Dünyanın yedi harikasından birisi olan Mısır Piramitleri ile ilgili yeni bir araştırma çalışması yayınlandı. 20. yüzyılın başlarına kadar dünyadaki en büyük yapay yapı olarak kabul edilen ve M.Ö 2500'lü yıllarda inşası gerçekleştirilen Mısır Piramitleri günümüzde hala gizemini koruyan yapılardan bir tanesidir.
Bu gizemli yapıların yapımında kölelerin, on binlerce vasıflı işçinin hatta uzaylıların çalıştığı iddia edilmiş ve günümüze kadar birçok teori ortaya konuldu. Bir gruba göre inşa ekibi hiyerarşik bir şekilde organize edilmişti; 100.000 kişilik iki gruptan oluşuyordu ve her grup kendi içinde zaa ya da phyle adı verilen 20.000 kişilik gruplardan oluşuyordu.
Yapılan bir çalışma Mısır Piramitlerinin yapımında Nil Nehri'ndeki uzun bir kanalın kullanıldığını ortaya koydu. Bu çalışma 4 bin yıldan daha eski bir papirüsteki metin tarafından da desteklendi.
Ntv'nin haberine göre; Khufu olarak bilinen Nil'in uzun süredir kayıp olan bir kanalının, Büyük Giza Piramidi'nin bulunduğu yere yakın bir yerde aktığını ve MÖ 600 civarında kurumadan önce piramidini inşa etmek adına 2,3 milyon taş bloğu taşımak için kullanıldığını gösterdi.
Yeni keşif, Giza'nın karşısındaki kayalıklardan blokları taşımak için Nil'i kullanan ve piramitleri inşa etmek için Kızıldeniz'den gelen tekneleri tasvir eden 4 bin yıldan daha eski bir papirüsteki metinle desteklendi.
Çin ve Mısırlı meslektaşlarıyla birlikte çalışan Fransız araştırmacılardan oluşan bir ekip, piramitleri çevreleyen kaya katmanlarını analiz ederek, Khufu kanalının aktığı zaman aralığını ortaya çıkardı. Kanalın bir zamanlar Giza'ya ulaşacak kadar büyük olduğunu belirlendi.
Araştırmacılar, Nil'in bu kolu olmasaydı, 4 bin yıllık piramitlerin inşa edilmesinin imkansız olduğunu söylüyor. Eski Mısırlıların, o günün koşullarında, ağırlığı 15 tona kadar ulaşan taş blokları 800 kilometre uzağa taşımasının başka bir yolu olmadığı belirtiliyor.
Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Büyük Giza Piramidi MÖ 2550'den MÖ 2490 yılına kadar kadar üç firavun tarafından inşa edildi. 3 piramitten oluşan nekropülündeki en yüksek olanı Firavun Khufu, daha küçük olan ikisi oğlu Firavun Khafre ve ön piramitler Firavun Menkaure yönetimi altında inşa edildi.
Ancak bunun tam olarak nasıl gerçekleştiği, yıllarca dünyanın en büyük gizemlerinden biri olarak kaldı. Şimdi, arkeologlar bunun Nil'in artık yok olmuş bir kolundan taşların teknelerle yüzdürülerek gerçekleştiğini ortaya koydu.
Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışma kapsamında araştırmacılar, Giza bölgesinde 8 bin yıllık akarsu varyasyonlarını yeniden oluşturmak için polenden türetilen bitki örtüsü modellerini kullandı. Ekip ayrıca bataklık bitkilerinin, yumuşak ıslak topraklarda ve göl kenarlarında yetişen yarı sucul bitkilerin bölgedeki kalıntıları aradı. Sonuçlar, Khufu kanalınıni bölgede yeterince uzun süre yüksek seviyelerde kaldığını gösterdi.
Çalışma, ayrıca binlerce yıl önce bu taşları taşımak için kullanılan limanın Nil'in 7 km batısında olduğunu belirledi. Bu mesafe önceki teorilerde oratya konulan 800 km'den oldukça kısa.
Çalışmanın yazarları, "Sonuçlarımız, Giza'daki su kaynaklarının, Doğu Afrika'nın Güneş ışığına bağlı kuraklaşmasına yanıt verdiğini ve en düşük Nil seviyelerinin Hanedan Dönemi'nin sonunda kaydedildiğini gösteriyor. Khufu kanalı, Khufu, Khafre ve Menkaure dönemlerinde varlık gösterdi ve inşaat malzemelerinin Giza Piramit Kompleksi'ne taşınmasını kolaylaştırdı" değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan, Giza piramitleri her biri ortalama 2,5 ton olan kireçtaşı ve granitten yapılmış 2,3 milyon blok içeriyor. Ancak taşların önce kesilip daha sonra bölgeye nakledildiğine inanılıyor.
MÖ 484-425 yılları arasında yaşamış olan antik Yunan tarihçi Herodot, Giza piramitlerini tamamlamanın 20 yıl sürdüğünü ve inşaatta 100 bin kişinin çalıştığını belirtti. Mumyalanmış kalıntılar ve bir zamanlar piramitlere gömülen değerli eşyalar mezar soyguncuları tarafından çalındı ve yapılar binlerce yıl içinde hasar gördü. Arkeologlar, bu nedenle dev yapıların şu anda ilk inşa edildiklerinden çok daha küçük olduğunu belirtiyor.