Unutulmaz öğretmen şiirleri, okullarda Öğretmenler Günü kapsamında yapılacak etkinliklerde öğrenciler tarafından okunacak. Öğretmenler; Bir ülkede eğitim ve öğretimin kaliteli ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi için en önemli kişilerdir. Yeni nesiller yetiştiren ve geleceğin mayası olan öğretmenler ile ilgili şiirleri bir araya getirdik. İşte geçmişten bugüne kadar gelen, Ünlü şairlerin kaleminden en güzel Öğretmenler Günü şiirleri
UNUTULMAZ ÖĞRETMEN ŞİİRLERİ
ÖĞRETMEN
A'dan başlar aydınlık,
Bir taş koyar bütün yapılarda temele öğretmen.
Soluğudur düşüncenin buğdaydan yalaza dek
Yeryüzünde ne varsa ondan gelmedir,
Yeryüzü ile el ele öğretmen
Göz gözdür o, uzakları görürüz
Ağızdır o, türkü söyleriz haykırırız günlerden.
Ulaşırız erdem üstüne, gelecekler üstüne biz hep
Çizer büyük değirmisini
Uç olur da gergele öğretmen.
Hey hey, burası bir dağ köyü, kurda kuşa
Bırakılmış göğün kıyısına bırakılmış
83 toprak ev, 83 acı duman,
Çoluğuyla, çocuğuyla 415 karanlık
Kurtulacağız, el ayak kurtulacağız,
Bir okul yapıla, bir gele öğretmen.
Bir ışık, bir ışık daha,
Gecelerin içindeki ejderlerle dövüşür
Nice istemeseler de, nice önleseler de,
Uyandırır toplumunu
İyiye, doğruya, güzele öğretmen.
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
KÖY ÖĞRETMENLERİ ŞİİRİ
Yurdumuz uçsuz bucaksız,
Gökte yıldız kadar köylerimiz var.
Ama uzak, ama harap, ama garipsi..
Alın benim gönlümden de o kadar.
Uzak köylerimizde kuşlar gibi
Her sabah çocuklar size uçar.
Ama küçük, ama büyüyen, ama güleç..
Alın benim gönlümden de o kadar.
Siz kara göklerin yıldızları,
Işıtın yurdumuzu sabaha kadar!
Ama düşe kalka, ama yiğit, ama umutlu..
Alın benim gönlümden de o kadar.
Çemişkezek'te, Patnos'ta, Malazgirt'te doğanlar!
Malazgirt'e, Çemişkezek'e, Patnos'a gitmezseniz,
Çocuklarınız öksüz kalır, yetim kalır,
Köylere ışık iletmezseniz.
Dağlara, vadilere, ovalara
Tesbihler gibi saçılmış köyler,
Rüzgara karşı bir bayrak,
Sevinçle türküsünü söyler.
Sevinçle türküsünü söyler
Bir idare lambası küçük, solgun.
En azından üçyüz pare dam
Umudu en azından üçyüz çocuğun.
Ve onlar saçları uzamış,
Çatlak ellerinde çıkınları,
Üç saat, dört saat ötelerden
Yorgundur, sessizdir akınları.
Ve onlar, yıldızlar gibi
Gözleri ışıl ışıl yananlar.
Oyuncak için değil, kağıt, kalem
Kitap için gizlice ağlayanlar.
Ve onlar aşıktan bilya,
Sopadan at yapanlar.
Kurt yavruları gibi, kuzular gibi
Dağ başlarını çınlatanlar.
............................Çemişkezek'te, Patnos'ta, Malzgirt'te doğanlar,
Bütün bunları düşünmelisiniz.
Yüce ırmaklar gibi sessiz, sürekli
Kağnılarla, arabalarla, kamyonlarla
Akıp köylere gitmelisiniz!
Cahit KÜLEBİ
BİR İLKBAHAR ŞİİRİNE BAŞLANGIÇ
Hava ne kadar güzel öğretmenim,
Yollar, ağaçlar, kuşlar ne kadar güzel.
Yeryüzü pırıl pırıl öğretmenim,
Gizlisi saklısı kalmamış dünyanın,
Nesi var nesi yoksa dökmüş ortaya
Bütün bitkiler, bütün hayvanlar, bütün taşlar
Sürüngenler, konglomeralar, serhaslar,
Hepsi, hepsi orada öğretmenim.
Ne olur biz de gidelim,
Burada kalsın kitaplar,
Burda kalsın iğneli karafatmalar,
Kollarından bacaklarından gerilmiş kurbağalar,
Burda kalsın hepsi.
Bomboş kalsın evler,okullar
Hapishaneler, hastaneler..
Öğretmenim, sevgili öğretmenim,
Sırtımıza alırız hastaları,
Kimbilir ne özlemişlerdir kırları.
Ya mahpuslar?
Ne sevinirler kim bilir,
Sarılıp sarılıp öperler adamı...
Cevdet ANDAY
ÖĞRETMENİM
Bütün karanlığın ulu güneşi,
Her gece gönlüme dol öğretmenim.
Kim ki çıkmak ister ömür dağına,
Ancak senden başlar yol öğretmenim.
Hep çürüsün sana küfreden diller,
Kökten kopsun sana taş atan eller,
Senden küçük güzellikler, güzeller,
Sendeki bir başka hal öğretmenim.
Satır satır düşüncemde kanımsın,
Kanımın içinde başka canımsın,
Yaradandan sonra küçük tanrımsın,
Sende hikmet, kudret bol öğretmenim.
Adaletin A harfini sen yazdın,
Zorluklaları sen öğrettin, sen çözdün,
Hesabı keşfettin, atomu ezdin,
Sana tüm engeller kul öğretmenim.
Sen ağlarken ya ben nasıl güleyim?
Rehbersiz menzili nasıl bulayım?
Eline, gönlüne kurban olayım,
İşte bir canım var, al öğretmenim.
Mahzuni sızlanır övgüm az diye,
Benden neler çektin, oku, yaz diye,
Gene yatır dizlerine saz diye,
Beni ölene dek çal öğretmenim...
AŞIK MAHZUNİ ŞERİF
Çocuklarım
Yoklama defterlerinden öğrendim sizi ,
Benim haylaz çocuklarım !
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım ;
Koltuğunda satılmamış gazeteler?
Dumanlı bir salonda
Kendime göre karşılarken akşamı ,
Nane şekeri uzattı en tembeliniz?
Götürmek istedi küfesinde
Elimdeki ıspanak demetini
En dalgını sınıfın !
İsterken adam olmanızı
Çoğunuz semtine uğramaz oldu mektebin
Palto , ayakkabı yüzünden
Kiminiz limon satar Balıkpazarında
Kiminiz tahtakalede çaycılık eder ;
Biz inceleye duralım aç tavuk hesabı ,
Tereyağındaki vitamini
Ve kalorisini taze yumurtanın
Karşılıklı neler öğrenmedik sınıfta,
Çevresini ölçtük dünyanın,
Hesapladık yıldızların uzaklığını
Orta Asya?dan konuştuk laf kıtlığında
Neler düşünmedik beraberce
Burnumuzun dibindekini görmeden
Bulutlara mı karışmadık.
Hazan rüzgarında dökülmüş
Hasta yapraklara mı üzülmedik.
Serçelere mi acımadık, kış günlerinde
Kendimizi unutarak!
RIFAT ILGAZ
ÖĞRETMENİM
Bana neler öğretmiştin,
Unutmadım öğretmenim.
Ama gel gör yine adam
Olamadım öğretmenim.
Ezberledim hep dersini,
Yaşattılar hep tersini,
Mutluluğun adresini,
Bulamadım öğretmenim.
İnsanlığın adı para,
Bu hayatın tadı para,
Ne gerek var kitaplara,
Anlamadım öğretmenim.
Hani doğru bükülmezdi,
Hani haklı ezilmezdi,
Hani dağlar yıkılmazdı?
Yıkıldım ben öğretmenim.
Defter başka, kalem başka
Yaşadığım alem başka
Şöyle güzel, gerçek aşka
Düşemedim öğretmenim.
Saygı dedim, anlayan yok
Vefa dedim, tanıyan yok
Dostluğu da bir bilen yok
Göremedim öğretmenim.
Her şey yerli yerinde mi,
Bütün sırlar derinde mi,
Suç bende mi, evrende mi?
Bilemedim öğretmenim.
Sakın gitmesin ağrına,
Bir hevesim yok yarına,
Utanacımdan mezarına
Gelemedim öğretmenim.
Affet beni öğretmenim...
Ahmet Selçuk İLKAN