Yeliz Gediman
Berat Kandili'nde oruç tutmanın sevabı, bu mübarek günde ibadetlerini yerine getirmek isteyen Müslümanlar tarafından merak ediliyor. Berat, Arapçada "temize çıkma" anlamına gelir. İslam inancına göre bu gece, bereketli ve feyizli olup günahların affedildiği, kulların temize çıkarıldığı ve rahmete kavuştuğu mübarek bir gecedir. Peki, Berat Kandili'nde oruç tutulur mu, kaç gün tutulur? İşte Berat Kandili'nde oruç tutmanın sevabı ve fazileti
Berat Kandili Şaban aynın 14. Gününe denk gelmektedir. Bu da 2025 yılı için 13 Şubat tarihine denk geliyor. Ramazan ayı ise miladi takvime göre 1 Mart'ta başlıyor. Ramazan ayında ilk sahur 28 Şubat'ta yapılacak ve 1 Mart Cumartesi günü oruç tutulacak. Böylelikle ilk teravih namazı da 28 Şubat'ta kılınacak.
BERAT KANDİLİ'NDE ORUÇ TUTULUR MU?
Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Bu vesileyle Berat Kandili'nde oruç tutmak, manevi arınma ve Allah'a yakınlaşma adına büyük bir fırsattır.
Bu mübarek günde oruç, kişinin nefsini terbiye etmesine, günahlarından arınmasına vesile olur. Aynı zamanda, Allah'ın rahmet ve mağfiretinin bol olduğu bu gecede oruçlu olmak, kulluğun samimi bir göstergesi ve ilahi lütfa erişmenin bir kapısıdır. Açlığı ve susuzluğu sabırla göğüsleyen mümin, hem dünyevi hem de uhrevi kazanç elde eder, ruhunu besler ve kalbini Allah'a yöneltir.
BERAT KANDİLİ'NDE ORUÇ TUTMANIN SEVABI NEDİR?
Berat Kandili'nde oruç tutmanın sevabı, Allah'ın rahmet ve mağfiretine erişme yolunda büyük bir kazançtır. Bu mübarek gün, kulların affa ve ilahi lütfa mazhar olduğu bir zaman dilimi olduğundan, oruç tutarak kişinin ruhunu arındırması, nefsini terbiye etmesi ve günahlarına kefaret araması büyük bir ibadet bilinci oluşturur. Oruç, bedenin açlığını hissettirirken, kalbi Allah'a daha fazla yöneltmeye vesile olur. Berat gecesinde affedilmek isteyen bir mümin, gündüzünü oruçla geçirerek ibadetine anlam katar ve Rabb'inin rızasını kazanmaya daha da yaklaşır.
Kur'an-ı Kerim'de 'Apaçık Kitaba yemin olsun ki, Biz Kur'an-ı mübarek bir gecede indirdik. Biz, gerçekten uyarıcıyız. O mübarek gecede, her hikmetli iş katımızdan bir emirle ayırt edilir...'(Duhan, 44/1-4)
Ayette geçen, 'mübarek gece'den maksat; Berat Gecesidir. Kur'ânın bu gecede, Yedinci semadan dünya semasına indirildi. Kadir gecesinde ise ilk kez Peygamber Efendimize indirilmeye başlandı.
Allahü teâlâ, ezelde, hiçbir şey yaratmadan önce, herşeyi takdîr etti, diledi. Bunlardan, bir yıl içinde olacak her şeyi, bu gece meleklere bildirir.
Ayrıca Hazret-i Âişe validemiz buyurdu ki: Resulullah'ın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şaban ayının tamamını oruçla geçirirdi. (Buhârî)
Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfildir. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.)[Nesaî]
Hz.Muhammed (SAV) şöyle buyurdu;
"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (İbn Mâce)
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Şa'bân-ı şerîfin onbeşinci gecesi olunca, o geceyi ihyâ ediniz ve gününde oruç tutunuz! Muhakkak ki, Allahü teâlâ, "Magfiret olunmak isteyen yok mudur, magfiret edeyim. Rızık isteyen yok mudur, rızık vereyim. Kim ne isterse vereyim!" buyurur. Bu hâl sabaha kadar devam eder.)
(Rahmet kapıları dört gece açılır. O gecelerde yapılan duâ, tevbe, red olunmaz. Fıtr Bayramının ve Kurban Bayramının birinci geceleri, Şa'bânın onbeşinci (Berât) gecesi ve arefe gecesi.)
(Berât gecesini ganîmet, fırsat biliniz. Şa'bânın onbeşinci gecesidir. Kadir gecesi çok büyük ise de hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece (Berât gecesinde) çok ibâdet ediniz. Yoksa kıyâmet gününde pişmân olursunuz.)
(Şa'bânın onbeşinci gecesinde Allahü teâlânın kulları üzerine rahmeti zuhûr edip, mü'minleri magfiret eder, bağışlar. Kâfirlere ise mühlet verir. Kin ve hased sahibi olanları bu sıfatları terk edinceye kadar kendi hâllerinde bırakır.)
(Şa'bân ayının onbeşinci gecesi, rahmet-i ilâhi dünyayı kaplar, herkes affolur. Ancak haksız yere müslümanlara düşmanlık besleyen ve Allahü teâlâya ortak koşan magfiret olunmaz.)
Âişe vâlidemiz, Peygamber efendimizin Berât gecesinde, sabaha kadar ibâdet ettiğini görünce sordu:
- Yâ Resûlallah, Allahü teâlânın en sevgili kulusun! Buna rağmen niçin bu kadar kendini yoruyorsun?
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
- Ey Âişe, ben şükredici kul olmıyayım mı? Ey Âişe, sen bu gecede, ne olduğunu bilir misin?
Âişe vâlidemiz tekrar sordu:
- Bu gecenin diğer gecelerden üstünlüğü nedir yâ Resûlallah?
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
- Bu sene içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu sene içinde öleceklerin isimleri bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip edilir. Bu gece herkesin ameli ve işleri Allahü teâlâya arz olunur.