HÜSNA KÖŞGER
Türk televizyon tarihinin unutulmaz yapımları arasında yer alan Sihirli Annem, 22 yıl aradan sonra bu kez sinema filmi olarak izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Dizi döneminde büyük bir hayran kitlesi kazanan yapım, şimdi beyaz perdede seyircisine, nostalji ve heyecanı bir arada yaşatacak.
Zengin oyuncu kadrosuyla dikkat çeken Sihirli Annem'de, Betüş'ün büyük kızı Ceren karakterini canlandıran Gizem Güven, AKŞAM'dan Hüsna Köşger'in sorularını yanıtladı. Kariyerine bugün influencer kimliğiyle devam edip henüz 3 yaşındayken setlerle tanışan Gizem Güven, oyunculuğunun yanı sıra modellik ve dublaj alanında da çalışmalar yürüttü. Sihirli Annem ve Selena gibi fantastik diziler sayesinde geniş kitlelere ulaşarak yıldızını parlatan oyuncu, seyircilerin gönlünde hâlâ "Ceren" ve "Leyla" rolleriyle yer ediniyor.
Yıllar sonra sinema filmi olarak dönen Sihirli Annem'le ilgili duygularını paylaşan Gizem Güven, "Dizimizin ratinglerde birinci olduğu ve tuttuğu o döneminde, o zamanki yönetmenimiz "Bu proje sizler otuzlu yaşlara geldiğiniz zaman da yayınlanıyor olacak, filmi bile çekilecek olabilir" demişti. Açıkçası bunu duyduğumda dokuz yaşındaydım ve pek inanasım gelmemişti. Bugün tam söylediği gibi oldu. Çok haklı buluyorum, o sevginin ve enerjinin tutmasıyla, verdiği güzel mesajlarıyla aile ve çocuk dizisi olarak bir örneği daha gelmedi ve hâlâ yaş fark etmeksizin özlemle izleniyorken bir de sinemaya taşınmasıyla gurur duyduk diyebilirim" diyor.
Sihirli Annem benim için de bir projeden çok daha fazlası. İkinci ailem diyebileceğim, yeri çok ayrı olan bir noktada. İlk duyduğumda çok heyecanlandım ve inanamadım, bir yandan da bu sefer kesin olacak diye hissettim. Zaman su gibi geçti ve galamıza çok az zaman kaldı, gerçekten bazen pembe bir rüya gibi geliyor. Hepimizin kalbinde ve çocukluğunda eşsiz bir yerde olduğu için beyaz perdeye taşınması ile taçlanmış oldu. 8 yaşındaydım ilk başladığında ve şimdi 30 yaşındayım. Bu kadar zamansız ve sevgi dolu bir projenin parçası olmak, çok özel benim için. Dilerim Sihirli Annem sevenlerine de bu kavuşma çok iyi hissettirir.
Dizimizin ratinglerde birinci olduğu ve tuttuğu o döneminde, o zamanki yönetmenimiz "Bu proje sizler otuzlu yaşlara geldiğiniz zaman da yayınlanıyor olacak, filmi bile çekilecek olabilir" demişti. Açıkçası bunu duyduğumda dokuz yaşındaydım ve pek inanasım gelmemişti. Bugün tam söylediği gibi oldu. Çok haklı buluyorum, o sevginin ve enerjinin tutmasıyla, verdiği güzel mesajlarıyla aile ve çocuk dizisi olarak bir örneği daha gelmedi ve hâlâ yaş fark etmeksizin özlemle izleniyorken bir de sinemaya taşınmasıyla gurur duyduk diyebilirim. Nesilden nesile aktarılan, gerçek sihrin sevgi olduğunu vurgulayan zamansız bir proje.
"İyikiler oldukça fazla... Her şeyden önce oyuncu arkadaşlarımla dost olduk. Gerçekten kardeş bağı oldu aramızda. Büyük oyuncularımız da öyle. Biz gerçek anlamda aile gibiyiz. En büyük iyi ki dediğim kısım; kamera önü ve arkası ekibiyle tanıdığım şahane insanlar. Keşkelerim olduğunu söyleyemem, hayata bir adım önce başladığımı hissettiğim, sorumluluk duygusu kazandığım, hem oyun hem öğretici bir iş alanıydı benim için ve bu süreç paha biçilemez bir noktada. Bazen küçük yaşta okulla beraber yürütmenin bir takım zorlukları oluyordu, dengeler bozulabiliyordu belki ama derslerim her zaman çok iyiydi. İkisini olabildiğince doğru şekilde yürütebildiğimi düşünüyorum. Hayatımda o yıllarda oyunculuk ve tanınırlık olmasaydı, belki eğitim anlamında daha farklı bir kariyer öyküsü olurdu. İki şekilde de istediğim şeylerin peşinden gidiyor olacağım için mutlu olurdum bence."
Sihirli Annem sonrası Selena dizisi de üç yıl kadar sürdü ve çocukluğum, gençliğim ekranlara yansıdı. En son 2015 yılında bir dizide yer aldım ve on senedir kendi isteğimle, gelen bazı projeleri de tam içime sinmediği sebeplerden dolayı kabul edemediğim için ara vermiştim. Bu kadar yıl, beni izleyenlerle beraber büyüdük. Aslında onların gözünde hep çocukluklarındaki Ceren ve Leyla olarak anılmak çok kıymetli. Şu an influencer kimliğimle de Gizem'i daha yakından görüyor ve tanıyorlar. Arada zamana yenik düşmeyen güzel bir denge var. Önüne geçmek gibi değil de, o küçük Gizem'i de hep hatırlamak gibi hissettiriyor bana ve mutlu oluyorum.
Evet diyebiliriz. Bazen çekimlerde çalıştığım marka ekiplerinden bu anlamda olumlu geri dönüşler alıyor ve mutlu oluyorum. Dizilerde oynadığım o daha popüler zamanlarda katalog ve reklam çekimleri, dublaj çalışmalarım oluyordu. Günümüzde de devam etmesi, kendimi o anlamda geliştirdiğimi görmek ve bunu çocukluk yıllarından başlatmış olmanın artısı olduğunu hissedebiliyorum. Şu an ajansımla beraber yürüttüğümüz projelerde de, kendi seçimlerim doğrultusunda global dahil olmak üzere keyif aldığım iş birlikleri içinde olmaktan çok keyif alıyorum diyebilirim.
Aslında şu an tam anlamıyla modellik olmasa da kendi profilim üzerinden, markalarla katalog çekimi tadında iş birliklerimiz oluyor. Daha farklı bir durum gelişirse, eskiden yer aldığım şekilde marka yüzü olmak gibi günümüzde de keyifle yapacağım şekilde tercihim yönünde yer almak isterim tabii ki.
2015 yılında başladı bu yolculuğun ilk adımları benim için. YouTube daha ön plandaydı, o zamanlar kanal açıp benim de takip ettiğim isimlerden ilham alarak video içerikleri yüklemek şeklinde başlamıştım. Daha sonra çeşitli markalarla tanışıp lansmanlara katıldım, iş birlikleri yapmaya başladım. O zamanlar bireyseldim her anlamda. O yıllarda influencer marketing kısmı, Türkiye'de kendini kanıtlamış o dönemin öne çıkan influencerları ile yeni yeni şekillenen bir zaman dilimiydi. Beş yıldır, bağlı olduğum ajansımla beraber ilerliyorum. Daha profesyonel ve keyifli bir seviyede günümüzde. Umarım bu sektör de diğer ülkelerde olduğu gibi gitgide daha da değer gördüğü seviyeye ulaşıyor olur. Okuduğum bölüm Endüstriyel Tasarım, oyunculuk geçmişim ve influencer kimliğimle beraber aslında birbirlerini besleyen bağlantıya sahip alanlar ve ben de bu çerçevede ilerliyor olmaktan memnunum. Belki film projemizle beraber oyunculuk kısmını da bunca sene ara vermişken, dönüş yapacağım başka projeler de olur.