İstanbul Tuzla'da kan donduran bir saldırı sonucu hayattan koparılan genç avukat Dilara Yıldız'ın ölümüne ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı.
PIRIL PIRIL BİR AVUKATIN KORKULARI, DİRENİŞİ VE ÇIRPINIŞLARI 76 SAYFAYA SIĞDIRILDI...
Avukat Dilara Yıldız ayrılığı hazmedemeyen takıntılı eski nişanlısı tarafından geçen yıl ocak ayında Tuzla'da bir restoranda katledildi. Tabancadaki tüm mermileri genç avukatın başına boşaltan Oktay Dönmez, geçen ay "tasarlayarak öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve çeşitli suçlardan 20 yıl hapse çarptırıldı. Davayı karara bağlayan İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi takıntılı nişanlıya verdiği hapis cezasının gerekçesini hazırladı.
Türkiye'nin gündemine oturan korkunç olayda mahkeme 76 sayfalık gerekçeli kararında, ayrılığı kabul edemeyen Oktay Dönmez'in Dilara Yıldız'ın peşini bırakmadığı, sürekli arayıp mesaj gönderdiği ve barışma için ısrarcı olduğunu anlattı.
Koruma kararı aldıran Yıldız'ın Samsun'daki ailesinin yanına gittiği sırada Oktay Dönmez'in genç kadının evine çilingirle kapıyı açıp yerleştiğini anlatan mahkeme, "Maktulün bilgisi dahilinde ikametine girdiği yönündeki savunmasına itibar edilemez, kendisini suçtan kurtarmaya çalışıyor" dedi.
Tarafların birkaç gün sonra evde karşılaştığını da aktaran mahkeme, sanığın Yıldız'a yanında bulunan tabanca ve kelepçenin korkutucu etkisiyle 95 bin dolarlık senet imzalatmaya çalıştığını belirtti. Daha sonra iki ismin restorana gittiği ve bu sırada genç avukatın dudak işaretleriyle garsona mesaj vermeye çalıştığı anlatılan gerekçeli kararda, garsonların aile meselesi olduğunu düşünerek müdahil olmadıkları da ifade edildi.
ÇIRPINIŞLARINA RAĞMEN ŞARJÖRÜ BOŞALTTI
Dilara Yıldız'ın kardeşini de arayıp tehlikede olduğuna dair konuşmalar yaptığı, kız kardeşinin de polisleri arayarak durumu anlattığı aktarılan kararda, polislerin de Yıldız'ı aradığı anlatıldı.
Saldırganın "bana attığı mesajlar nedeniyle haksız tahrik altındaydım" savunmasına itibar edilmediğini belirten mahkeme, "Maktulün mesajları, sanığın hakaret ve tehditlerine, huzurunu bozmaya yönelik davranışlarına tepki olarak kabul edilmeli. Haksız tahrik uygulanmasını gerektirir sebep yok" dedi.