İHA
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmek için 5 maddelik teklifte bulunduğuna değinerek, "Ermeni tarafı bu teklife olumlu yanıt verdi" ifadelerini kullanırken, 28 yıl boyunca AGİT Minsk Grubu'nun sonuç alamamasını da eleştirerek, "Biz bu ihtilafı kendimiz çözdük" dedi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, 2022 yılının ilk çeyreğinin sonuçlarıyla ilgili toplantı düzenledi. Konuşmasında 28 yıl boyunca Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun Ermenistan-Azerbaycan sorununa yönelik sonuç alamamasına değinen Aliyev, "AGİT Minsk Grubu, İkinci Karabağ Savaşı'na kadar 28 yıl faaliyet gösterdi ve eş başkan ülkeler bu süre zarfında Azerbaycan'ı, Ermenistan'ı belki de yüzlerce kez ziyaret ettiler. Sonuç göz önünde, sonuç sıfır" diye konuştu.
"BİZ BU İHTİLAFI KENDİMİZ ÇÖZDÜK"
Aliyev, "Avrupa Birliği ile ilişkilerimiz savaştan sonra daha da yoğunlaştı. Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı da ihtilaf sonrası dönemin gerçekliklerini kabul etti. Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Sayın Charles Michel'in girişimiyle Aralık ve Nisan aylarında üçlü görüşmeler yapıldı. Görüşmelerle ilgili bilgi verildi. Elbette hem uzmanlar hem de Azerbaycan kamuoyu, son tebliğde 'Dağlık Karabağ' isminin olmadığını gördü ki bu çok doğal. Çünkü Azerbaycan buna karşı çıktı ve 'ihtilaf' kelimesi de yok. Bu da çok doğal, çünkü ihtilaf yok. İhtilaf çözüldü. Biz bu ihtilafı kendimiz çözdük" dedi.
"ERMENİSTAN, İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİRMEK İÇİN AZERBAYCAN'IN ÖNERDİĞİ 5 MADDEYİ OLUMLU KARŞILADI"
Azerbaycan'ın Ermenistan ile arasındaki ilişkileri normalleştirmek için 5 maddeden oluşan bir teklifte bulunduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, "Ermeni tarafı bu teklife olumlu yanıt verdi ve bu açıklamalar Brüksel toplantısından önce yapıldı. Brüksel'deki toplantıda bunu kendim için netleştirmek istedim, yani Ermenistan 5 maddeyi kabul ettiğini açıkça belirtti. Böylece Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü kabul edilmiş oluyor ve Ermenistan, Azerbaycan üzerindeki toprak iddialarından vazgeçiyor demek. Bu çok olumlu bir şey ve bence ikili ilişkilerin normalleşmesi için önemli bir koşul. Hem sınırların belirlenmesi, hem de barış anlaşmasının hazırlanmasıyla ilgili çalışma grupları kurulmasına karar verildi" diye konuştu.
"ERMENİ VAHŞETİNİ ASLA UNUTMAMALIYIZ"
Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgal ettiği gerçekliğinin hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirten Aliyev, "Bu işgali asla unutmamalıyız, Ermeni vahşetini asla unutmamalıyız. Aynı zamanda bugün Azerbaycan'ın güçlü, Ermenistan'ın ise zayıf olduğunu unutmamalıyız. Ermeni tarafının tavrı bu faktörlere dayanmaktadır. Elbette geleceğe bakarak Azerbaycan'ın daha da güçleneceğinden eminim. Ermenistan'ın gelişimi buna, Ermenistan'ın komşu ülkelere karşı tutumuna bağlı olacaktır. Çünkü Ermenistan'ın Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri normalleştirmeden gelişemeyeceği, 30 yıllık saldırganlık politikasının onlara çok pahalıya mal olduğu, gerçekten bağımsız bir ülke olma şansını kaybettiler. Bu nedenle belki de bu Ermenistan için son şanstır. Kalkınma için, öncelikle Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkilerin uluslararası hukuk normları ve ilkeleri temelinde normalleştirilmesi gerektiğini tekrar söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.
İkinci Karabağ Savaşı'ndaki zaferi sonucunda Azerbaycan'a büyük bir ilgi olduğunu söyleyen Aliyev, iş yapmak ve ticari ilişkiler kurmak için çok sayıda talep olduğuna ve bugün Azerbaycan'ın dünyada kendine bu kadar ilgiyi çekebilen ender ülkelerden biri olduğuna dikkat çekti.
"BAYRAKTAR İHA'LARI ÖLÜMCÜL BİR SİLAH DİYE NİTELENDİRDİ"
Karabağ'ın imarını Azerbaycan'ın kendi gücüyle sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Aliyev, "Kurtarılan toprakları kendi başımıza restore ediyoruz. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Çünkü genellikle böyle kanlı savaşlardan sonra, bu tür yıkımlar Karabağ ve Zengezur'daki yıkım dünyada eşi benzeri yok, İkinci Dünya Savaşı'nda böyle bir yıkım olmadı. İşgal sırasında ne de sonrasında kimse bize yardım etmiyor. Hatta çoğu ülke işgale işgal demek istemedi. Çifte standart, adaletsizlik, işte bu. Bunu bugün Rusya-Ukrayna savaşında görüyoruz" dedi.
ZENGEZUR KORİDORUNUN BİR AN ÖNCE AÇILMASI MESAJI
Brüksel'de 6 Nisan'da gerçekleştirilen toplantıda hem demiryolu hem de Zengezur'dan geçen karayolu üzerinde detaylı bir görüş alışverişinde bulunduklarına değinen Aliyev, "İran üzerinden Nahçıvan'a ve oradan da dünya pazarlarına bir yol inşa etme projesi şimdiden hazırlanıyor. Umarım yakın zamanda bir temel atma töreni yapılır ve böylece yeni bir uluslararası ulaşım koridoru açılacaktır" şeklinde konuştu. Aliyev, "100 kilometrelik Horadiz-Ağbend demiryolunun 60 kilometresinin hazır olduğunu da söylemeliyim. Yani hızlı ilerliyoruz. Dört ve altı şeritli otoyollar da inşa ediliyor. Bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. Ermenistan da bizim planlarımızı engelleyemeyeceğini görmelidir. Zira 10 Kasım Bildirisi, Azerbaycan'ın batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında bir bağlantı olması gerektiğini açıkça belirtmektedir ve bu Ermenistan'ın yükümlülüğüdür. Biraz daha hızlı hareket etmeleri onlar için daha iyi. Aksi takdirde, hala bir köşede kalacaklar" ifadelerini kullandı.
"HANKENDİ'DE BİR HAFTA GAZ OLMAYINCA BİZİ ARAMAYAN KİMSE KALMAMIŞTI"
Aliyev, Hankendi'nin 1 hafta doğal gazsız kalmasına da değinerek,"Hankendi'de bir hafta gaz olmayınca Amerika'dan Avrupa'ya karar bizi arayacak kimse kalmadı. Şimdi Ermenilerin yaşadığı Karabağ'daki doğalgaz boru hattı bakımsız durumda ve bir süredir doğalgaz gelmiyor. Dünyaya Azerbaycan'ın burada insani bir felakete yol açtığını söylediler. Nahçıvan gazını keserek ve 15 yıl boyunca bu şekilde tutmuştular. Nahçıvan'da kış daha sert geçer. Ama Hankendi'de bir hafta gaz olmayınca Amerika'dan Avrupa'ya bizi arayacak kimse kalmamıştı. Bir haftadır gazsızlar, bu insani bir felaket mi? Ama Nahçıvan 15 yıldır gazsızken neden insani bir felaket değildi? Soru budur. Bu sorunun bir cevabı var mı? Evet, çifte standart ve ayrımcılık. Şimdi doğal gazı onlara biz sağladık ve Ermeniler bunu takdir etmeli. Biz sadece iyi niyet gösterdik. Azerbaycan vatandaşı olduklarını ve Azerbaycan bayrağı altında yaşamaları gerektiğini ve yaşayacaklarını da anlayacaklarını umuyoruz. Bunu ne kadar erken anlarlarsa onlar için o kadar iyi olacak" dedi.