gelen eleştiriler de her zaman yapıcı oluyor. Sonuçta izleyici onlar, çoğu şeye fikir belirtmesi gereken de onlar olarak görüyorum. Saygı çerçevesi korundukça hiçbir sorun yok bence.
Daha yolun en başında; sosyal medyada bu kadar geniş bir kitleye ulaşacağınızı tahmin ediyor muydunuz?
İlk birkaç gün düşünmedim. Herhalde biraz daha böyle izlenirim sonra biter diye düşündüm. Ancak videolarıma devam ettikçe ve farklı yeni fikirler ortaya koydukça gururlandım ve devamının geleceğini hissettim. Çünkü dediğim gibi; çok istikrarlı ilerledim ve hala da 3 sene geçmiş olmasına rağmen aynı istikrarda devam ediyorum. Hiçbir zaman "artık yeterli" deyip kendimi bırakmadım. Çünkü üretmeyi çok seviyorum.
'SOSYAL MEDYADA KENDİ YAŞADIKLARIMI ANLATIYORUM'
Milyonlar izlenme, takipçiler, işbirlikleri... Tüm bunlara baktığınızda; sosyal medyada ilham kaynağı Ceren olarak mı varsınız, yoksa sadece kendi mizahını sunmaya çalışan Ceren olarak mı?
Aslında ben kendi mizahını sunmaya çalışan, kendi yaşadıklarını aktaran bir Ceren olarak varım. Ancak olumlu bir ilham kaynağı olabilirsem bundan da gurur duyarım.
Gupse Özay'ın Lohusa filminde de rol aldınız? Bu süreç nasıl gelişti, rol size nasıl geldi?
Yaşadığım en gurur verici, en mutlu olduğum süreçti. Gupse'yi çok ama çok seviyorum, kendisiyle Instagram'dan takipleşmiş sonrasında da İzmir'de karşılaşmıştık. Bu karşılaşmadan sonra da süreç ilerledi. Gupse harika kalbi olan ve bana birçok konuda ilham olmuş, yolumu açmış harika biri. Onunla tanışıp aynı projede rol almak benim için bir gururdu. Ondan çok şey öğrendim.
'SAHNEDE KOMEDYEN OLARAK YER ALMAYI DÜŞÜNMÜYORUM'
Siz de bir gün, sizinle bu kulvarda yer alan diğer isimler gibi; kendi filminizi - dizinizi yazıp çekmeyi ya da sahnede komedyen olarak yer almayı düşünür müsünüz?
En çok istediğim ve bütün bu çabamın bir gün bu sonuca bağlanmasını istediğim konu bu tabii ki. Sahnede komedyen olarak yer almayı düşünmüyorum, birçok teklif de aldım ama o pek benim hayalim olan veya yapabileceğim bir şey değil sanki. Ben bir film yazmak istiyorum, aslında aklımda hikaye de hazır. Sadece harekete geçmem gerekiyor. Ve bunun için artık yakın zamanda harekete geçeceğim. :) Umarım hayalimdeki her şeyi aktarabilirim.