TRT Haber
Türkiye ile ABD arasındaki F-16 savaş uçağı satın alma ve modernizasyonu görüşmelerinin uzadığı öğrenildi. Sürecin uzamasıyla birlikte farklı ülkeler F-16'ya alternatif uçakların satışı için harekete geçti. Türkiye'nin diğer uçaklar için yeşil ışık yaktığı bildirildi. Türkiye'nin alternatif savaş uçağı için önünde hangi seçenekler bulunuyor? İşte tüm detaylar...
F-16'NIN ALTERNATİFLERİ NELER?
Başkan Erdoğan ise alternatifler konusunda açıklamada bulundu.
Başkan Erdoğan'ın ABD'den F-16 tedarikindeki sıkıntılara ilişkin çıkışı, "kim bu sinyal çakanlar" sorusunu akıllara getirdi. Eurofighter Taypoon, Rafael, Gripen ya da J-10 ve SU-35. Peki 4. ve üzeri nesil savaş uçaklarını hangi ülkeler üretiyor ve Türkiye ile savunma sanayi alışverişleri nasıl?
ALTERNATİF ÜLKE VE UÇAKLAR NELER?
Avrupa'da dört ülkenin konsorsiyum halinde ürettiği 4 buçuk nesil Eurofighter Typhoon savaş uçağı seçeneklerden biri. Ortakları arasında İngiltere, Almanya, İtalya ve İspanya bulunuyor.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin, şöyle anlatıyor:
"Avrupa'ya baktığımız zaman özellikle İngiltere'de Eurofighter Taypoon uçakları üretiliyor. Bunlar safkan yani başlangıçtan itibaren 4 buçuk nesil olarak geliştirilmiş çift motorlu aesa radara sahip ve çok güçlü havadan havaya füze sistemleriyle donatılmış performansı yüksek savaş uçakları."
Türkiye için bir diğer alternatif de Fransa'nın ürettiği Rafale savaş uçağı. Hem 4 buçuk nesil hem de çift motorlu olması muadilleri arasında öne çıkmasını sağlıyor.
Ancak Fransa'nın Türkiye'ye karşı siyasi tutumu bu sürecin kolay olmayacağını gösteriyor.
"Fransa tarafında Rafael gerçekten çok güçlü bir uçak. Bizim Türk Hava Kuvvetleri bünyesinde Anadolu Kartalı tatbikatı gerçekleştiriyor her yıl. Biz 2021 yılındaki tatbikatta Katar'a ait Rafael uçakları inceleme fırsatı bulduk."
"NATO STANDARDINDA DEĞİLLER"
İsveç'in ürettiği GRİPEN savaş uçağı da seçenekler arasında. Tek motorlu bu uçak, kapasite olarak F-16'ya yakın ancak rakiplerine kıyasla üstün özellikler sergilemiyor.
İsveç'in uzun zamandır devam ettirdiği bir ambargo politikası olduğunu hatırlatan Şahin şöyle devam ediyor:
"Bize herhangi bir savunma sanayi alanında bir silah sistemi tedarik etmiyor. Hatta İsveç üretimi bazı silah sistemleri şu anda terör örgütü PKK tarafından da aktif olarak kullanılıyor.
Bu yüzden GRİPEN savaş uçağını biraz elememiz gerekiyor. Zaten GRİPEN Türk Hava Kuvvetlerine de çok hizmet edebilecek, onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir uçak değil. Çünkü oldukça küçük bir uçak ve hava hava görevlerinde de küçük olmasından ötürü başta menzil olmak üzere çeşitli dezavantajları bulunuyor."
Rusya ve Çin de Türkiye'nin uçak tedarikine sıcak baktığı ülkeler arasında. Çin'in J-10 ve Rusya'nın SU-35 savaş uçakları da 4 buçuk nesil. Ancak Türkiye'nin Çin ve Rus uçaklarını tedarik etmesi çok mümkün gözükmüyor.
" Ancak Çin ve Rus uçakları bilindiği üzere nato standardı değil. Dolayısıyla Türk Hava Kuvvetleri'nin alt yapısı bu uçaklara uyumlu değil. Onun haricinde biz çok sayıda milli mühimmat geliştirdik ve bunları savaş uçaklarımızda aktif olarak kullanıyoruz. Bu mühimmatların da hiçbirisi Çin ve Rus uçaklarına uyumlu olmayacaktır. Dolayısıyla Çin ve Rus yapımı bir savaş uçağı tedarik ettiğimiz takdirde bizim alt yapımızı bu uçakları uygun hale getirmemiz en az 10 sene sürecektir. Harbe hazır şekilde uçakları kullanmamız da dahil.
Biz Çin ve Rus tipi bir savaş uçağı tedarikinde bulunursak yani savunma sanayinde NATO dışında bir tedarik daha bulursak muhtemelen bu CAATSA yaptırımlarının dozu daha da artacaktır. Çin'den bir tedarikte bulunmamız durumunda özellikle bu yaptırımın dozunun çok daha artacağını düşünüyorum."
ALIMI KADAR BAKIMI DA KRİTİK
Tüm bu uçakların alımı kadar bakımı da oldukça kritik. Çünkü uçakla birlikte sistem de satın alınmış oluyor.
Havacılık Araştırmacısı Cem Doğut asıl maliyetli kısmın burası olduğunun altını çiziyor:
"Bu uçakların motorunun bakımı yapılacak, elektrikleri, motoru çalıştırmak için vereceğiniz basınçlı havayla tribün çalıştırır. Bunların basınçları, elektriklerinin voltajı vesaire hepsi farklıdır. Yani sizin sıfırdan o uçak için bir altyapı kurmanız gerekiyor.
Biz Eurofighter aldığımızda veya Rafael aldığımızda veya dediğim gibi olmayacak bir şey ama İsveç'ten GRİPEN uçağını aldığımızda içinde bolca amerikan menşeli ürün bulacaksınız. Bunların bazıları ticari ürünlerdir. O zaman Amerika pek ses çıkartmayacaktır ama çip kullanımlı veya askeri ürünlerde Amerika'nın buna söz hakkı var."
Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinde bugün 230 civarında savaş uçağı bulunuyor. Bunların tamamına yakını da 4. nesil F-16'lardan oluşuyor.
Ancak Yunanistan, İsrail gibi çok sayıda ülke 4 buçuk ya da 5. nesil savaş uçaklarını tedarik ediyor. Bu da Türkiye'nin diğer seçeneklere yönelmesini zorunlu kılıyor.