İsrail'den itiraf gibi analiz: Türkiye bir üst seviyede

İsrail merkezli Maariv, Bayraktar AKINCI TİHA ile yerli mühimmat TOLUN'un başarılı testlerini mercek altına alarak, Türkiye'nin savunma sanayisindeki bu hamlesini diplomatik gerilimin yaşandığı bir dönemde “stratejik mesaj” olarak yorumladı. Gazete, söz konusu kabiliyetlerin Türkiye'nin askeri gücünü ve bölgesel caydırıcılığını artırdığına dikkat çekti.

HABER MERKEZİ

İsrail basını, Türkiye'nin savunma sanayisindeki son hamlelerini yakından izlemeyi sürdürüyor. İsrail merkezli Maariv gazetesi, yerli mühimmat TOLUN ile Bayraktar AKINCI TİHA'nın gerçekleştirdiği başarılı test atışlarını mercek altına alarak dikkat çekici bir analiz yayımladı.

Maariv'de yer alan haberde, Türkiye ile İsrail arasında diplomatik gerilimin arttığı bir dönemde yapılan bu testlerin, Ankara'nın savunma sanayii alanında "stratejik bir mesaj" niteliği taşıdığı ifade edildi. Gazete, "Bayraktar AKINCI TİHA, yerli mühimmat TOLUN ile yapılan atış testlerinde tam isabet sağlayarak harekât kabiliyetini açık şekilde ortaya koydu" değerlendirmesine yer verdi.

AKINCI VE TOLUN TESTLERİ

Habere göre, Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen testlerde, ASELSAN tarafından geliştirilen TOLUN mühimmatı iki farklı konfigürasyonla denendi.

TOLUN-F, parçacıklı harp başlığıyla yumuşak hedeflere karşı etkinlik gösterdi.

TOLUN'un beton delici versiyonu ise tahkim edilmiş hedefler ve sığınaklara karşı imha kabiliyetini sergiledi.

"TÜRKİYE BİR ÜST SEVİYEDE"

Maariv, GPS/INS entegre seyrüsefer sistemine sahip ve elektronik harp karıştırmalarına karşı dayanıklı bu mühimmatların, Türkiye'nin insansız hava platformları üzerinden hassas vuruş kapasitesini bir üst seviyeye taşıdığını vurguladı.

"ASKERİ GÜÇ VE CAYDIRICILIK" VURGUSU

İsrail gazetesinde yer alan değerlendirmelerde, bu gelişmelerin Türkiye'nin askeri kapasitesini güçlendirdiği ve özellikle Doğu Akdeniz gibi stratejik bölgelerde caydırıcılığı artırmayı hedeflediği ifade edildi.

Haberde görüşlerine yer verilen uzmanlar, AKINCI ve TOLUN gibi sistemlerle ulaşılan mühimmat çeşitliliğinin yalnızca terörle mücadeleyle sınırlı olmadığını, daha geniş bir stratejik çerçeveye işaret ettiğini belirtti.