Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sözcü Kalın'ın açıklamalarından satır başları:
2018 mitingini gördüm ama burası da başka bir şekilde doluydu. Atatürk Havalimanı'nda saatlerce insanların bayraklarıyla durması, o insanların sevgisini, coşkunu görmek hakikaten çok güzeldi. Bunu Ankara mitinginde de gördük.
ERZURUM OLAYLARI
O zaman ben de televizyon programındaydım. O gün biz de bunu kınadık. O gün birçok unsur bir araya gelmiş, hata üzerine hata yapılmış. Bakın Erzurum'dan önce Hüda-Par'a saldırı oldu. Dün Gaziantep'te CHP'li olan bir kişi de havaya birkaç kez ateş açmış. Sinan Oğan'a saldırı olmuş. Bunların hiçbirisi tasrif edilir şeyler değildir. Hangi partiye olursa olsun bunların hepsini kınıyoruz. Ancak burada herkes kendi partilisini sükunete davet etmeli. Burada liderlere de çağrıda bulunuyorum. Burada bazı kesimlerin Erzurum saldırısı günlerce gündem de tutarak diğerlerinin kınanmaması burada bir tutarsızlık söz konusu. Böyle konularda ilkeli bir duruş sergilenmeli. Diğer saldırıların da kınanması için daha yüksek sesli bir tepki bekleriz haliyle. Bize saldırı olduğunda büyütelim diğerlerine saldırı olduğunda talihsiz bir kaza olmuş demeyelim. O akşam bakın biz bunu kınadık, tasvip etmediğimizi söyledik. Ama bazı sanatçılar, muhalefete yakın isimler çıktılar çağrılarda bulundular tabi bunu saygıyla karşılıyorum ama diyorum ki diğer partilere karşı da saldırı olduğunda böyle bir şey yapalım, tepkimizi ortaya koyalım.
SİYASETTEKİ 'KASET' İDDİLARI
Bunlar siyasetin zeminini kirleten şeylerdir. Bu işleri ilk başlarda kimin yaptığını biliyoruz. FETÖ'nün yaptığı şeyler. Özellikle Muharrem İnce'yi adaylıktan çekilmesi için böyle bir yöntem sergiliyorlar, Millet İttifakı'na katkı sağlayacaklarını düşünüyorlar. Sayın İnce bu yola çıkmasın diye öncelikle ona farklı şekilde argümanlar dile getirdiler. Ancak bu bir müddet sonra karakter suikastine dönüştü. Ona yeni bir şey eklendi. Kamuoyunda belli kanaat önderlerinin baskısından sonra yeni bir şey yapıldı. Sayın İnce'nin adaylıktan çekilmesini sağlamak ya da ona oy verecek insanları etkilemek için yalan ve iftiralarla karalama kampanyaları yapıldı. İnce'nin burada son derece haklı bir serzenişi var.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun da kendisiyle alakalı yaptığı bir konuşma da benimle ilgili kaset çıkabilir dedi. Burada böyle bir şey sunuyorsanız bir belge ya da argüman sunmanız gerekir. Siyasi bu yöntemle kirletmeye çalışanlara yönelik bir tepki olarak bize böyle gelmeyin olarak yorumladım. Kemal bey bir şey dedi. 17-25 Aralık'ta da böyle bir şey yapıldı dediniz. O zaman herkes de bunu sokaklarda, meydanlarda niye dinlettirdiniz diye sordu. Bunların hepsi FETÖ'nün Türk siyasetini karalamak için toksitleştirmek için yaptığı şeylerdir. Bunlardan arındıralım, siyaseti temiz tutalım.
Economist dergisi kampanya yapar gibi slogan atıyor. Mesela bir süredir karalama kampanyası yapıyor ancak ben bunların seçmenin yönelimini etkileyecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. Gerçeklikten ayrılmamak gerek. Ben Economist'in o yazdığı dilin arkasında yatan şeyin ne olduğunu bildiğimi düşünüyorum. Türkiye'ye kendilerine göre bir rol biçiyorlar. Burada diyorlar ki yeni hükümet batıyla arasını iyi tutacak diyor. Bu ne demek oluyor; Karadeniz'de Akdeniz'de bizim çizdiklerimizin dışına çıkmayacaksın, Azerbaycan'ın yanında bu kadar Ermenistan'ı tedirgin edecek şekilde durmayacaksın diyor, bunları istiyorlar. Economist dergisi yaklaşık 1 hafta 10 gündür bir algı yönetiyor. Bir Türk vatandaşı olarak ben bundan rahatsız oluyorum. Ben diyorum ki iktidarı ile muhalefeti ile buna karşı koyalım. Milli duruş bunu gerektirir. Bu kadar agresif saldırgan bir tutum, ben başka yerde göremedim.
Biz ne istiyoruz, Cumhurbaşkanımızın ben yıllardan beri yanındayım. Cumhurbaşkanımız, ben göz hizasında eşit aktör istiyorum diyor. Sizden ben bana şunu yapın bunu yapın demiyorum diyor.
Bu dergilerle ilgili Cumhurbaşkanımızı bilgilendiriyoruz ama bunlar Cumhurbaşkanımızın muhattap alacağı şeyler değil. Benim bizim lehimize manşet attıklarında da tavrım aynı oluyordu. Türkiye Cumhuriyeti kendi iç siyasetini de dış siyasetini de kendi içindeki dinamiklere göre belirler.
PKK'nın bir terör örgütü olduğu konusunda bir tavır alıyorlar mı almıyorlar mı? Burada temel konu bu oluyor. HDP'nin de ötesine geçiyorum ben. PKK'nın bizzat yöneticileri çıkıyor Kılıçdaroğlu'na destek yayınladığını söylüyor. Kandil bu açıklamaları yapıyor. Ardı ardına geliyor bu açıklamalar yeni de değil. Daha da ileri gidiyorlar Öcalan'ın serbest bırakılması için Millet İttifakı'nı kastederek kazanması gerekiyor diyorlar.
'BİZİM MİLLİ ÇIKARLARIMIZ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA BİZ DURUŞUMUZU NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYARIZ'
Kılıçdaroğlu'nun Batı'ya teslim olan bir perspektifi var. Kılıçdaroğlu katıldığı programda ben iktidara gelirsem Rusya'ya yaptırımlar uygulayacak, Batı'dan yana olacağım diyor. Rusya savaşında biz yaklaşık bir buçuk yıldır, iki tarafı da bir araya getiren tavrı sergilemeseydik bugün tahıl anlaşması yapılabilir miydi, esir takası yapılabilir miydi? Biz batı gibi Rusya'ya yaptırım yapan ülkeler arasında girseydik bugün Türkiye'nin konumu ne olurdu? Bakın şu anda gerçekten orada savaşın sona ermesi için mücadele eden birkaç ülkeden birisiyiz. Mesele sadece tahıl anlaşması, esir takası değil. Bakın ilk görüşme Türkiye'de yapıldı, Zaporijya Nükleer Santrali'nin korunmasında etkili olduk. Biz Batı'nın baskısına karşı geldik. Burada öyle olsaydık Türkiye'ye bir katkımız olabilir miydi? Rusçuların öne sürdüğü biz Avrasyacılığı da reddediyoruz. Biz Türkiye'de Türk Devletleri birliğini kurduk. Bizim Avrasyacılığımız da Türk devletleri ile bir araya gelmek yer alıyor. Ruslar Rus merkeziyetçi bir Avrasyacılığını öne sürüyorlar. Biz bunu da reddediyoruz. Bizim milli çıkarlarımız söz konusu olduğunda biz duruşumuzu net bir şekilde ortaya koyarız.
'TÜRKİYE AYNI ANDA 3-4 TERÖR ÖRGÜTÜYLE BİRDEN MÜCADELE EDEN İTTİFAK ÜLKELERİNDEN BİRİ'
Bir ülkenin devlet olduğunu göstermenin en nihai, sonucu savunma sanayinde gösterdiği gelişmedir. Biz NATO Genel Sekreteri'nin söylediği şekilde söyleyeyim Türkiye aynı anda 3-4 terör örgütüyle birden mücadele eden ittifak ülkelerinden biri. Biz Karabağ Savaşı'nda bunu gördük. SİHA'lar yeni bir savaş taktiği geliştirdi. Bunlarla guru duymamak mümkün mü. Türkiye o kadar büyük bir caydırıcılık gücüne ulaştı ki. Şimdi ona müdahale edeceğiz, Buna dokunacağız diyorlar. Bu konuyu politize eden muhalefet. Ülkemizde TEKNOFEST'i ortaya çıkarmışlar en gurur duyuyorum. Ben gittim sadece buradakine gittiğimde de değil Azerbaycan'daki TEKNOFS'te de gençlerin ilgisi yoğundu. Bunlar ülkemizin gurur vesilesi olan ürünler. Bunları atında çok büyük bir ekosistem var. Bunun en önemli ürünlerinden bir de Togg. Bu gündeme geldiğinde bazı çevreler bizimle alay ettiler. Bu tür kritik konularda yapamazdınız, 'yaptırmayız' dediler. Şimdi Türkiye buralarda kabuğunu kırıp muazzam gelişmelere neden oluyor. 1 Mayıs itibarıyla vatandaşlarımıza teslimat başladı. 180 bin küsür başvuru oldu. Mustafa Varank Bey başvurdu ama kendisine çıkmadı. Vatandaşlara teslim edilmeye başladı. Gurur duyulacak bir araç. Sahiplenme duygusu sadece TOGG'da değil TCG Anadolu gemisinde de öyle yer alıyor. Aynı şey Teknofest'de SİHA'larımız, İHA'larımıza da oluyor. İnsanımız kendisinin olanın hassasiyetini yaşıyor orada. Bu benim ülkemin gururu diyor. Bu benim mühendisimin gururu diyor.
'BİRİNCİ TURDA KAZANACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM'
Z kuşağı o kadar dinamik bir nesil ki. Çok daha renkli karma bir yapıları var. Ben bazılarında görüyorum, içlerinde çok farklı renkler var. Bizim çok genç bir nüfusumuz var. Bizim gençlerimiz farklı dünyaları takip eden gençler. Ben o neslin kendilerine verilen krediden daha zeki olduklarını düşünüyorum. Süreklilik içinde değişim istikrar içinde büyüme bence 20 yılık iktidarın en büyük kazanımlarından bir tanesi bu oldu. AK Parti seçmeni de bunun devamlılığını istiyor.21 yıllık bir iktidarın yaptıklarını anlatmak zor oluyor. Gelecek perspektifimiz bu 20 yılda yapılanların üstüne koyuluyor. O kadar farklı kadar çok şey yapıldı ki onlarca program ilan edildi, duyuruldu. Cumhurbaşkanımızla ilgili gençlerle olan diyaloglarıyla o kadar güzel anekdotlar oluyor ki. Son tahlilde onlar seçimlerini verecektir. Son 8-10 ay içeresinde ekonomik daralma yaşadık bunun çözülmesi içinde birçok adım atıldı. Bu kısmi bir rahatlama sağladı. Yapılacak çok şey var. Yeterli değil vatandaşımızın hayat pahalılığını çözmek en temel meselemiz. Vatandaş, benim gördüğüm, bir sorun var ama bunu çözecek yine Tayyip Erdoğan'dır diyor. Burada hem son önemde atılan adımlarla bir güven var. Ben inşallah birinci turda kazanacağımızı düşünüyorum, bizim elimizdeki verilerde bunu söylüyor.