MUHSİNE MERVE SAMIT
Deniz Uğur, yaptığı açıklamalar ve sosyal medya paylaşımları ile adından söz ettiriyor. Deniz Uğur, son dönemdeki en dikkat çekici projelerinden biri olan Prens dizisindeki rolüyle de izleyicilerin beğenisini kazanmış durumda.
Deniz Uğur, Prens dizisi 3. sezonu hakkında samimi açıklamalarda bulundu. Deniz Uğur'un Prens dizisiyle ilgili verdiği ipuçları heyecanlandırdı.
AKŞAM'dan Merve Samıt'a verdiği röportajda, kariyerinden, özel hayatındaki önemli anlardan bahseden Deniz Uğur, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Deniz Uğur, gelecekteki projeleri hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
Gazze'ye olan desteğiniz için sizi destekleyen birçok insan olduğu gibi eleştirenler de oluyordur. Bununla ilgili unutamadığınız bir anınız var mı?
"Gazze için konuşmak benim için bir vicdan borcu. İçimdekileri söylemesem gece başımı yastığa rahat koyamam. Eleştiriler de oldu "bize ne" diyenler oldu ama sevgi ve destek çok daha fazlaydı. Unutamadığım bir anım da şu: Bir anne bana mesaj attı ve dedi ki "Kızım seni izleyince, Gazze'deki çocuklar için dua etmeye başladı. Vicdanlı olmak bulaşıcıymış." Bu mesajı hiç unutmadım. Bazen bir söz, binlerce kalpte yankılanabiliyor."
Gazze'deki soykırıma karşı sanat dünyasından birçok isim sessiz. Sizce bunun sebebi nedir?
"Bu sorunun cevabı karmaşık... Kimi gerçekten korkuyor, kimi konumunu kaybetmek istemiyor, kimi de vicdanla konfor arasında sıkışıyor. Ama sanatın özü cesarettir. Görmemek, duymamak, bilmemek, aslında kendini kandırmaktır. Sanatçı toplumun önünde yürür; öyle olması gerekir. Sandığımız kadar çok sanatçı yokmuş demek ki."
3. sezonu başlayacak olan Prens dizisinde "Kadınlar çağı başlıyor" denildi. Bize biraz karakterinizden bahseder misiniz?
Bu sezon Prens dizisinde Osmanlı sahneye çıkıyor ve ben de 2. sezondan beri Macar Kraliçesi Mary rolündeyim. Gerçekten güçlü, karizmatik ve stratejik bir kadın karakteri canlandırıyorum. Politik zekâsı yüksek, ama aynı zamanda duygularını ustalıkla gizleyen ve gerektiğinde yıkıcı biri. Kraliçe olmak, sadece tahtta oturmak değil; aklı ve cesaretiyle kaderi yönlendirmek demek. Bu rol bana hem tarihî bir karakterin, hem de kadınlığın gücünü yaşatıyor.
Prens dizisinin yeni sezonunda izleyiciyi ne gibi sürprizler bekliyor?
"Osmanlı'nın hikâyeye dâhil olmasıyla Prens dizisine bambaşka bir soluk geldi. Tarih, entrika, aşk ve güç savaşları iç içe geçti. Set ekibi Prens dizisinin bu sezonun en renkli, en heyecanlı sezon olacağını söylüyor ve gerçekten çekimlerde bu enerjiyi hissettik. Yeni karakterlerin de girmesiyle konu çok renklendi. Ben de Kraliçe olarak taht oyunlarının tam ortasındayım; Giray müthiş bir yetenek, yani bol bol sürpriz var!"
Televizyonda son olarak 2022'de Bir Peri Masalı dizisinde rol aldınız. Kariyerinize dijitalden mi devam etmek istersiniz yoksa televizyonda mı?
"Ben hikâyeye inanırım. Hikâye başarılıysa her mecrada içinde olurum. Ama dijital, şu dönemde daha özgür ve yaratıcı projelere yer verdiği için doğal bir çekim alanı hâline geldi. Ana akım dizi yapacaksam hikayesi gerçekten etkileyici ve özgün olmalı."
Birçok isim dijitali çalışma konforundan dolayı tercih ediyor. Bu durum sizin için de geçerli mi?
"Evet, dijitalde tempo daha makul, set saatleri daha insani. Ama benim için en önemlisi anlatmak istediğim şeyin kalbime dokunması. Çalışma koşulları önemli ama bir karakterin, bir hikâyenin ruhuma değmesi daha önemli. İçinde bir buluş olmayan basmakalıp senaryoların içinde mutlu olmuyor insan."
Kökleri saraya dayanan sanatçıların da bulunduğu bir aileye mensupsunuz. Aile üyelerinizin bu konumu tarihe olan ilginize etkili oldu mu?
"Kesinlikle... O geçmişle gurur duyuyorum. Ayrıca benim iç dünyamda bir sorumluluk duygusu yarattı. Tarihe karşı derin bir bağlılık hissediyorum, daha da eskilere gitmeye çalışıyorum, araştırıyorum. Osmanlı'dan gelen güçlü gelenekler Cumhuriyet'le gelen yeniliklerle birleştiğinde ortaya çok katmanlı bir karakter yapısı çıkıyor. Bu da insanı zenginleştiriyor, çok yönlü yapıyor. Atalarımın bana bıraktığı en büyük miras, her koşulda dik durmak. Bize yakışan budur."
Geçtiğimiz yıl bir hastalık süreci geçirdiniz. O dönemi nasıl atlattınız, benzer süreci yaşayan kişiler için tavsiye vermek isteseniz; bu ne olurdu?
"O dönem bana sabrı, şükrü ve bedenimle dost olmayı öğretti. En zor zamanlarda eşim ve ailem, can dostlarım hep yanımdaydı. Beni sevenlerinden dua istemiştim; Duaların gücü öyle büyük ki... Mucize gibi kolaylıkla atlattım. Benzer süreçlerden geçen herkese söylemek isterim: Bedeninize kulak verin ama ruhunuza da güvenin. Şifa sadece tıpta değil, sevgide, inançta ve hayata tutunma isteğinde saklı."