HABER MERKEZİ
Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Kurucu Başkanı ve Türk sanat müziğinin öncü bestecisi Yıldırım Gürses'i vefatının 25. yıldönümünde düzenlenen anma programıyla andı. Törene MESAM Başkanı Recep Ergül, Başkan Yardımcısı Hakan Sarıca, Yönetim Kurulu Üyeleri ve MESAM Genel Sekreterliği'nin yanı sıra Gürses'in ailesi ve sevenleri katıldı.
MESAM Başkanı Recep Ergül, anma programında yaptığı konuşmada, Yıldırım Gürses'in hem Türk müziğine hem de eser sahiplerinin hak mücadelesine bıraktığı mirasın bugün hâlâ yol gösterici olduğunu belirtti.
Ergül, "Kurucu Başkanımız Yıldırım Gürses'in değerli evladı, benim de kardeşim, dostum Beyazıt Gürses'in bu geleneği kendi hesabına da sürdürecek olması ayrı bir güzellik. Biz bu geleneği 4 yıl önce başlattık; büyüklerimizi mezarları başında anıyoruz. Elbette hepsine yetişemiyoruz, yetişemediklerimizi sosyal medyadan anıyoruz ama ulaşabildiğimiz değerli büyüklerimizi sizlerle birlikte kabirleri başında anmaya devam ediyoruz. İşte ölmez eserler bu yüzden var; bu büyük isimler, yüz yıllar boyunca da anılmaya devam edecekler. Katılımınız için hepinize tekrar teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
MESAM Kurucu Başkanı Yıldırım Gürses'in oğlu ve MESAM Yönetim Kurulu Üyesi Beyazıt Gürses, anma programında yaptığı konuşmada duygusal mesajlar verdi.
Antalya'dan gelerek anmaya katıldığını belirten Gürses, bu buluşmaların kendisi için büyük bir anlam taşıdığını ifade etti:
"Bu saatlerde burada olmak, böyle bir anmada yer almak insanı hem duygulandırıyor hem de sorumluluk yüklüyor. Bu geleneğe yıllardır emek veriyorum; emeği geçen herkese özellikle teşekkür ediyorum. Meslekte on yılımı geride bırakırken, bu yolculuktaki her adımın ayrı bir kıymeti var. İnşallah babamın müzik mirasını, onun çizgisini ve değerlerini sizlerle birlikte daha da ileriye taşımak nasip olur. Hep beraber, aynı gönülle, aynı inançla... Katılan herkese teşekkür ediyorum."
21 Ocak 1938'de Bursa'da dünyaya gelen Yıldırım Gürses'in müzik yolculuğu henüz çocuk yaşlarda başladı. Babası Nasuhi Bey'in ut icrası ve ablası Cahide Hanım'ın ona eşlik ettiği şarkılarla büyüyen sanatçı, 7 yaşında ilk konserini verdi.
Genç yaşlarda elde ettiği başarılar onu kısa sürede Türkiye'nin dikkat çeken seslerinden biri hâline getirdi. 1951'de "Bursa Ses Kralı", 1959'da ise "Üniversitelerarası Ses Kralı" seçildi.
Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü'nü bitiren Gürses, eğitim hayatını sürdürürken bir yandan da profesyonel müzik çalışmalarına devam etti. Ankara Devlet Operası sınavını birincilikle kazanarak Türkiye'nin operatik sahnesine adım atan sanatçı, kısa bir süre sonra gerçek tutkusunun Türk sanat müziği olduğunu fark ederek bu alanda üretmeye yöneldi.
1965 yılında, sözü ve bestesi kendisine ait olan "Gençliğe Veda" ile Altın Mikrofon Yarışması'nı kazanan Yıldırım Gürses, sadece bir yarışmanın değil, Türkiye'nin gönlünü kazandı. Bu eserle çok sesli Türk müziği dönemini başlatan sanatçı, döneminin müzikal anlayışına yön veren figürlerden biri oldu.
Sonraki dönemde bestelediği "Son Mektup", "Bir Garip Yolcu", "Mazideki Aşk", "Bir Kırık Kalp", "Sonbahar Rüzgârları" gibi eserler Türk musikisinin en önemli klasiklerinden oldu.
1980'li yıllar, Yıldırım Gürses'in hem beste hem düzenleme hem de prodüksiyon olarak gücünü en yüksek seviyeye taşıdığı dönem oldu. Ajda Pekkan için hazırladığı "Affetmem Asla Seni" albümü Türk pop müziğine yeni bir soluk getirirken; albümde yer alan "Dertliyim Arkadaş", "Eller Eller", "Gül Dudaklım" gibi eserler unutulmazlar arasında yer aldı.
Emel Sayın ile sahnelediği "Neşe-i Muhabbet" müzikali ise döneminin en büyük sahne projeleri arasında yer aldı.
Sanat yaşamı boyunca ürettiği 400'e yakın beste ve 30'a yakın albüm, Yıldırım Gürses'in yalnızca bir ses sanatçısı değil, aynı zamanda Türk müziğinin yapıtaşlarından biri olduğunun göstergesi.
Oğlu Yıldırım Beyazıt Gürses, babasının mirasını şu sözlerle anlatıyor:
"Bir sanatçıyı ölümsüz yapan şey, eserlerinin her kuşakta aynı canlılıkla yaşamasıdır. Babam bunu başardı."
Yıldırım Gürses'in katkıları yalnızca müzikle sınırlı kalmadı. 1986 yılında kurulan MESAM'ın kurucu başkanları arasında yer alarak, Türkiye'de eser sahiplerinin haklarının korunması adına tarihi bir adım attı. Bu yönüyle Gürses, sanatçılar için telif bilincinin gelişmesinde öncü bir rol üstlendi.
18 Kasım 2000'de geçirdiği kalp krizi sonucu 62 yaşında hayata veda eden Yıldırım Gürses, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda sonsuzluğa uğurlandı. Bursa Kent Müzesi'nde, Müzeyyen Senar ve Zeki Müren ile birlikte kendisine ayrılan özel bölümde eşyaları ve fotoğrafları hâlâ sergileniyor.
Onun bıraktığı miras yalnızca melodiler değil; bir dönemin ruhu, bir kültürün hafızasıdır.
MESAM, Türkiye'de müzik eserleri sahiplerinin haklarını koruma, takip ve tahsil etme amacıyla faaliyet gösteren en köklü ve en geniş meslek birliğidir. Yerli ve uluslararası alanda telif haklarının korunması için çalışmalar yürütür; üyelerinin ekonomik, mesleki ve kültürel gelişimini desteklemeyi hedefler.