TRT Haber
Savunma uzmanları geçtiğimiz günlerde yapılan test atışının, hem Türk savunma sanayiinin gelişimi hem de dünya genelinde ses getirecek işlere imza atılmaya devam edileceğinin gösterilmesi açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı.
Böylece Türkiye, normalde karadan karaya atılmak üzere üretilmiş bir balistik füzeyi SİHA'dan ateşlemeyi başardı.
Bu durum sadece Türkiye için değil dünya harp doktrini için de son derece kritik bir yenilik olarak tarihe geçti.
UKRAYNA SAVAŞI İYİ BİR ÖRNEK OLDU
Savunma Sanayii Araştırmacısı Yusuf Akbaba Akıncı'dan TRG-230-İHA füzesinin ateşlenmesinin neden önemli olduğunu ve sürece dair beklentilerini anlattı.
Akbaba, Günümüz muharebe sahasında çok sayıda kullanabileceğiniz, maliyeti uygun ve hedef üzerinde etki sağlayabileceğiniz roket/füze gibi mühimmatın son derece önemli olduğunu belirtti.
Ukrayna-Rusya arasındaki savaşın çok iyi bir örnek olduğunu belirten Akbaba, Gelişmiş ama oldukça pahalı füze stoklarının azalmasının ne anlama geldiğini bu süreçte çok yakından görüldüğünü ifade etti.
AKINCI TİHA DAHA DA 'ÖLÜMCÜL' OLDU
Türkiye'nin TRG-230-İHA hamlesi ile aslında tam da bu noktada önemli bir kazanım elde ettiğine vurgu yapan Akbaba, "Kısa sürede yüksek adetlerde üretebileceğiniz, maliyeti pahalı olmayan, hedefi büyük bir hassasiyetle yok eden bir füzeyi insansız hava aracından atabiliyorsunuz. Neresinden bakarsanız bakın son derece kritik bir kabiliyet." dedi.
Akbaba, Akıncı TİHA'nın zaten maliyet etkin bir platform olduğunu belirtirken, bir de maliyet etkin süpersonik güdümlü topçu roketinin entegrasyonuyla kıymetli hedefler için daha da ölümcül olduğunu ifade etti.
DÜNYADA ÇOK AZ SAYIDA ÜLKE BU KABİLİYETE SAHİP
Bu noktada başka bir sorunun daha cevabını merak ediyor ve dünyada benzer bir konsepti uygulayan ülkeler olup olmadığını soruyoruz Akbaba'ya...
Öncesinde Türkiye için ayrı bir değerlendirmede daha bulunuyor ve "Elimizde yağ vardı, şeker vardı, un vardı sadece helva yapmak kalıyordu. Sonunda o helva yapıldı." bilgisini paylaşıyor.
Çok sayıda atış yaparak düşman savunma unsurlarını sature edecek, daha net bir ifadeyle artık cevap veremez hale getirecek bir konsepti Türkiye haricinde İsrail ve İran'ın denediğini de sözlerine ekliyor.
"AKINCI ALAN ÜLKELER BU FÜZEYİ DE MUTLAKA İSTEYECEKTİR"
Yusuf Akbaba, teknik bazı detayların ardından sürecin ihracat potansiyeline de değiniyor. Türkiye'nin TRG-230-İHA ve Akıncı ikilisiyle dünyada bir elin parmaklarını geçmeyen ülkelerin sahip olduğu kapasiteye ulaştığını söyleyip, devam ediyor:
"TRG-230, Karabağ Savaşı'nda sahada düşman unsurlarına karşı kullanılmıştı. Azerbaycan Ordusu'nun büyük beğenisini kazandı. Azerbaycan'ın Akıncı TİHA tedarik ettiğini göz önünde bulundurarak TRG-230-İHA füzesini de almasını bekliyorum. Azerbaycan haricinde Akıncı TİHA alan diğer ülkeler de TRG-230-İHA'yı talep edecektir. Yaklaşık 150 kilometre menzile ulaşan süpersonik bir mühimmata bütün kullanıcılar sahip olmak ister.
TRG-230-İHA'nın menzili yüksek. Katı yakıtlı olması sebebiyle BUK, S-300 ve Patriot gibi hava savunma sistemlerine karşı etkili olacak. Burada BUK ve S-300 çok önemli. Çünkü Türkiye'ye ya da dost ve kardeşlerine hasmane tutum sergileyen çok sayıda ülke bu sistemlere sahip.
Hava savunma sistemleri haricinde düşmana ait kritik üs ve merkezler de TRG-230-İHA'nın hedefi olabilir. Ayrıca gerekli koşullar sağlandığında düşman donanma unsurları da yine aynı füzeyle çok ciddi biçimde vurulabilir."
DAHA KÜÇÜK HEDEFLERİ İÇİN YENİ ATIŞ YOLDA
TRG-230-İHA her ne kadar ucuz bir füze olsa da Türkiye'nin daha küçük hedefler için farklı bir yol haritası olduğunu öğreniyoruz.
Akbaba bu noktada daha küçük hedefler için daha yoğun sature atış yapılabilecek TRG-122-İHA mühimmatına dikkat çekiyor ve TRG-122-İHA güdümlü topçu roketinin de yakın zamanda Akıncı TİHA'dan atılacağı bilgisini veriyor.