Ömer Faruk Madanoğlu \ aksam.com.tr
Foreign Policy'de yayınlanan bir makaleye göre, Ankara, Ukrayna ile güvenlik işbirliğinden Rusya ile enerji işbirliğine, Kiev ile Moskova arasında diplomatik arabuluculuk yapmaya kadar birçok cephede aktif hamleler yapıyor.
Foreign Policy'nin"Ağustos'ta Ukrayna limanlarından tahıl sevkiyatlarını kolaylaştıran Türkiye'nin diplomasisi oldu." dediği makalesinde öne çıkan başlıklar:
Ankara, Ukrayna savaşı Ankara için önemli fırsatlar ve zorluklar sunarken, Türkiye, Batı'ya Rusya ile en etkili şekilde nasıl başa çıkılacağı konusunda ders veriyor.
Ankara uzun zamandır Avrupa ve Asya arasındaki kıtalararası kavşaktaki stratejik konumunu güçlendiriyor.
İşlevsel olarak Türkiye, enerji ve gıda tedariki gibi kilit kaynaklar için hayati bir geçiş koridoru işlevi görüyor ve bu koridor, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının ekonomik ve ticari aksaklıkları göz önüne alındığında daha da önemli hale geldi.
Kurumsal olarak Türkiye, NATO güvenlik bloğunun hayati bir üyesidir, ancak Rusya ve İran gibi Batılı hasımları ile olan ilişkileri de dahil olmak üzere, Amerikalı ve Avrupalı ortaklarına karşı hareket eden bir üyedir.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Ankara, bölgesel bir güç olarak konumunu güçlendirmek için her iki bağlantı biçiminden de yararlandı; bu, ne Batı yanlısı ne de Rusya yanlısı kampa tam olarak uymayan bir güç.
Türkiye, Ukrayna kuvvetlerinin Rus mevzilerine saldırmasına yardımcı olduğu olarak Bayraktar TB2 SİHA da dahil olmak üzere Kiev'e önemli miktarda silah sağlıyor.
Aynı zamanda Ankara, Ukrayna işgaline yanıt olarak Batı'nın Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmadı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 5 Ağustos'ta Rusya'nın Soçi kentinde yaptığı görüşmede Türk-Rus enerji işbirliğini genişletmeyi tartıştı.
Yine de, yaptırımlara katılmaktan kaçınırken, Ankara, PKK ve diğer örgütlerin barınmasıyla ilgili meseleler yüzünden NATO'nun İsveç ve Finlandiya'ya genişlemesini aylarca engellemiş olsa bile, Türkiye NATO'nun Ukrayna'ya güvenlik desteği sağlama konusundaki tutumunu geniş ölçüde destekledi.
Türkiye'nin en önemli rolü, Moskova ile Kiev arasındaki tahıl ve gıda tedariki sorununda arabuluculuk yapmak oldu.
Türkiye, Birleşmiş Milletler ile birlikte, savaşın başlamasından bu yana kesintiye uğrayan gıda ve tahıl ihracatının kilidini açmak için bir anlaşma metni üzerinde çalıştı ve 22 Temmuz'da İstanubul'da tahıl koordinasyon merkezinin açılmasına ön ayak oldu.
Ukrayna'nın gıda ve tahıl ihracatı, Orta Doğu, Afrika ve küresel pazarlara ulaşmak için Türkiye'nin Karadeniz ve Boğaz'daki deniz sularından geçmek zorunda.
Türkiye, hem Rusya hem de Ukrayna ile iyi iş ilişkileri olan tek NATO üyesiydi ve bu sayede deniz gemilerinin bu bölgeden güvenli geçişini garanti altına alabildi.
Ankara'nın hayati gıda kaynaklarının kilidini açmasına süreçteki diplomatik prestijini güçlendirmesine önemli fayda sağladı.
Ankara'nın Rusya ile Ukrayna arasındaki tahıl anlaşmasına arabuluculuk etme çabaları, Türkiye'nin Moskova ile Kiev arasında daha geniş bir barışı müzakere etmeye yönelik başarısız girişimlerinin ardından geldi.