Nurcan Demircioğlu anlattı! ''Bilinçaltı temizliği geçmişi silmek değil''

Son dönemde popüler hale gelen 'bilinçaltı temizliği'ni işin uzmanına sorduk. Uzmanı uyardı: Bu yöntem korkulara yüzleşmek, stres ve endişeye neden olan duygularla savaşmayı öğrenmek üzerine kuruludur. Geçmişi hiç kimse ne zihninizden, ne de ruhunuzdan silemez!

RÖPORTAJ: YASEMİN İLAN

'Bilinçaltı temizliği nedir?' merak ettik uzmanına sorduk. Üst düzey Yaşam Koçu, İlişki-Evlilik ve Eğitim Koçu Nurcan Demircioğlu anlattı! Demircioğlu bilinçaltı temizliğinin ne anlama geldiğini şu sözlerle açıkladı: "Bilinçaltına gömülü duyguları, düşünce, karar ve hedeflerini bilinç düzeyine çıkarmak üzere, kişinin çatışmalarına özel hazırladığımız güçlü sorularla bilinç düzeyine çıkarmaktır. Süreç, en doğru bilgilerin zihne iletilmesiyle, kişinin bu bilgileri hayatına aktarmak üzere göstereceği gayret ve disiplin sonucunda, yaşanmış çatışmaların sebep olabileceği ruhsal olumsuzluklarla beraber; varsa bedensel rahatsızlıkların çözüme ulaşmasıyla son bulmaktadır."

YARALARA FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI

"Bilinçaltı temizliği asla geçmişi unutmak olarak nitelendirilmemelidir" diye uyaran Üst düzey Yaşam Koçu Nurcan Demircioğlu şunları dile getirdi: "Yaşanmışlıkların zihinden silinmesi ya da unutulması ne zihinsel, ne de duygusal anlamda mümkün değildir. İçinde tehlike, stres, endişe ve çaresizlik barındıran yaşanmışlıkların kişide açtığı derin yaralara farklı bir bakış açısıyla yaklaşmasını sağlamak ve bu olumsuzlukların faydalarına odaklanmasına yardımcı olmaktır."

SÜRESİ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİR

'Kaç seansta bilinçaltı temizliği istenilen sonuca ulaştırır?' şeklindeki sorumuza karşılık Nurcan Demircioğlu şöyle bir açıklama yaptı: "Bilinçaltı ve travma temizliği sınırı belli olmayan bir yolculuktur. Süreç kişiden kişiye ve yaşanmışlıkların derinliğine bağlı değişir. Algı ve direnç, süreci olumlu veya olumsuz etkilemektedir. Kişilerin tutucu veya özgür düşünce tarzı hatta yaşı bile fazlasıyla etkilemektedir. Zihinsel olarak geçmişle bağımızı kesmeye gönüllü olmakla, acı, kayıp ve tüm yaslarımızla barışmak süreci kısalttığı gibi olumlu sonuçlar almamızı sağlamaktadır. Fakat tam tersi yaşanmış tüm zorlu ve acı veren anılarımızdan hiç yaşanmamış gibi kaçmak ya da kabul etmekte direnç göstererek bilinçaltına gömmek süreci uzatmakla kalmaz; travmalara dönüşen duygusal yaşanmışlıklar, bedende ilgili organa rahatsızlık olarak indirgenebilir."

KENDİMİZE KARŞI GERÇEKÇİ OLMALIYIZ

"Kişi geçmişte deneyimlediği olumsuz yaşanmışlıklarından arınıp özgürleştiğinde, benliğinin derinliklerinde kendiyle etkileşim kurmayı, kendini anlamayı ve kendi öz değerinin farkına varıyor. Çünkü kendimizi savunamayıp, gerçek karakterimizi ve asıl biz'i ifade edemediğimizde kendimizi en çok bizler yaralıyoruz" diyen Nurcan Demircioğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Hep başkalarının olmak istediği gibi olma gayreti aslında en çok kendimize karşı sahtekar olduğumuzu göstermektedir. Ve bizler kendimize karşı yeterince dürüst olduğumuzda duygu ve düşüncelerimizin değerini fark ettiğimizde ruhen, zihnen ve bedensel anlamda sadece iyileşiriz. Beden işlevselliğini tam olarak icra ederek aldığımız soluktan tutun bedenimizdeki her hücre ve tüm organlarımız sadece sağlıklı olur."

FOBİLERDEN KURTULMANIN PRATİK YOLU

'Korku ve fobilerimizden kurtulmanın pratik yolları var mı?' şeklindeki sorumuza karşılık Yaşam Koçu Nurcan Demircioğlu şu tüyoları verdi: "Söz konusu fobinin temelinde yatan asıl duyguyu bulup; bilinçaltımızda oluşan korkuyu programlayan travmanın çözümüyle fobilerden kurtulmak mümkün olabilir. Bilinçaltı bizim ve ebeveynlerimizin duygu ve düşüncelerini barındıran bir kayıt cihazı gibidir. Korkularımızı sembolize eden varlık ve canlılarla ilişkili bir fobiyi kabul etmek çözüme doğru attığımız ilk adım olabilir. Sonrasında travmanın tespit edilmesi ve bu travmanın bizde yarattığı duyguyu anlamlandırmak ve bu korkunun bize vermek istediği mesajı almakla çözmemiz gereken sorunumuza ulaşabiliriz."

SEMBOL OKUYUCULUĞU NEDİR?

Sembol okumanın da eğitimlerini veren Nurcan Demircioğlu'na 'sembol okuyuculuğu nedir?' sorusunu yönelttik. Demircioğlu şunları dile getirdi: "Semboller ya da Sembolizm evrensel yasa, bilgi ve fikirleri açıklayan somut veya soyut işaretler olarak tanımlanabilir.

Semboller bize, doğaya hatta varoluşa özgü anlatılmak istenen mesajların en sade ve en yalın şekilde küçücük çizim ve işaretlerle bize verilmesidir. Evrendeki tüm varlık ve canlılarla beraber, nesne ve cisimlerin de bir anlamı, vermek istedikleri bir bilgi ve bu bilgilere bağlı almamız gereken mesajları vardır. Sembol okuyuculuğu ise kadim ilimlerin yetiştirdiği alimlerin bize ulaştırdığı bilgileri anlama yetisine sahip olmak anlamına gelir. Sembolleri okumak, okuyan kişinin hayal gücünün de eşlik etmesiyle o sembolün anlamı daha da güçlenebilir. Varoluş ve Semboller adı altında vermekte olduğum eğitimlerle, doğadaki sembolleri anlamlandırabilmek ve rüyaları yorumlayabilmek üzere bilgi aktarımı yapmaktayım. Fakat alınan her eğitim ve öğrenilen her bilgiye kişinin hayal gücünün eşlik etmesi, konu ne olursa olsun yapılacak yorumun anlamı ve kazanacağı değer bakımından çok mühimdir."