Bölgede beyaz petrol fışkırıyor: Dünyada bir ilk gerçekleşti

Hidrojen, son yıllarda ''beyaz petrol'' olarak adlandırılmaya başlandı. Özellikle ulaşım, sanayi ve enerji depolama alanlarında büyük bir dönüşüm vaat eden hidrojen, petrolün yerini alabilecek bir alternatif olarak öne çıkıyor. Son olarak ülkede sıcak bir gelişme yaşandı.

Mehmet Selvitop

Ülkede hidrojen enerjisi alanında büyük bir adım attı. Son yıllarda "beyaz petrol" olarak adlandırılmaya başlanan hidrojen, bölgenin enerji stratejisinde önemli bir rol oynamaya hazırlanıyor.

Hidrojen, sıfır karbon salınımı ile enerji üretimi sağlama potansiyeli sayesinde, fosil yakıtların yerini alabilecek temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak büyük bir ilgi görüyor. Avrupa ülkesi, hidrojen üretim kapasitesini artırmak ve enerji geçişini hızlandırmak amacıyla devasa yatırımlar yapmayı planlıyor.

Hidrojen, enerji üretiminde ve ulaşım sektöründe önemli bir dönüşüm yaratma potansiyeline sahip. Fosil yakıtların yerine geçebilecek kapasiteye sahip olan hidrojen, özellikle yeşil hidrojen üretimiyle çevre dostu bir enerji kaynağı olarak öne çıkıyor. Yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak elde ediliyor ve karbon salınımını sıfıra indiriyor.

Hidrojenin "beyaz petrol" olarak adlandırılmasının nedeni, özellikle ulaşım ve sanayi sektörlerinde, enerji verimliliği yüksek ve çevreye duyarlı bir alternatif yakıt olarak kullanılabilmesidir. Otomobillerden gemilere kadar birçok ulaşım aracı hidrojenle çalışmaya başlayacak. Ayrıca, endüstriyel üretim süreçlerinde de hidrojenin kullanımı, ülkenin sanayi kapasitesini güçlendirecek.

"BEYAZ PETROL" ÜRETİM MERKEZİ KURULACAK

Litvanya'nın Klaipėda Limanı'nda çok önemli bir hidrojen üretim merkezi kurulacak.

Duyurulan proje, Klaipėda Limanı'nı Baltık bölgesinde yerinde yeşil hidrojen üreten ilk liman konumuna getirecek. Özel bir firma tarafından geliştirilecek olan proje, Baltık'ta tonaj bakımından AB'nin ikinci büyük limanı olan bölgede günde 500 kg yerinde yeşil hidrojen üretmesini sağlayacak. Bu, sürdürülebilir kaynaklardan çekilen 3 MW elektrik girdisi kullanılarak yılda 127 tona eşdeğerdir.

Ayrıca, yerinde üretim hidrojenin taşınması ve depolanması ihtiyacını azaltmaya yardımcı olurken, ilişkili emisyonları da azaltır.

Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın limanların 2050'ye kadar nakliye emisyonlarında %90'lık bir azalma sağlamasını gerektirmesiyle2, operatörler daha yeşil çözümlere doğru ilerlemek için baskı altındadır.