Deutsche Welle Türkçe
Almanya atom bombası taşıma kabiliyetine sahip Tornadoların yerine 35 adet F-35 almaya karar verdi. Ancak Fransa, komşusu Almanya'nın bu kararından hoşnut değil.
F-35 tipi savaş uçağına uygun bir pilot kaskını denemek isteyen kişinin buna iki gününü ayırması gerekiyor. Zira kafanın dijital taramadan geçirilmesi ve gözbebekleri arasındaki mesafenin tam tamına ölçülmesi şart.
Kaskın boyutları kusursuz bir biçimde ayarlandıktan sonra pilot başında yüksek teknoloji ile donatılmış karbon başlığını takabilir. Kaskının ekranına yansıtılan canlı kamera görüntüleri sayesinde pilot artık gece ve gündüz uçağının içinden her yönü görebilir ve yine kaskındaki sensörler sayesinde silahları gözlerini oynatarak yönlendirip kullanabilir.
Yaklaşık 400 bin dolar değerindeki bu mucizevi kask, F-35'in tamamını temsil ediyor aslında: Son derece modern, pahalı ve karmaşık. Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) önde gelen silah üreticilerinden Lockheed Martin'in bir ürünü olan F-35, bir savaş uçağından daha fazlası olmayı hedefliyor. O havada diğer araçlarla bağlantı kurabilen ve bu sayede yüz binlerce veriyi işlemden geçirebilen jet motorlu, silahlı bir bilgisayar. Sistemin algoritması o an hangi veri önemli ise pilota onu gönderiyor.
"DİĞER HEPSİNDEN DAHA İYİ"
F-35 bu özellikleriyle dünyanın en modern savaş uçağı olarak nitelendiriliyor. Peki bu uçak Alman ordusuna da uygun mu? Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, Pazartesi günü yaptığı açıklamada 35 adet F-35 satın alınacağını duyurdu. Bu uçakların, 40 küsür yıl önce Alman Hava Kuvvetleri envanterine giren ve Amerikan atom bombalarını gerektiğinde hedefe götürme kabiliyetine sahip olan Tornado savaş uçaklarının yerini alması hedefleniyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (European Council on Foreign Relations) adlı düşünce kuruluşunda güvenlik uzmanı olarak görev yapan Rafael Loss, Deutsche Welle'ye yaptığı değerlendirmede, F-35'in tercih edilmesinin arka planında askeri gerekçeler olduğunu dile getirdi. "Bir atom bombasını hedefe taşımak istediğinizde bunu, diğerlerine oranla hayalet (radara yakalanmayan) uçaklarla çok daha iyi yaparsınız" diyen Loss, "Bizim bu azaltılmış radar kesitine ve hedefleri daha uzaktan tanıma ve yok etme kabiliyetlerine ihtiyacımız var. Bunu da F-35, şu an piyasada olan diğer tüm hava muharebe sistemlerinden daha iyi yapıyor" ifadelerini kullandı.
Ancak her şeyin bir bedeli var. Loss, Almanya'nın almayı planladığı 35 adet F-35 savaş uçağının maliyetinin yaklaşık 4 milyar euro olacağını belirtiyor. "Buna tabii ki, oldukça yüksek olan işletme ve bakım giderleri de eklenecek" ifadesini kullanan Loss, sadece Alman askeri havalimanlarının F-35'lerle uyumlu hale getirilebilmesi için yüzlerce milyon euroya ihtiyaç olduğunu vurguladı. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırarak başlattığı savaş olmasaydı böyle bir yatırım Almanya açısından büyük olasılıkla düşünülmezdi. Ancak şimdi, federal hükümetin Alman ordusunu 100 milyar euro çapında bir yatırımla güçlendirmeye karar vermesinin ardından gerekli maddi kaynak bulundu. Ayrıca Alman ordusunun elinde atom bombası taşıma kapasitesine sahip uçakların bulunmasına karşı siyasi bir direniş de oldukça zayıf. Geçen Aralık ayından bu yana Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile federal koalisyon hükümetinde yer alan ve bir zamanlar pasifistler tarafından kurulan Yeşiller'den bile karşıt sesler çok cılız çıkıyor.
Federal parlamentoda F-35 alımı planına net bir dille karşı çıkan tek parti, muhalefetteki Sol Parti. Partinin meclis grubunda savunma politikaları sözcüsü olarak yer alan Ali Al-Dailami, "Biz Alman ordusunun, nükleer silahlarla donatılma yeteneğine sahip savaş uçaklarıyla güçlendirilmesine karşıyız. Ciddi bir durumda, Alman ordusuna bağlı pilotların ABD'ye ait atom bombalarını atmasını öngören nükleer ortaklık güvenlik sağlamaz, bilakis Avrupa'da olası bir nükleer savaşı körükler. Ukrayna'daki savaşın dehşeti, silahlanma yarışı için bir bahane olarak kötüye kullanılmamalı" ifadelerini kullandı.
FRANSA'DA RAHATSIZLIK YARATTI
Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nden Paul Maurice ise "Almanya'nın kararı Fransa'da hayal kırıklığı ile karşılandı" dedi. "F-35 burada, ABD'nin NATO içindeki gücünün bir sembolü olarak görülüyor. Avrupa'nın özerkliği ve egemenliği ile ilgili yapılan onca konuşmanın ardından beklenti, Almanya'nın daha çok bir Avrupa silahlanma siyasetine göre pozisyon almasıydı" ifadelerini kullanan Maurice, ABD'nin bir önceki başkanı Donald Trump döneminde olduğu gibi, güvenlik politikaları gereği kendini geri çekmesi durumunda ne olacak sorusunu gündeme getirdi. "Bu bir sonraki ABD başkanı greve geldiğinde ya da daha önce ABD Kongresi seöimlerinden sonra olabilir" dedi. Avrupa'nın bu tarz gelişmelere hazırlıklı ve güvenlik konularında özerk olması gerektiğini dile getiren Paul Maurice, "Bunun için 10-15 yıl hazırlık gerekiyor, o yüzden hemen başlamak lazım" dedi.
Almanya'nın F-35 alma kararının ardından Fransa'da yaşanan bir diğer endişe de Alman-Fransız-İspanyol ortak savaş uçağı projesi FCAS'in (Future Combat Air System) geleceğinin tehlikeye girme olasılığı. Bu proje kapsamında, 2040 yılına kadar, Fransız Rafale ve Alman Eurofighter savaş uçaklarının yerini alacak modern savaş uçağının yapımı öngörülüyor. Maurice göre Paris'te şu and, "Almanya'nın bu durumda FCAS'e ihtiyacı olacak mı? Yoksa F-35'ler geçici değil de uzun vadeli bir çözüm mü?"